Şara, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’ne atadığı kardeşine yetkilerini de devretmiş
Esad yönetimine son verildikten sonra geçici Cumhurbaşkanı olan Ahmet Şara’nın, kardeşi Mahir Şara’yı Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’ne atadığı öğrenildi. Kardeş Mahir Şara liderliğindeki “Genel Sekreterlik” kısa sürede güçlendirilirken, bakanlıklar ve devletin kaynaklarının kontrolünün de bu kuruma verildiği kaydedildi.

Lübnan menşeli El Ahbar gazetesinde “Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği: Şeriat Derin Devleti” başlığı ile yayınlanan haberde, Suriye’nin geçici Cumhurbaşkanı Şara’nın, kardeşi Mahir’e verdiği yetkilere dikkat çekildi. Şara’nın kardeşi Mahir’i “Genel Sekreterliğe atadığı, bu kurum üzerinden bakanlıkları ve kaynakları kontrol eden yeni bir “sadakat ağı” kurduğu ve anayasa üstü bir otoriteye dönüştürerek Suriye ekonomisini yeniden şekillendirdiği ileri sürüldü.
“Önceki rejimin politikalarına benzer”
Haberde, Şara’nın iktidara geldiğinden beri ekonominin tüm yönleri üzerindeki kontrolünü sağlamlaştırmak için acil adımlar attığı, kendi sistemini kurarken, yakın, sadık ve güvenilir kişilere görev verdiği; Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ve bireysel eylemlerden oluşan bir karışım kullandığı ifade edilen haberde, önceki rejimin politikalarına benzer şekilde, ekonomik portföyü yöneten kurum olarak ‘Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’ni ön plana çıkarttığı aktarıldı.
Sekreterliğe, geçen nisan ayından bu yana Şara'nın kardeşi Mahir’in başkanlık ettiği vurgulanan haberde, “Mahir, Suriye devlet medyasında yayınlanan görüntülerde, kardeşi yurt dışındayken bakanlar ve yetkililerle toplantılar yaparak geçici cumhurbaşkanı görevlerini yerine getirirken görülüyor. Oluşturulan örgütsel yapı incelendiğinde, çok çeşitli ekonomik kaynakların ve bunları denetleyen kurumların, herhangi bir kurumsal standart, denetim mekanizması veya hesap verebilirlik olmaksızın doğrudan Genel Sekreterlik tarafından yönetildiği ortaya çıkıyor” denildi.
“Yasanın üstündeki güçler”
Gazeteye açıklama yapan Suriyeli ekonomi uzmanı Yunus El-Kerim’in iddiasına göre yetkililer, Suriye'nin "en yüksek makamı" haline gelen Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği konusunda "kendileriyle çelişiyor.” "Anayasa Bildirgesi'nin 51. maddesi, yeni bir anayasa çıkarılana kadar önceki yasa ve yönetmeliklerin yürürlükte kalacağını öngörüyordu. Ancak bu henüz gerçekleşmedi. Mevcut anayasa ise kurumların biçimini belirliyor ve Genel Sekreterliğe idari rolünü aşan yetkiler vermiyor" diyen Kerim, istisnai kararnamelerin "yasal bir dayanaktan yoksun olduğu ve ancak geçiş yönetiminin devam etmesi ve bu değişikliklerin niteliğini tanımlayan bir anayasayı onaylayan yeni bir Halk Meclisi'nin seçilmesiyle meşruiyet kazanabileceğini" savundu.
Genel Sekreterliğe geniş yürütme yetkileri verilmesinin "tehlikeli bir anayasal boşluk yarattığı, fiilen Başbakanlık makamına dönüştüğü ve Başkan Yardımcısı'nınkine benzer bir rol oynadığını" ekleyen Kerim, “Başkanlığa bağlı idari bir yardımcı kurum olmasına rağmen Sekreterlik, artık görevlerini veya yetki sınırlarını tanımlayan yasal bir çerçeve olmaksızın bakanlıkların performansını kontrol ediyor, izliyor ve değerlendiriyor. Böylece önceki rejimde Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın oynadığı rolü tekrarlıyor” diye konuştu. Kerim, şöyle devam etti:
Resmi bakanlıklar
“Ancak mesele yalnızca bakanlıkları kontrol etmekle sınırlı değil; Ekonomi ve Sanayi Bakanlıkları gibi bazı kilit bakanlıkların hükümet çalışmalarındaki geleneksel rolünü değiştirmeyi de kapsıyor. Bu bakanlıklar, ekonomi politikaları oluşturma rollerini kaybetmiş ve yetkileri daha önce Cumhurbaşkanı tarafından üstlenilen yürütme rollerini de kapsayacak şekilde genişletilen Genel Sekreterlik tarafından yayınlanan direktifleri uygulamaya odaklanmış durumda. Ekonomi Bakanlığı'nın ithalat ve ihracat, kurum ve kuruluşların yönetimi gibi geleneksel yetkilerinin bir kısmı artık daha üst düzey çevreler tarafından yönetilirken, bakanlığın rolü şu anda küçük yatırımcılarla ilgilenmek ve Suriye içindeki mevcut kaynakları yönetmekle sınırlı."
“İki devletli görüntü”
Daha genel olarak, ekonomik ve politik gerçekliğin "büyük grupların ve ekonomik elitlerin çıkarları ile bürokrasiyle karşı karşıya kalan sıradan vatandaşların çıkarları arasında bir uyumsuzluğa işaret ettiği, bunun da devleti pratikte iki devlet haline getirdiğini” ileri süren Kerim, bunu, “Biri, Genel Sekreterlik ve organları aracılığıyla büyük yatırımcılara hizmet veren anayasanın üstünde bir devlet, diğeri ise önceki rejimden miras kalan bürokrasi ve kayıplarla boğuşan ve Genel Sekreterliğin yürütme organı içindeki vatandaşlara ve daha küçük sektörlere hizmet eden bir devlet" tespiti ile açıkladı.(T24)
Son güncellenme: 09:31:39



































































































































































































