Demokratik Sosyalizmden Demokratik İslam’a Yeni Öcalan Söylemi

Rudaw'da çıkan habere göre kendisinin İmralı'dan yaptığı çağrı ile kurulan Mezopotamya İslami Araştırmalar Federasyonu Diyarbakır'da 1. Olağan Kongresi’ne Öcalan mesaj göndermiş.

 Öcalan mesajında Medine Vesikasını örnek gösterip İslam’ın temel değerlerinden, özgürlük dini olduğundan söz etmiş.

Kafasında kurduğu Demokratik İslam’da "kadın özgürlüğü ve ekolojik dengeyi merkeze alan bir uygarlık alternatifi "olduğunu belirtmiş.

İslam inananlar için mutlak biattir. Demokratik İslam diyerek yaptığı saçma yorumlarının değerlendirilmesini lafı uzatmadan konunun uzmanlarına bırakıyorum.

Geleli Öcalan’a, Urfa’da bukalemun gibi renk değiştiren insanlar için kullanılan bir laf var "Her boyağı boyandı, fıstığı yeşil kaldı.

Öcalan'da demokratik sosyalizm diyerek Marks'ı aştı, yarı tanrı olarak el atıp demokratikleştirmediği bir İslam kalmıştı onu da demokratikleştirdi.

Öcalan birazda Demokratik İmralı'dan söz etsin. Bizler 5 nolu Askeri Cezaevi'nde Öcalan'ın dediği gibi "bir tas çorba için" değil İnsanlık Onuru ve siyasi savunma hakkını elde edebilmek için direndik ve bedeller ödedik...

İmralı'da göbek bırakıp giydiği Lacoste tişört ile istediği açıklamayı basın yoluyla yapabilmenin istediği kişileri diğer cezaevlerinden getirtip çalışma masası etrafında toplamak gibi dünyanın hiçbir cezaevinde olmayan hakları elde etmek için Öcalan hangi bedeli ödüyor? Öcalan’ın her dediğini mütemmim cüz gibi ezbere tekrar edenlerin yüreği yetiyorsa tanınan bu olanakların nedenini açıklasınlar.

Kongreye gönderdiği mesajında Demokratik İslam diyerek saçmaladığı yorumlarına bakarak Öcalan için kafası karışık sanılmasın. Kafası karışık olmadığı Öcalan çok kurnaz ve ne yaptığını ne yapması gerektiğini çok iyi biliyor.

Kürdistan'da ulusal taleplerin yerine sosyalizm ya da şeriat odaklı çözüm önerilerini öne çıkarmak işgalci devletlerin uzmanları tarafından hazırlanan kurgulardır. Öcalan hazırlanan bu kurguların Kürd halkına uygulanmasında görev alan kişilerden sadece biridir….

Adnan Güllüoğlu

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.