TML, Ahmed Şara’nın ABD Ziyaretini ve Anlaşma Sürecini Açıkladı

New York'taki Birleşmiş Milletler koridorları, Suriye ile İsrail arasında yeni bir güvenlik anlaşmasının duyurulmasına yaklaşırken yoğun diplomatik faaliyetlere sahne oluyor. Anlaşma, 1974 "ayrışma anlaşmasının" güncellenmiş bir versiyonu olarak tanımlanıyor.

The Media Line'a konuşan bilgili kaynaklara göre, her iki taraf da anlaşmayı imzalamaya "hazır". Anlaşma, bir tampon bölge, silahların azaltıldığı başka bir bölge, uluslararası güçlerin konuşlandırılmasına ilişkin özel düzenlemeler ve hava sahasının düzenlenmesini içeriyor.

Anlaşma, yıllarca süren çatışma ve istikrarsızlıktan sonra birçok aktörün güvenlik stratejilerini yeniden değerlendirdiği bir dönemde, değişen bölgesel dinamiklerle birlikte geliyor. Ancak The Media Line'a konuşan kaynaklar, anlaşmanın 2020'den beri birkaç Arap devletinin İsrail ile imzaladığı İbrahim Anlaşmaları'na Suriye'nin katılmasını içermediğini belirtti. Bu, Şam'ın bölgesel normalleşmenin ana akım yolundan siyasi mesafesini koruma kararlılığını yansıtıyor.

Suriye Cumhurbaşkanlığı medya ofisinden bir kaynak, The Media Line'a, Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara'nın Pazar günü New York'a, bilgi, çalışma ve acil durumlar bakanlarını içeren bir heyetin başında geleceğini söyledi. Ziyareti Perşembe gününe kadar sürecek ve bu süre zarfında 24 Eylül'de Genel Kurul'a hitap edecek. Ayrıca, BM Genel Sekreteri António Guterres ve ABD Dışişleri Bakanı ile önemli ikili görüşmeler yapacak.

Aynı Kaynak, ayrıca el-Şara'nın Pazartesi günü ABD Başkanı Donald Trump'ın ev sahipliği yaptığı bir resepsiyona katılmasının planlandığını ve iki lider arasında resmi bir görüşme düzenlemek için çaba gösterildiğine dair haberler olduğunu belirtti.

Önemli bir adım olarak, Suriye Dışişleri Bakanı Asaad el-Şaibani, 12 yıllık bir kapanışın ardından ülkesinin New York'taki büyükelçiliğini yeniden açacak. Bu adım, Suriye'nin uluslararası kurumlarla yeniden angajmanının sembolik bir işareti olarak görülüyor.

The Media Line'ın elde ettiği bilgilere göre, Guterres, Cumhurbaşkanı el-Şara'ya, BM'nin Suriye özel temsilcisinin ofisini Cenevre'den Şam'a taşıma kararını bildirdi; bu, BM'nin Suriye'deki siyasi ve sahadaki sorunlarla daha doğrudan ilgilenme niyetini işaret ediyor. Guterres ayrıca mevcut özel temsilci Geir Pedersen'ın halefini aradığını belirtirken, kaynaklar Şam'ın zaten adaylar önerdiğini not etti.

Suriyeli iş insanı ve siyasetçi Wael el-Halidi, The Media Line’a yaptığı açıklamada, “Bu anlaşmanın çarpıcı özelliği, İbrahim Anlaşmaları sürecinden tamamen ayrı tutulmasıdır” dedi.

El-Halidi, Washington’un bu adımı Şam ile tam normalleşme baskısından uzak, müzakerelere açılan bir kapı olarak görebileceğini belirtti:

“Şu an odak noktası güvenlik risklerini azaltmak; daha sonra ise daha kapsamlı siyasi tartışmalara geçilmesi planlanıyor.”

Bu arada üst düzey bir Suriyeli yetkili The Media Line’a yaptığı açıklamada, Şam’ın bu anlaşmaya tamamen güvenlik odaklı yaklaştığını vurgulayarak,

“Bu aşamada İsrail ile tam siyasi veya ekonomik normalleşmeden söz edilemez” dedi.

Yetkili, anlaşmanın amacının Golan’da sakinliği korumak ve Suriye egemenliğini muhafaza etmek olduğunu, aynı zamanda BM himayesinde ileride yapılabilecek müzakerelere kapı aralık bırakıldığını da sözlerine ekledi.

Lübnanlı siyasi analist Dr. Samer Khatib, The Media Line'a yaptığı açıklamada, yakında imzalanacak anlaşmanın "on yıldan uzun süredir Suriye meselesindeki en önemli gelişme olabileceğini" söyledi. New York'ta yaşanacakların, Golan cephesini istikrara kavuşturma ve bölgenin yeni bir çatışmaya sürüklenmesini önleme yönünde uluslararası bir iradeyi yansıtacağını ekledi. Ona göre, Suriye iç konumunu güçlendirecek garantiler ararken, İsrail kuzey sınırındaki gelecekteki güvenlik risklerini azaltmayı amaçlıyor.