Öcalan-Belli Diyaloğunun Günümüze Mesajları: “Büyük Dönüşüm” 27 Yıl Sonra Yeniden Gündemde

1997 yılında Abdullah Öcalan ve Mihri Belli arasında Şam’da yapılan röportaj, Kürt sorunu, silahsızlanma ve barış süreci açısından bugünün tartışmalarına ışık tutuyor. Röportajda öne çıkan tarihsel birliktelik, gönüllü çözüm ve ideolojik dönüşüm vurguları, PKK'nin bugünkü çizgisinin köklerini gözler önüne seriyor.

4 Ağustos 2025 - 14:41
4 Ağustos 2025 - 16:36
 0
Öcalan-Belli Diyaloğunun Günümüze Mesajları: “Büyük Dönüşüm” 27 Yıl Sonra Yeniden Gündemde

Abdullah Öcalan ile Mihri Belli arasında 1997 yılında Suriye’nin başkenti Şam’da gerçekleşen kapsamlı röportaj, yıllar sonra tekrar gün yüzüne çıktı. Dönemin koşullarında “Büyük Dönüşüm” başlığıyla kaleme alınan bu söyleşi, sadece tarihsel bir sohbet değil; bugün Kürt sorunu, demokratik çözüm ve PKK’nin silahsızlanma tartışmaları açısından temel referanslardan biri niteliğinde.

Tarihin Aynasında Kürt-Türk İlişkileri

Röportajın önemli bölümlerinde Öcalan, Kürt ve Türk halklarının tarihsel birlikteliğini, özellikle Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde kurulan stratejik ittifaklarla örneklendiriyor. Malazgirt Savaşı’ndan Kurtuluş Savaşı’na kadar Kürtlerin bu coğrafyadaki siyasi ve askeri etkisine vurgu yapılıyor.

“Anadolu kapısını Türklere açan Kürtlerdir. Bu ittifak olmadan ne Malazgirt kazanılabilirdi ne de Cumhuriyet kurulabilirdi.”

Bu söylem, bugün Kürtlerin Türkiye Cumhuriyeti’ndeki kurucu rolü üzerinden yeniden tartışmaya açılan “eşit yurttaşlık” talebine tarihsel dayanak sunuyor.

Mihri Belli’nin Tahlili: Enternasyonalizme Sadık, Milliyetçilikten Uzak Bir Hareket

Mihri Belli, röportaj boyunca PKK’nin klasik milliyetçilik anlayışından uzak durduğunu, Türk ve Kürt halklarının gönüllü birliğini esas aldığını vurguluyor. Belli’ye göre PKK’nin başarısı da bu ilkeli duruştan geliyor.

“İlk kez enternasyonalist bir çizgiyi PKK’de gördük. Türk devrimi ile Kürt devrimi etle tırnak gibidir.”

Bu değerlendirme, bugün PKK’nin demokratik özerklik perspektifini ve ulus-devlet dışı çözüm anlayışını kavramsal olarak destekliyor.

Barış Süreci ve Silah Bırakma Tartışmaları Işığında Röportajın Yeni Anlamı

Görüşme, 2013-2015 Çözüm Süreci’ndeki temel argümanların erken bir öncülü gibi okunabilir. Öcalan’ın "ittifak", "birlikte yaşam" ve "karşılıklı tanıma" vurguları, bugün silah bırakma tartışmalarına siyasal zemin hazırlıyor. Özellikle şu cümle dikkat çekiyor:

 “Kürtlerle ilişkilerini doğru temelde gözden geçirmezlerse, belki de tasfiye olacak olan Kürtler değil, Anadolu Türkleri’dir.”

Bu tür söylemler, PKK’nin son yıllardaki dönüşümüne ve İmralı’dan gelen çözüm mesajlarının tarihsel sürekliliğine işaret ediyor.

Şiddetten Siyasal Çözüme: PKK'nin İdeolojik Evrimi

Röportajda Öcalan, silahlı mücadelenin mutlak bir strateji olmadığını, tarihsel koşullara bağlı bir araç olarak gördüğünü belirtiyor. Bu perspektif, 2010’lu yıllarda PKK'nin “demokratik ulus” yaklaşımıyla geliştirdiği yeni yol haritasını anlamak açısından da kritik.

Silah bırakma tartışmaları açısından bu söyleşideki ideolojik altyapı, çatışmasızlık ve barışa giden yolu önceden işaret eden bir belge niteliğinde.

Ulusal Birlik Tartışmaları ve Öcalan’ın Perspektifi

Öcalan, röportaj boyunca Kürtlerin tarihsel olarak çeşitli devlet biçimlerinde siyasal varlık gösterdiğini, Osmanlı döneminde otonomiye dayalı bir düzende yer aldığını hatırlatıyor. Bugün Kürdistanı Bölgesi'ndeki federe yapı ya da Suriye’deki özerk yönetim modelleri, bu tarihsel geleneğin modern uzantısı olarak değerlendirilebilir.

“En büyük otonomi Osmanlı döneminde vardı. Bugün özerklik konuşuluyorsa, geçmişte yaşanmış örnekleriyle bu mümkündür.”

Bölgesel Dinamikler ve Emperyalizm Eleştirisi

Hem Öcalan hem de Belli, emperyalist müdahalelere karşı halkların ortak direnişini savunurken, ulusların kendi kaderini tayin hakkını vurguluyor. Bu yönüyle röportaj, günümüzde sıkça tartışılan “BOP” projeleri, bölgesel planlamalar ve Kürtlerin konumuna dair ciddi sorular ortaya koyuyor.

Bugün İçin Ne Öğretiyor?

Bu tarihi belgede öne çıkan temel noktalar şunlardır:

  • Kürt-Türk ilişkilerinin düşmanlık değil ittifaklar üzerine kurulduğu,
  • PKK’nin ideolojik olarak enternasyonalizm ve gönüllü birlik perspektifi taşıdığı,
  • Barış ve çözüm arayışlarının 1990'larda dahi Öcalan’ın gündeminde olduğu,
  • Demokratik siyaset için silahlı mücadelenin bir son değil, tarihsel bir araç olarak görüldüğü.

Sonuç: “Büyük Dönüşüm” Sadece Geçmiş Değil, Geleceğin de Meselesi

“Büyük Dönüşüm” röportajı, sadece 90’lı yılların radikal siyasal tartışmalarını yansıtan bir belge değil; aynı zamanda Kürt meselesine dair stratejik aklın ve barışçı vizyonun erken bir manifestosu gibi değerlendirilse de PKK'nin çıkış manifestosu düşünüldüğünde ciddi çelişkiler barındırdığı tartışılmaz bir gerçek olarak ortaya çıkıyo.

Silah bırakma, demokratik siyaset, bölgesel denge ve halkların gönüllü birliği gibi başlıklar, bu röportajda çeyrek asır önce dile getirilmişti. Bugün ise bu fikirler, sahada ve masada bir kez daha hayat bulmaya hazırlanıyor.

PKK'nin Kuruluş Manifestosu ile 1997 Röportajı Arasındaki Çelişkiler

1. Ulusal Bağımsızlık Vurgusundan “Birlikte Yaşam” Modeline Geçiş
PKK'nin 1978'deki kuruluş manifestosunda net biçimde Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakkı, gerekirse ayrılma ve bağımsız bir devlet kurma hakkı savunuluyordu. Bu tez, özellikle 1980'ler boyunca sürdürülen silahlı mücadelenin meşruiyet zeminini oluşturdu. Ancak 1997 röportajında Öcalan, bağımsızlık fikrini tamamen dışlayan, bunun yerine “gönüllü birliktelik”, “ittifak” ve “birlikte yaşam” gibi kavramlara yönelen bir çizgiye evrildiğini ifade ediyor ve son zamanlardaki çıkışıyla da o dönem fikirlerini üstüne katarak sürdürüyor. Haliyle bu Kürtler açısından olumsuz dönüşüm, Kürt halkının ulusal hedeflerini önceleyen kesimlerde derin bir kırılma yarattı.

2. Enternasyonalizm ve Kemalizm Arasında Gelgit
PKK’nin ilk yıllarında “Kemalist sistem” sömürgeci ve asimilasyoncu bir yapı olarak tanımlanırken, 1997 röportajında Öcalan, Kemalizmi anti-emperyalist bir referans noktası olarak selamlıyor. Hatta Atatürk ile ideolojik bir “ortak zemin” aradığını belirtiyor. Bu, PKK’nin temel kadrolarında bile kafa karışıklığı yaratan bir çelişki oldu. Kuruluş manifestosunda eleştirilen “Türk ulusalcılığı”na yakın duruş, sonraki dönemde sık sık “taktik” gerekçelerle meşrulaştırılmaya çalışıldı.

3. Şiddet ve Silahlı Mücadeleye Bakış
PKK’nin çıkışında silahlı mücadele, Kürt halkının özgürlüğünün tek yolu olarak sunulmuştu. Oysa 1997 röportajında Öcalan, şiddetin birincil değil ikincil bir araç olduğunu, esas olanın siyasal çözüm, tarihsel anlayış ve ortak akıl olduğunu vurguluyor. Bu görüş, çatışmalarla geçen on yılların ardından gelişen pragmatik bir pozisyon olarak okunabilir; ancak PKK’nin önceki “silahlı devrimci halk savaşı” stratejisiyle doğrudan çelişiyor.

Bu Çelişkiler Ne Anlama Geliyor?

1997’deki söylemler, aslında PKK’nin ideolojik kırılma evresinin başlangıcına işaret ediyor. Öcalan’ın söyleminde belirginleşen “Türklerle yeniden anlaşma”, “devlet aklıyla uzlaşma” ve “bölgesel denge içinde konum alma” yönelimi, örgütün devrimci ve ulusal kurtuluşçu çizgisinden uzaklaşma sürecini başlatan aşamalardan biridir.

Bu çelişkiler, hem örgüt içindeki bazı geleneksel kadroların ayrılmasına neden olmuş hem de PKK’nin halk tabanı nezdinde zamanla meşruiyet kaybına yol açmıştır. Kendisini “ulus devlet karşıtı” olarak tanımlayan PKK, buna karşın Kürdistan Bölgesi'ndeki bağımsızlık referandumuna şiddetle hatta yer yer düşmanca bir yönelimle karşı çıkmış; “ulus-devlet istemiyoruz” diyerek Kürtlerin en temel ulusal haklarını bile eleştirebilen bir pozisyona gelmiştir. Bu da başlangıçtaki devrimci Kürt milliyetçiliğiyle taban tabana zıt bir yerdir.

Sonuç: Dönüşüm mü, Sapma mı?

1997 röportajı, Öcalan'ın düşünsel dönüşümünü belgeleyen önemli bir kilometre taşıdır. Ancak bu dönüşüm, PKK’nin 1978'de ilan ettiği siyasal manifestoyla karşılaştırıldığında ciddi fikirsel çelişkiler ve yön kaymaları içerir. Bu nedenle söz konusu değişim, bazı çevrelerce "esneklik" veya "taktik zekâ" olarak yorumlansa da; özellikle Kürt ulusal mücadele geleneği açısından bir sapma ya da ideolojik çözülme olarak da değerlendirilmektedir.

 

Bu haber toplam 4743 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 17:39:51