'Alevi' Şaşkınlığı
Kendilerine, "Aleviyiz!" diyenler, kendilerini bir yere oturtamıyorlar. Bu nedenle siyasetin şamar oğlanı oluyorlar.
Onlar;
"Muslumanız" diyorlar, Müslüman değiller.
"Aliciyiz" diyorlar, Şiia değiller, Ali'yi bilmezler.
Sünnet oluyorlar, Yahudi değiller.
Mihtra inancını yaşarlar, haberleri yok.
Nazara inanırlar, Hıristiyan değiller.
Kendilerine münhasır, ritüelleri yok, "Biz ayrıyız!" diyorlar.
"Ehli Beytiz*" diyorlar, Arap değiller.
"Sahabeyiz*" diyorlar, zulüm ile zorla islamiyete iliştiriliyorlar..
"Esas Müslüman biziz" diyorlar, beş şartindan uzaklar.
Allahtan değil, insanlar ve iktidarlardan korktukları için, tek tük namaz kılar, haca gider, oruç tutarlar. Ancak. Mihtra (Rêya Heqîyê, Êzdilik, Yareresan/Kakayi) inançlarını gizli yaşarlar.
"Kıblemiz insandır" deyip, canlılara şiddeti zul sayarlar, ancak Ali'nin islam şiddetini kutsayan zülfükarlı asıl olmayan sahte resmini başuçlarından eksik etmezler!
"Evladê Kerbelayız" derler, ancak evladı Dersim, Sincar, Hewreman yani Kürdistan olduklarını, ağızlarına almayarak, gizli yaşarlar...
"Esas Türk biziz" diyorlar, Türk milliyetçiliğinin hedefi olmaktan kurtulamıyorlar.
"Biz kal û beladan beri Kızılbaş, Aleviyiz!" diyorlar. Ancak, MS.1500 yıllarından önce Kızılbaşlik, MS.1880'den önce Alevilik yok!
Bir kimlik arayışı var, ancak tarihi kökleriyle kendilerini kaybetmiş, bulamıyorlar.
Yabanda kaybolmuş koyun gibiler. Yürüyen neyi bulsalar ardına düşüyorlar. Kurdun, domuzun, ayının, keçinin, atın, itin, kedinin vs.
Çoğu şeyin ayırdında değiller.
Fark edecekler mi?
Karanlık!
Oysaki, yaşadıkları Rêya Heqîye inancı, Mani, Mazdak, Zerdeşt, Zerevan ve Mitraya varır.
Yahudilik, Hıristiyanlık, Müslümanlık Mitradan yararlanarak ortaya çıkmıştır.
Bizimkilerin inancı doğa ve doğal bir inançtır. Yani Güneş, yağış, hava, topraktır. Insanlığı yaşatan olmazsa canlının ve yaşamın olmayacağı sıcaklık, su, hava, toprak ve üzerinde aldığımız yaşamsal yiyeceklerimiz kutsalımızdır.. Her an onlarla yaşarız, iciçeyiz, içindeyiz.
Mitra felsefesi, kendini yaşatanları kutsar, kendisinin yaşattıklarını kutsamaz.
Mitra inancının kolları olan Yaresanlar, Rêya Heqîyê ve Êzdiyatî inancında hayat tecrübesi olan, görmüş geçirmiş insan PÎR ve aydınlatan kişi RÊBER yani yol gösteren insanlara değer verilir. Bunlar soya göre değil, bildikleriyle, bilinçleriyle değerlidir, kıymet verilir, hürmet gösterilir.
Ama onları unutup, kişilere, halifelere, imamlara savaşçılara kutsiyet biçip, tapmaz.
Insan kıymetlidir, melekler iyidir. Îyi olmayanlar kötüdür.
Cennet ve cehennem yerine yaşanan iyilik ve kötülük vardır.
Hürmüz iyiliğin, Ehriman kötülüğün temsilcisidir.
Doğanın enerjisini temsil eden Xızırdir. Insanlığa, tabiat ile mücadelede kuvvet, pozitif enerji veren Xızırdır.
Tarihte bu Aryani inanç varken, Sami ailesinin Israiloğullarından olan Davut, Musa, İsa ve yine Sami ailesinin Arap kolundan olan Muhammed yok idi.
M.Ö. 2500-2000 yıllarında ortaya çıkan Mitra inancını getirip, kendisinden bin, iki bin, iki bin beşyüz, üç bin yıl sonra ortaya çıkmış dinlerin mezhebi, kolu, izcisi olarak tanımlamak, hiçleştirmek, aşağılamak ve çarpıtarak yok saymak yalandır, hiledir, tarihe kötülüktür.
Mihtra inancını insanlık tarihinin mitolojisinde yerli yerine koymamak, bugüne taşınan bizdeki izlerini doğru tanımlamamak yanlıştır.
Insanlar, şiddetin, değişimin, ihtiyaçların sonucu olarak din değiştirmiş olabilir. Ancak dinî bir misyon olarak toplumsal, etnik asimilasyonun harcı olarak kullanmayı, çarpıtmayı eleştirmemek tarih bilinci açısından yanlıştır, kötülüktür.
