"Türk solu" ve Yalçın Küçük’ün atanmış "enternasyonalist" öğrencilerine göre ABD Irak'a müdahale ettiğinde Kürd'ler de diktatör Saddam'ın yanında emperyalizme karşı tavır almalıydı. Kürdler ve ulusal talepleri söz konusu olduğunda UKKTH'nı es geçip bukalemunun renk değiştirdiği gibi görüşlerini değiştiren siyaset cambazları "Amerika Irak'ta işgalci güçtür" diyor. Buna itiraz eden yok, "Kedi Allah rızası için fare tutmaz" sözünde olduğu gibi ABD'nin de Irak'ta bulunması ve Kürdlere verdiği destek kendi çıkarı içindir.
ABD Irak'ta işgalci güç, Irak Güney Kürdistan'da neci?
Ayrıca SSCB dağıldıktan sonra globalleşen dünyada ABD eskiden yaptığı gibi Saddam ve benzeri diktatörleri artık desteklemiyor. Birilerinin de kendisini eşbaşkan ilan ettiği BOP Projesi'ni gerçekleştirmek amacıyla bu gün ABD Irak ve Ortadoğu'nun bir çok ülkesinde askeri üsler kuruyor. Amacı doların serbest dolaşımını sağlamak. Bunun için de olması gereken bölgede yaşayan halklar için yaşanabilir demokratik düzen getirmek istiyor. İddia edildiği gibi bir yerleri işgal ederek kalıcı olmak gibi bir derdi yok.
SSCB'nin tehditlerine karşı direnebilmenin tek yolu NATO'ya girebilmek için ilgisi ve alakası olmadığı halde Kore'de yaşanan iç savaşa asker göndermişti. Türkiye NATO üyesi olduğu halde bu gün bölgede kendi Kürd sorununu çözemediği için ABD ile ters arada bir düşüyor.
ABD'nin Suriye ve Irak'taki Kürd kazanımlarına yol açacak politikasına karşı çıkıyor. Bu karşı çıkmalar ile birlikte Rojava ve Güney Kürdistan'a askeri müdahaleler yaparak üsler kuruyor. Yaptığı müdahalelere dünya kamuoyunda meşrutiyet kazandırmak için de sınır güvenliğini ve PKK'yi gösteriyor. ÖSO'nu kuran Türkiye deviremediği Suriye yönetimi ile bozulan ilişkileri düzeltmek için çaba harcıyor. Irak’ta da 2019 yılında alt yapısı oluşturulan anlaşmayı (Bağdat ve CENTO gibi) 15 Ağustos'ta imzaladı.
Ekleri ile birlikte 10 maddelik bu anlaşmaya göre güvenlik ve koordinasyon merkezi kurulacak. Bu merkez elde ettiği bilgileri Yüksek Komuta merkezine iletecek. Irak ve Türkiye genel Kurmay başkanlarının oluşturduğu komitenin mutabakat zaptının uygulanmasını Güney Kürdistan İçişleri Bakanlığı ve İran'a bağlı paramiliter örgüt Haşdi-Şabi denetleyecek.
Hatırlamakta yarar var yarım asır "Kurtarılmış Bölge" anlayışı ile dört parçayı birleştirip Bağımsız Kürdistan için silahlı mücadele veren PKK yüz bin insanı bu uğurda feda etmesine rağmen bir karış yer kurtaramadı. Bu gün Kürdlerin bağımsız devlet olmasına karşı çıkıyor, Demokratik Konfederalizmi Kürdistan'ın her parçasında savunuyor. Bilindiği gibi Demokratik Konfederalizm çağdaş demokrasinin olduğu ülkeler için önerilen (temsili değil katılımcı bir yönetim) biçimi. Bu yönetim biçimi ileri demokrasinin egemen olduğu yerlerde uygulanabilir olmasına rağmen PKK silahlı mücadele ile Kürdleri Türkiyelileştirmek istiyor. Hendek Savaşında olduğu gibi binlerce genç hiç uğruna feda ediyor.
Irak'ta Saddam döneminde olduğu gibi bu günde birlikte yaşam şartları olmadığı için yapılan bağımsızlık referandumunda %92.3 Evet oyunu Kürdlere sorunu olan ülkeler gibi PKK ve yan kuruluşları da "yok hükmünde" saymıştı.
Türkiye ve Irak arasında 2019 yılından beri alt yapısı oluşturulmaya çalışılan Askeri Güvenlik Koordinasyonu ve Terörle ile mücadele anlaşması Irak ve Türkiye Savunma Bakanları arasında ekleri ile birlikte 10 maddelik anlaşma 15 Ağustos'ta Ankara'da imzalandı.
Kerkük ve Şengal gibi Irak ile G.K.F.Y. arasında sorunlu olan yerlere "Irak toprağıdır" diyen PKK terör örgütleri listesine alındı.1 yıl geçerli olacak bu anlaşmayı iki devletin Genelkurmay Başkanları ve danışmanları ile birlikte uygulayacak. İran güdümlü paramiliter Haşdi Şabi ve Güney Kürdistan Federasyonu temsilcisi de denetleme komisyonunda yer alacak.
G.K.F.Yönetimi İçişleri Bakanlığı temsilcisi denetim görevi yaparken özellikle brakujiye neden olabilecek provokasyonlara ve telafisi mümkün olmayan olaylara karşı dikkatli olmak ve Kürdistan'ın dört parça olduğunu unutmamaları gerekiyor.
G.K.F.Yönetiminin temsilci düzeyinde denetleme komisyonunda yer almasını "mal bulmuş mağribi gibi" boş sözlerle eleştirmeden önce bu anlaşmanın gerekçelerini ve bu gerekçelere zemin hazırlayan nedenlere bakmak gerekiyor. G.K.F.Yönetimi dış ilişkilerde (Ulusların arası sözleşmeler, gümrük, savunma, sınır güvenliği gibi konularda) hala bağımsız devler olmadığı için Irak yönetiminin alacağı kararlara bağlı. Kendi başına anlaşma yapamıyor.
Güney Kürdistan'da bağımsızlığa karşı tavrı, federe yönetimi zora sokan ve brakujiye neden olan ve olabilecek eylemleri PKK'ye karşı alınması gereken tavır genel doğrulara denk düşmesi beklenemez. Barzani ailesini hedef gösteren Yalçın Küçük’ ün öğrencileri aslında Güney Kürdistan'ın kazanımları ile birlikte bağımsız olmasına karşı çıkıyorlar.
Ayrıca NATO üyesi Türkiye’nin Güney Kürdistan'da ve Rojava'da üs kurup operasyon yapması için herhangi bir desteğe ihtiyacı var mı? Afrin'de de Barzani ailesi ve Peşmerge mi Türk askerine yol gösterdi? A.Güllüoğlu
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.