Lamia'nın Hikâyesi

Arat Barış

16.09.2020, Çar | 09:20

Lamia'nın Hikâyesi
Makaleyi Paylaş

Bir gecede her şey değişecekti.

Bir gecede her şey karanlığın rengine bürünecekti.

Ellerinden kaçıp giden şey sadece gençliğin özlemi değildi. Yitirdikleri insan iradesinin kaldırabileceğinden çok daha fazlasıydı.

Yitip giden sevdikleri vardı.

Sayıklayan, göze görünmeyen anıları vardı.

Geceyi dolduran, ancak hiçbir kulağa ses olmayan feryatları vardı.

***

IŞİD Şengal’i ele geçirdikten sonra Koço gibi bazı yerleşim birimlerine saldırmak için bölgedeki Arap kabileleri kullanmanın yanısıra kimi kaotik planlar geliştirmişti.

Koço’da kadınlar derdest edilip, erkekler toplu olarak infaz edilmeden önce IŞİD militanları çobanları, tavuk ve civcivleri ve iki kuzuyu kaçırmış!

Söylentiler yer yer endişeye sebep olmuşsa da, Koço sakinleri buna bir anlam verememiş.

Oysa Koço sakinlerini köy okulunda toplamakla görevli militanlardan biri, bu kaotik planı sonradan kadınlara izah etmiş.

Apansız ortaya çıktığımızı söylüyorsunuz ama biz size mesaj yolladık. Tavukla civcivleri almamız, kadın ve çocuklarınızı alacağımızı söylemek içindi. Koçu almamız, kabile liderini almak demekti; koçu öldürmemiz, erkeklerinizi öldürmekle eşdeğerdeydi.

Kuzuya gelince, o da küçük kızlarınızdı.

***

Yüzündeki yaralarda bir halkın yaşadığı acıların derin izleri saklı olan Lamia’nın hikâyesi de Nadia Murad gibi Şengal’deki Ezidi köyü Koço’da başladı.

Arkadaşlarına nazaran Lamia’nın mutlu bir hayatı vardı. Çiftlik evinde hayalini kurduğu güzel günlerin büyüsüyle yaşamaktaydı. Çalışıyordu, öğretmen olmak istiyordu.

Hayat olağan akışı içerisinde müşfik bir saadetle akıp giderken, yaşamları tarumar olan binlerce Ezidi gibi Lamia da fanatik barbarlığın kurbanı olacaktı.

O lanetli gecede, Lamia’ın babası ve erkek kardeşleri gözlerinin önünde kurşuna dizildi. Lamia, kız kardeşleriyle beraber, IŞİD katilleri tarafından köle yapılmak üzere şehir şehir gezdirilecek ve ardından neredeyse iki yıl boyunca himayelerinde kalacaktı.

Lamia iki yıl boyunca lanetli bir geceye uyuyup, lanetli bir güne uyanacaktı. Öyle zamanlar oldu ki Lamia bir odaya atılıp 40 IŞİD’li tarafından toplu tecavüze maruz bırakıldı.

Binlerce kadın bu vahşetin kurbanı oldu. Yüzlercesi utancın mesuliyetini boynuna alarak intihar etti. Çocuklar, yaşlılar, gençliğin baharını yaşayan binlerce insan kurşuna dizildi, göç yollarında susuzluktan kırıldı, diri diri toprağa gömüldü.

***

Lamia hiç pes etmedi. Hep direndi, yakalansa da defalarca kaçma girişiminde bulundu. IŞİD’lilerin korkunç işkencelerine maruz kaldı. Kan revan içinde günlerce yaşam mücadelesi verdi. Ancak Lamiya bulduğu ilk fırsatta tekrar kaçtı ve tekrar yakalanıp işkence gördü.

Lamia’nın Musul şeriat mahkemesi’nde yargılanmasına karar verilir. Yargılama sırasında kadı, Lamia’nın sürekli kaçmaya çalıştığını söyleyerek, onu öldürmeleri ya da kaçmasını engellemek için ayağını kesmeleri gerektiğini söyler.

Lamia’nın başeğmez tavrıyla şeriatçılara verdiği cevap ibretliktir: “Tek ayağımı keserseniz ötekiyle yine kaçarım.”

Bir başka IŞİD fanatiği tecavüz ve işkenceyle “yola getireceğini” düşünerek Lamia’yı himayesine alır.

Lamia, İŞİD’liler tarafından pazar yerlerinde köle olarak satılan, taciz edilen binlerce Ezidi kadından biriydi. Istırap, korku ve işkencelerle dolu hayatı IŞİD’lileri tedavi etmediği zamanlarda Ezidi kadın ve çocukları alıp satan bir askeri doktorun himayesinde devam eder.

Bu kişi, Nazi toplama kampı Auschwitz-Birkenau’da yaptığı acı verici ölümcül deneylerle 2 milyon kişinin öldürülmesinden sorumlu tutulan Alman Nazi doktoru Josef Mengele gibi biriydi. Onun çapında değildi belki ama en az onun kadar insanlık düşmanı ve gaddardı.

***

Askeri doktor ona hastanesinde ayak işleri yaptırır. Bu işleri yaparken onu denetleyebilmek için Lamia’ya bir cep telefonu verir. Genç kadının kurtuluş hikayesi bu şekilde başlar. Lamia telefonla Kürdistan’daki amcasını arayarak yardım ister. Bir kaçakçı vasıtasıyla kaçmaları sağlanır.

Lamia, Koço’dan kaçırılan Katherine ve dokuz yaşındaki Almas isimli bir kız ile birlikte yola koyulurlar. Lamia defalarca kaçmaya çalışmış, ama talihsizlik o ya her defasında da yakalanmış, yakalanıp ağır işkenceler görmüştü. Yumruk ve tekmelere ek olarak insan hafızasının almayacağı acımasız işkencelerin ardından ağzı burnu kan içinde, vücudu morluklarla kalakalmıştı.

Bir gece baskınında hayatları kararmıştı. Şimdi yine karanlık bir gecede yapayalnızlar, ama bu sefer o kesif karanlıktan kurtulup aydınlığa kavuşmanın direnciyle yürüyorlar.

Sabaha doğru şiddetli bir patlamayla her şey sessizliğe bürünür. Katherine bir mayına basar, kendisi ile birlikte dokuz yaşındaki Almas ölür. Lamiya feci şekilde yaralanır ve uzun süre bir başına yaşam mücadelesi verir.

Lamia bir gözünü kaybetmiş, yüzü derin yaralarla parçalanmış halde bir hastane odasında hayata fısıltıyla merhaba der.

Lamia artık özgür. Ruhundaki travmalara eşlik eden derin fiziksel yaralarla hayata tutunuyor. 2016’da Nadia Murad ile birlikte Sakharov Ödülü’ne layık görüldü.

Lamia şimdi Almanya’da, Ezidileri kadim inançları nedeniyle kâfir ilan eden yobaz fanatiklerin elinde hâlâ aynı dehşeti yaşayan binlerce kadının kurtulması için mücadele ediyor.

Bu şekilde hem başka hayatlara dokunuyor, hemde yüzünden ruhuna akan yaraları iyileştiriyor.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
9640 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:19:01:42