“Düşmanları Sevindirmeyelim, Gelin Ulusal Kazanımlarımız Etrafında Birleşelim” başlıklı bir metinde yer alan ifadelere bazı bireylerimiz tamamen katıldığını beyan ve ilan etti. Hayranlıkla okuduğum bir metin ve hayranlıkla okuduğum isimler.
Bu yazı biraz da ‘KBY’de uygar yaşam mı etkili olsun ve güçlensin yoksa aşiret/kabile devleti mi olsun?’ sorusuyla ilgilenmektedir.
PKK’yi bir Kürd gücü, ulusal bir güç olarak görerek ve böylece de taraf kabul ederek o metni imzalayan PKK ‘dostları’ bir kez daha PKK’yi kısmen aklamaya; elindeki, yüzündeki kanı gözden kaybettirmeye çalışmış olabilir mi!
Metin, “PKK, Tahran hariç, uygar dünyadan dışlanmış sıradan bir örgüttür ancak KBY bir hükümettir; PKK, KBY’nin yasalarına uymak zorundadır!” demiyor.
Metin, “PKK, katlettiği peşmerge için KBY ve tüm Kürdlerden açıkça özür dilemelidir!” demiyor.
Metin, “PKK, katledilen peşmergenin katil ya da katillerini silahlarıyla birlikte KBY asayişine ve adaletine teslim etmelidir!” demiyor, bundan hiç bahsetmiyor.
Metin, “PKK’nin petrol boru hattına sabotaj kararı alanları ve kararı uygulayanları KBY adaletine teslim edin!” demiyor!
Metin, “PKK her faaliyetini KBY’ye önceden bildirmek ve izin almak zorundadır!” demiyor.
Metin, “PKK tüm mekanlarını ve bireylerini KBY’ye bildirmek ve KBY’nin asayiş denetimine açmak zorundadır!” demiyor.
Metin, “PKK’nin söz, ilişkileriniz, eylemlerinizden ve verdiğiniz zarardan dolayı KBY yönetimi sizi istemiyorsa istenmediğiniz yerde kalamazsınız!” demiyor!
Metin, sürekli Şengal’den dem vuran PKK’nin 5 bin köy boşaltılırken, milyonlarca Kürd ata topraklarını terk etmek zorunda kalırken, binlerce insanımız faili meçhullerle katledilirken, hendeklerde insanlar yiterken neden ortadan kaybolduklarını, neden ‘kurtarmadıklarını’ sorgulamıyor.
Metin, 42 yıldır PKK’ye yapılan benzeri çağrıların hangisinin PKK tarafından ciddiye alındığını, hangilerinin PKK’de radikal söylem ve tutum değişimine sebep olduğunu söylemiyor.
Metin, “Biz, KBY’yi vakit kaybetmeden ‘hükümet olmanın, hükmetmenin’ gereklerini yerine getirmeye davet ediyoruz!” demiyor.
Metin, “KBY, Kürd partileri ve yapıları ile Kürd bireylerinin de uluslararası terör tanımını da içeren bir terör tanımı, yaptırımı olmalıdır; buna uyan kurum ya da kişi Kürd de olsa objektiflikten ödün verilmemelidir!” demiyor.
Peki metin ne diyor, ne öneriyor!
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.