Bak üstadım! Emperyalist diye yeni dünya düzeninden bahsettikleri zaman, son çırpınışlarıdır diye alay ediyorduk. Çünkü biz devrimciler emperyalizmin söylediği hiçbirşeyini ciddiye almadığımız gibi, yapabileceklerine de karşı hazırlıklı değildik haliyle. Böyle olunca da yeni dünya düzenine geçiş düğmesine basıldığında “kahrolsun” cilalı sloganlar kalmıştı bize. Hatırlıyor musun Üstadım? Saddam denen katile yönelik emperyal hamlesine karşı “kahrolsun Amerika” diye sokaklar inletiliyordu. Çünkü Ortadoğu’nun devrimci komiserleri devrimciliğin özünü milli repertuvarlarla millîleştirilmişti.
Dolayısıyla bu coğrafyada hiçbir zaman devrimcilik aklı kurumsallaşmadı. Arap toplumun Halit Bektaşi’leri, Türk toplumun Deniz Gezmiş’leri milli demokratik devlet hesabı peşinde kafa yorarlarken Kürt devrimcilerin akıl deryasını da dünyayı kurtarma göreviyle katlandırılmıştı. Yani anlayacağın Üstadım, ben sen ve hepimiz ne yazık ki, iki serçe kuşu bir araya getiremeyen milli devrimcilerin kuyrukçu devrimcileri olduk.
Hatırlıyor musun Üstadım? Sen, ben ve bizler, cezaevlerinde 12 Eylül darbesinin tüm vahşeti yaşarken bile Türk solunun en önden gelenleriyle merkezi örgütlemeyi tartışıyorduk. Ve inanırmısın Kürt halkının halk olma talebinin önüne o kadar amalarla merkezi örgütlenmeyi savunmaları bizde akıl tutulmasına yol açıyordu. Ve ne yazık ki sen, ben ve bizler “köprünün altından çok sular geçti” diyemiyoruz, çünkü aynı köprünün altında aynı sular akmaya devam ediyor. Farkındamısın Üstadım? Türk sol dünyasının özünde sen, ben ve bizimle ilgili hiçbir şey gelişmemiş. O günlerde siz çalışın biz sırtınızdan geçinelim, bu günlerde ise, “asil atı siz yetiştirin, jokerlerimizle sahaya bizim adımıza inelim” diyorlar. Ne yazık ki, Kürtlerin beslenmesiyle hayat bulan asil atın tüm çabası, Türk solunun mili solculuğunun ruhuna kan devri sağlamaktan öte geçme şansı hiç olmadı.
Biliyormusun Üstadım? Arada bir akıllandılar bağlamında Kürtler eski Kürtler değil diyoruz ya! Keşke söylediklerimizin maddi gerekçeleri bizi kendi söylediklerimize inandıracak kadar dolu olabilseydi. Ama değil maalesef, çünkü Kürtler hala da Türk solunun hayal dünyasına oynuyor! Baksana Üstadım, sayın Selahattin Demirtaş’ın yaşadığı bunca deneyimlere rağmen, Kürt halkını dünyanın en klasik şoven bir Türk partisine kanalize etmek için çırpındı durdu. Gerçi sayın Selahattin Demirtaş kötü niyetli öngörülerle bunu yaptığına şahsen inanmıyorum.
Lakin bu kadar yaşanmışlıklarla deneyim sahibi olması gerekenlerin çok basit belkilerin arkasına takılmalarını da makul görmediğimi de belirtmeliyim. Yani anlayacağın be Üstadım, Kürtlerin kaderine dönüşen en büyük eksik, genel rotanın aksine başı ucu belirsiz belkilere yönelmesidir. Dolayısıyla hiçbir zaman, orta sahada bulunan realiteye göre değilde kendi olabilirliklerine odaklı yürüdüler hep. Ve bundandır ki neyin nasıl kazanca dönüştüğü değil de neyin nasıl kayba dönüştüğüyle hep boğuşup durdular. İran halkının sokaklara döküldüğü bugünlerde, İran'ın çok ciddi bir ekonomik krizle çalkalandığı ortada. Irak’ta ise kan gövdeyi götürüyor cinsinde sokakların nabzı gün geçtikçe yükselmeye devam ediyor. Suriye de ise neyin nasıl çözüleceğine dair kara bulutlar kalınlaşarak doluya dönüşüyor. Peki Ortadoğu’nun bu kadar değişkenliğin doğuş sancılarına tutulmuşken, Kürtler hangi alemle ne yapıyor dersin Üstadım. Bak Üstadım! Neyi nasıl yapmadıklarını anlatsam Üstadıma ne yapıyorlar haliyle anlarsın zaten!
Dünyanın üçte ikisi on yılarca Güney Kürdistanile dolaylı devlet statüsüyle ilişki kurdular. Ama maalesef dünya her ne kadar o gözle bakmış ise de onlar kendilerine o gözle hiç bakmadılar. Ve inanırmısın hala İran’dan yumurta, Türkiye’den domates, oradan makarna, şuradan buradan patates almaya devam ediyorlar. Yetmedi, on yılar sonra hala şunun Peşmergesi yok onun Peşmergesini bir potada buluşturma komisyonları kuruluyor! Kuzey Türkiye Kürtlerine gelince ne sen sor ne de ben anlatayım Üstadıma! Ha bu ara da birlik, birleşme filan mırıldanıyorsun duydum Üstadım! Bak Üstadım kafaların içinde dolaşıp kümelenen senci benciler orta saha da at koşuşturmaya devam ederken, birlik mirlik olmayı unut gitsın! Allah’ın adını aklına getirmez, namaz nedir bilmez, hayatı boyunca oruç tutmaz, ama dara düştüğünde aklına ilk Allah’ın ismini hatırlayana bezer kürtler arası birlik sorunu. Velhasılıkelam Üstadım, Kürtlerin birlik sorunu Kürtler dara düştüklerinde akıllarına şibşap gelişen bir birlik anlayışından sonuç çıkmaz derim Üstadıma!.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.