1 Eylül Dünya Barış Günü kutlanıyor. Kürt sorununun bir Ortadoğu sorunu olarak devam etme şansı kalmamıştır. Artık Kürtler idare edilmekten bıkmışlar... Türkiye’de ise, Kürt sorunu gündelik siyasete kurban edilmeyecek kadar önemli ve çözümü ivedidir. İktidar, bunun önemi konusunda net olma gereği duymalıdır. Sorunun çözümünde elbette ki liderlerin önemi büyüktür. Ancak çözüm sürecini bir hükümetin, bir kişinin meselesi olarak görmek büyük bir hatadır. Barış konusu devletin ve halkın iradesine mal edilmeli. Yoksa sorun liderlik ömürleriyle eş anlamlı olur. Bu da sorunun önem ve kapsamını hafife alma anlamı taşır ki; çok tehlikelidir.
Barışmak bir devletin iradesi ve kararı ise, soruna sebep olan zihniyetten ve inkar ideolojisinden vazgeçmesi gerekir. Köklü bir demokratik yapı ve Türkiye’yi yeniden şekillendirip, kamuoyunun da önemli desteği varken; bunu toplumsal bir referanduma dönüştürmeli.. Kürtlerin kimliği, dili, statüsü, tüm anayasal hakları tanınmalı ve ivedilikle yasallaştırılmalıdır. Barışın adı o zaman toplumsallaşmış \"Barış\" olur. Diğer türlü ‘bir kişiye veya kişilere güven!!! gerisini merak etme’ olur ki bu da olmaz. Bu mesele siyasetler üstüdür. İktidar buna vurgu yapmalıdır. Mecliste sorun benimdir vurgusuyla hareket etmelidir. Sivil toplum örgütleri ve Kürtlerin sürece katılması istenmelidir.
15 Temmuz sürecini hep beraber yaşadık. Kürtlerin dostluğu, tüm halkın dostluğu bir kez daha bu acı olayda görüldü. Devletin her kademesine çöreklenmiş, terörü de, teröristi de hep beraber gördük. Ülkeyi 25 sene geriye götürdü. Kürtler ve halk bu kanlı ihtilale pabuç bırakmadı. Oyuna gelmedi. Şu bilinmelidir ki Kürtler ve kadınlar dışlanarak bu sorun çözülemez. Hele ki Kürt sorununun çözümü bazı terör olaylarına kurban edilemez. Demokrasi bir an önce güncelleşmelidir. Sayın Cumhurbaşkanı, halk hep birlikte sizi nasıl sahiplendiyse, devlet erkiyle siz de; yeni kadronun kurmaylarıyla soruna sahiplenip, bizleri yani Kürtleri sorunun sahibi görüp çözmeye adım atın.. Gözü yaşlı analar sizi bekliyor. Ortamı yumuşatacak köklü çözümler yaparak, bize sürpriz yapın. Yoksa yarayı yamalarsınız fakat bu dikişi atar..
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.