Şu an, penceremin kenarındaki bilgisayarın başındayım. Oturdum, notlarımı açtım, Dışarıda kar ve fırtına var. Yürek ağrım, dertlerim, acı ve kederlerim var. Bunlar olmadan nasıl yazacaktım, ne yazacaktım? Bir gün böyle olacağını düşünmüştüm. Belki acılarım sıkılır da benden ya da daha fazla dayanamayıp başka bir şeye dönüşür... Belki acıların da canlılar gibi bir ömrü vardır, doğar, büyür ve ölür. Belki de küserler bana ama nerde!
İnsanlardan nefret etmiyorum, kaldı ki; insanları seviyorum. Ama yaptıklarından nefret ediyorum. İğreniyorum. Yine de onları anlamaya gayret ediyorum. Yoksa onlardan bir farkım kalmazdı...
Sevgili Aslı Erdoğan’ın kitabında acıyı ele alışını hatırladım: “Acı varsa, umut da vardı, eğer o acıdan asla kurtulamayacağına inanıyorsan acının kendisine dönüşüyordun zamanla, bitiyordu” der. Zaman, şikâyet etme, üzülme zamanı değil.
Ülkenin, Kürtlerin ve dünyanın halini okurken acı hissediyorum, evet, ama gönül yaram iç ağrım farklıydı. Düşünmeyi kışkırtan, yerleşik olan bir ağrıydı bu. Oysa bilirdim ki, acılar olgunlaştırır, filozof Friedrich Nietzsche’nin dediği gibi. Ya da ben öyle bilirdim. Benim dediğim şey, farklıydı. Mazlum bir halkın çocukları pay akçesi gibi ölümün, kıyımın, savaşın önüne sunulmuş, fırlatılmışlardı. Arap baharı yaşanacaktı sözde. Fatura tüm insanlığa başta Kürtler olmak üzere ödetildi… On üç, on yedilikler neden ölmüştü? Öldürülmüştü...
Kadınlara neden köle pazarında alıcı aranmıştı... Bu kader olamazdı, olamamalıydı!
İsyanım; hazırda olan oluşuma…
Bazı Kürt grupların çıkarttığı suni engeleriydi... Neye, nereye hizmet ettikleri beli değil...,
Hay aklınızı, fikrinizi çakalar yesin emi…
Pencereden, fırtınanın uğultusunu, kar tanelerinin gökyüzünde ahenkli dansı, yere inişi, genç bedenlerin toprağa düşüşü gibi.
Karın yağışıyla Ankara temiz bir örtüye büründü, temizlendi, nefes alacak tabiat ana…
Umuyor ve diliyorum, mazlum halklar için özgürlük ve barış yıllı olsun…
Ve de:
Yeni yılın, adı barış için bir yıl olsun…
Acılarını tek tek dökseydim yer kalmazdı…
Yeni yıl adalet yıllı olsun…
Yeni yıl sevgi yılı olsun…
Yeni yıl çocukların ölmediği, sağlıkla ve mutlulukla yaşadığı bir yıl olsun…
Yeni yılı Mazlum Kürtlere Adıyorum... Amin...
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.