Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi’nin hafıza müzesi olması için basın açıklaması

5 Nolu Cezaevi Hafıza Müzesi Girişim Grubu, 05.09.2025 tarihinde, eski Diyarbakır Cezaevi binası önünde, bir basın toplantısı düzenledi.

5 Eylül 2025 - 14:37
5 Eylül 2025 - 14:37
 0
Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi’nin hafıza müzesi olması için basın açıklaması

 

5 Nolu Cezaevi Hafıza Müzesi Girişim Grubu, eski Diyarbakır Cezaevi binası önünde bir basın açıklaması düzenledi. Açıklama, Kürdistan Yurtseverler Partisi (PWK) Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Can Azbay tarafından Kürtçe, siyasetçi Paşa Akdoğan tarafından ise Türkçe olarak okundu. Etkinliğe PWK ile birlikte çok sayıda Kürdistani parti temsilcisi, siyasetçi ve aydın katıldı.

Girişim grubu yaptığı açıklamada, 12 Eylül askeri darbesi döneminde ağır işkencelerin yapıldığı 5 Nolu Cezaevi’nin, Kürt halkının yakın tarihinde varlık-yokluk mücadelesinin yaşandığı bir mekân olduğuna dikkat çekti. Açıklamada, cezaevinin hafıza müzesine dönüştürülmesi talebi yinelenerek şu ifadelere yer verildi:

Diyarbekir 5 nolu zindanı geçmişimizin bir parçasıdır

5 Nolu zindanı hafıza müzesine dönüştürmeli.

''5 nolu zindanı Kürd halkının yakın tarihinde çok önemli bir süreçtir. Yirminci yüzyılın son çeyreğinde 5 nolu zindanı Kürd halkı açısında var olma ile yok olma meydanına dönüştü. 12 Eylül Faşist cuntasının, Kürd halkının özgürlük davasını boğmayı hedefleyerek 5 nolu zindanını bir laboratuvar gibi kullandılar. Kürd halkının mücadeleci evlatları ise, bu alanı faşist güçlerinin baskı ve zülüm politikalarına direniş ve değerlerle cevap verdiler.

Bizler, yıllardır Diyarbakır 5 nolu zindanın boşaltılıp müzeye dönüştürülmesi talebinin önem ve anlamını kamuoyuyla paylaşmaktayız. Bu çağrı ve çabaların sonucu olarak yetkililer 5 nolu’nun boşaltılması kararını aldı ancak topluma bir yol haritası sunulmadı. Dolaysıyla Hükümetin ne tür bir projeye sahip olduğunu ve ne yapmak istediğini tam olarak bilmiyoruz. İşte bu sebeplerden ötürü biz de Diyarbakır 5 nolu zindanının geleceği konusunda karar sahibi olmak istiyoruz.

5 nolu zindanı yüzbinlerce insanın yaşamında çok etkili ve acılı olduğundan ötürü bizler o kapkaranlık günlerin hem tanığı hem de mücadele eden TARAFIYIZ! O günlerin acıları, yaraları ve travmaları, bizim yaşamımızda, toplum ve ailelerimizin yaşamında ciddi tahribatlara ve kırılmalara yol açmıştır. Hala o zindanın içerisinde sessimiz, çığlık ve haykırışlarımız yankılanmaktadır. Bizler gayet iyi biliyoruz ki Devlet Kürd sorununu yok etmeyi varsayarak, 5 nolu zindanını bir laboratuvara dönüştürmüştür. Bizim gördüğümüz zülüm ve işkencelerin şahsi nedenlerden dolayı olmadığını aksine hedeflenen bir stratejinin sonucu olarak yapıldığını ve Kürd sorununun «sonsuzluğa» gömülmeyi amaçlandığının farkındaydık.

Bizler haksızlığa uğrayan, işkence gören, bedel ödeyen ve mağdur olan toplumsal kesimlerinin oluşturduğu TARAFIZ. Kürd ve Türk politik tutsakları, farklı etnik kimliğe sahip insanlar, aşiret reisleri, parlamenterler, iş insanları ve sıradan insanların kitlesel bir şekilde tutulduğu bu cezaevinde, onlarca arkadaşlarımız öldürüldü, yüzlercesi sakat bırakıldı, binlercesi psikolojik rahatsızlıklarla ömürlerinin sonuna dek yaşamları alt üst oldu. İşte bu nedenlerden dolayı diyoruz ki bu işkence hanenin dizayn edilmesi ve düzenlenmesi bu gerçekler ışığında yürütülmelidir. O süreçleri en iyi bilen, yaşayan ve hafızada diri tutan bizleriz!

Bu işkenceler, devletin stratejik ve sistematik bir şekilde yürürlüğe koyduğu politikanın bir sonucu olarak bize yapıldı, yaşam güzergahımız alt üst edildi. Dolaysıya işkence eden ve suçlu olan taraf devlet ve görevlendirdiği sorumlularıdır. Bu sebeple diyoruz ki devletin bize karşı özür dileme, mağduriyetleri telafi etme yönünde somut politikalar geliştirmeli ve o süreçle ilgili arşivler kamuoyuyla paylaşmalıdır. Gerçek bir soruşturmanın yürütülmesi için mevcut tüm bariyerler kaldırılmalıdır. Biz kamuoyunun açık desteği eşliğinde hep birlikte Tarihsel ve toplumsal bir hafızanın oluşturulması için, 5 nolunun işkence hafızasını diri tutmak için, tecrübe ve yaşadıklarımızı gelecek kuşaklarla paylaşmak için tıpkı 5 Eylül 1983 ve 3 Ocak1984 direniş ruhu ve dayanışma tavırlarıyla birlikte hareket ettiğimizi haykırıyoruz!

Özet olarak diyoruz ki, Diyarbakır zindanı 1981 ve 1984 yılları arasındaki koşul ve ortamını yansıtacak şekilde işkence ve zülüm uygulamalarını o günün şartlarına paralel yeniden dizayn edilmelidir. Arkadaşların öneri ve talepleri doğrultusunda o sürecin fiziki yapısının, atmosferinin canlandırılması ve bu işkence çeşitleri ve tekniklerinin kamuoyuna sunumu konusunda ciddi tavırlar geliştirilmelidir. Koridorlardaki ırkçı metin-slogan ve yazılarının, pencere camlarına, koğuşların tavanına yapılan bayrak, portre ve resimlerin o sürece paralel yansıtılması. Hastahane, mahkeme ve ailelerle yapılan görüşme (ziyaret) yerine gidiş ve gelişlerin aslına uygun sözlü anlatımlarla yansıtılması, toplu kitap okuma ve ırkçı marşlar eşliğinde yapılan bütün işkencelerinin yansıtılması. Her koğuşta kalanların isim listesi, öldürülen kişilerin fotoğraf ve isim listesi, sakat kalanların tespit edilmesi ve ortaklaşacak öneriler ışığında işkence müzesinin çerçevesini belirleyip dizayn edilmelidir.

Bu insanlık suçunun tekrarlanmaması için; Kürd halkının bir daha bu katliamlarla karşılaşması için; Gelecek kuşakların insanlığa karşı işlenmiş suçlar konusunda daha duyarlı olunması için; sürecin mağdur ve tutsaklarının katılımı ve katkılarının devamı ile birlikte 5 Nolu bir hafıza müzesi gibi dizayn edilmelidir. Dünya’daki benzer örnekler dikkate alınıp ilgili ülkelerin tecrübelerinden yararlanılmalıdır. Nazi kampları ve diğer ülkelerdeki benzer uygulamalar dikkate alınıp değerlendirmelidir. Süleymaniye’deki EMNA SOR zindanı referans ve model olarak öneriyoruz. Bu önerinin değerlendirilip kabul göreceğini ummuyoruz.

Değerli basın çalışanları ve katılımcılar,

Kültür Bakanlığı Genel Müdürü ve ilgili komisyon üyelerinin 27/10/2024 tarihinde Diyarbakır'da bizim 5 nolu cezaevi komisyonunun da katıldığı toplantıda müze yapılması ile ilgili görüş ve düşüncelerimizi şifaen belirtmekle birlikte, bizden yazılı olarak bir rapor da talep ettiler. Biz raporumuzu hazırlayıp ilgili komisyona ulaştırılmak üzere illettik. Ancak bugüne değin raporda müze için yaptığımız öneriler hakkında bir dönüş olmadı. Kamuoyunun bilgilenmesi amacıyla bu raporumuzu basınla paylaşıyoruz.

Bu vesileyle bir kez daha kamuoyuna çağrıda bulunuyoruz, bütün hak ve hukuk savunucularını, barış ve insan hakları taraftarlarını, işkence ve barbarlık karşıtı herkesi bu doğal taleplerimize destek verip dayanışma içinde hep birlikte 5 noluyu Toplumsal hafıza müzesine dönüştürelim diyoruz. Şimdiye kadar cezaevinin müze olması yönünde katkı sunan, destekleyen ve çaba sarf eden sivil kurum, kuruluş ve şahsiyetlere teşekkürlerimizi iletiyoruz.

Bir kez daha, 5 Eylül 1983 direnişinin 42. Yıldönümünde 5 Nolu Zindan şehitlerini; Mehmet Hayri DURMUŞ, Necmettin BÜYÜKKAYA, Kemal PİR, Yılmaz DEMİR, Remzi AYTÜRK, Cemal ARAT, Eşref TURSUN, Medet ÖZBADEM, Bedi TAN, Orhan KESKİN ve adını burada yazmadığımız tüm arkadaşların şahsında tüm zindan şehitlerini saygıyla anıyoruz. Tekrardan katılım ve desteğiniz için teşekkürler.''

Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi Hafıza Müzesi İnsiyatif Grubu

 

 

Bu haber toplam 493 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 16:39:20