Fırat’ın İki Yakası: Suriye’de Yeni Cephe Hattı

Beşar Esad’ın devrilmesinin ardından Suriye, Fırat Nehri boyunca iki büyük silahlı kamp arasında fiilen bölündü. Batıda İslamcıların hâkim olduğu yeni hükümet güçleri, doğuda ise kendi özerk yönetimini korumak isteyen Kürtler bulunuyor. Taraflar arasında gerilim tırmanırken, olası bir büyük savaş endişesi büyüyor.

19 Eylül 2025 - 17:24
19 Eylül 2025 - 17:24
 0
Fırat’ın İki Yakası: Suriye’de Yeni Cephe Hattı
Reuters

Suriye’nin can damarı olan Fırat Nehri, bugün ülkenin geleceğini belirleyecek bir cephe hattı haline gelmiş durumda. Nehir, Suriye’nin iki en büyük silahlı gücünü birbirinden ayırıyor: Batı yakasında, Aralık ayında Beşar Esad’ın düşmesiyle iktidara gelen ve İslamcı grupların hâkim olduğu yeni Şam hükümeti; doğu yakasında ise kendi özerk yönetimini kurmuş ve ABD desteğiyle IŞİD’e karşı yıllarca savaşmış Kürt güçleri.

Reuters muhabirleri yaz boyunca bu 1.800 kilometrelik cephe hattında yolculuk yaparak, iki tarafın kontrolündeki stratejik merkezleri ziyaret etti ve askerler, komutanlar, siviller, aktivistler ve mültecilerle görüştü. Ortaya çıkan tablo, hukukun işlemediği, milislerin yönettiği ve her an büyük bir savaşa sürüklenebilecek bir ülke oldu.

Deyrezzor’da Kritik Cephe

Doğunun en gergin noktası, Fırat Nehri’nin ikiye böldüğü Deyrezzor kenti. Burada taraflar 200 metre mesafeyle karşı karşıya. Basit bir toprak köprü üzerinden geçişler sık sık kapatılıyor; son haftalarda karşılıklı ateş sonucu hem savaşçılar hem de siviller yaralandı.

Batı yakasında konuşlu yeni hükümet komutanı Ahmed el-Hayis, Kürtlerin kontrolündeki kendi köyünü nehrin karşı kıyısından izliyor. Yanında ağır silahlı İslamcı savaşçılarla oturan Hayis, “Şam’da özgürlükten söz ediyorlar ama burada hâlâ işgal altındayız” dedi.

Doğu yakasında Kürt kadın taburlarının komutanı Sozdar Derik ise sık sık yer değiştirdiğini ve cep telefonu kullanmadığını söyleyerek güvenlik önlemlerini anlattı. Derik, “Biz saldırmayız ama kendimizi savunuruz. Savaşa hazırız” ifadelerini kullandı.

Yeni Suriye: İslamcı Hükümet ve Kürt Özerkliği

Esad’ın devrilmesinin ardından İslamcı grupların lideri Ahmed el-Şara, başkent Şam’da yeni hükümetin başına geçti. El Kaide geçmişiyle bilinen Şara, ülkenin yaklaşık üçte ikisini –büyük şehirler ve Akdeniz kıyıları dahil– kontrol ediyor. Bu hükümet ABD ve NATO üyesi Türkiye’nin desteğini alıyor.

Kürtler ise Fırat’ın doğusunda ülkenin yaklaşık üçte birini elinde bulunduruyor. Burada petrol sahaları, hidroelektrik barajları ve verimli tarım arazileri mevcut. Kendi bölgesel yönetimlerini kuran Kürtler, ABD tarafından eğitilip silahlandırıldı ancak olası bir Amerikan çekilmesi halinde yalnız kalmaktan korkuyor.

Mart ayında imzalanan bir “birlik anlaşması” ile Kürt güçlerinin Şara’nın ordusuna katılması hedeflendi. Ancak müzakereler tıkanmış durumda. Sahadaki çatışmalar da birleşme ihtimalini zayıflatıyor.

Kuzey Cephesi: Baraj Etrafında Çatışmalar

Reuters ekibinin yolculuğu kuzeyde, Tişrin Barajı civarında başladı. Esad’ın devrilmesi sırasında Türkiye destekli gruplar Kürtleri batı yakasından püskürterek buraya kadar itti. O zamandan beri baraj çevresinde sık sık çatışmalar yaşanıyor.

Türkiye destekli komutan Motasem Abbas, yaklaşık 2 bin savaşçısıyla bölgeyi tutuyor. Abbas, “Eğer Demokratik Suriye Güçleri (DSG) ortadan kalkarsa, Suriye yeniden ayağa kalkabilir” dedi. Ancak yakın zamanda kuzeninin Kürtlerle çıkan bir çatışmada öldürülmesi, gerilimi daha da artırmış.

Kürtler ise tüneller ve insansız hava araçlarıyla savunma hatlarını güçlendiriyor. Kürt komutan Halil Kahraman, “IŞİD’e karşı savaşarak deneyim kazandık, şimdi yeni taktikler geliştiriyoruz” derken, ABD’nin bölgedeki bazı üslerini boşalttığını ve çekilme ihtimalinin moralleri bozduğunu söyledi.

Doğu Cephesi: Hayis’in Rövanşı

Deyrezzor’un doğusunda ise Ahmed el-Hayis, yani lakabıyla “Ebu Hatem Şakra”, Kürtlerin elindeki kendi köyüne bakarak intikam duygusuyla hareket ediyor. Şam hükümeti tarafından 86. Tümen komutanlığına atanan Hayis, yaklaşık 150 kilometrelik cephe hattını kontrol ediyor.

Kürtler, Hayis’in saflarına eski IŞİD üyelerini kattığını ve savaş suçu işlediğini öne sürüyor. Hayis ise bu suçlamaları reddediyor ve “Şara bizim desteğimizle başkan oldu, kimse görevimi elimden alamaz” diyor. Ayrıca, Kürtlerin ABD’den aldığı desteğe öfke duyduğunu saklamıyor.

Kürt komutan Sozdar Derik ise Hayis’in atanmasını bir provokasyon olarak görüyor: “Bu insanlar uluslararası mahkemelerde yargılanmalı. Böyle komutanlarla aynı orduda olamayız.”

Siyasi Masada Çıkmaz

Askeri cepheler gerilimle kaynarken, siyasi masada da derin görüş ayrılıkları var. Kürt siyasetçi Foza Yusuf, kadın ve azınlık haklarını savunurken; Şam hükümetinden Masoud Battal, İslamcı çizgide ve Kürt özerkliğini “ayrılıkçılık” olarak niteliyor.

ABD, tarafları birleşmeye zorluyor. Ancak her iki taraf da birbirine güvenmiyor. Battal, “Kürtler petrol sahalarını bırakmak istemiyor, ABD desteğini bahane ediyor” derken, Yusuf “Şam İslamcıların elinde, bizim haklarımız garanti altına alınmadı” görüşünü dile getiriyor.

Sivillerin Çaresizliği

Siviller ise iki taraf arasında sıkışmış durumda. Raqqa’da yaşayan Mariam(Meryem), “Esad’ı da, IŞİD’i de, şimdi Kürtleri de gördük. Hiçbirinde huzur bulmadık. Suriye parçalanmaya gidiyor. Biz hep ortada kalıyoruz” diyerek yaşanan umutsuzluğu özetliyor.

Kimi siviller, Kürt bölgelerinde güvenlik adına yapılan gözaltılardan şikâyetçi. Diğerleri ise hükümetin İslamcı yapısından korkuyor.

Herkesin ortak endişesi ise: Yeni bir büyük savaşın kapıda olduğu.

 

Bu haber toplam 2639 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 19:24:53