Süveyda’nın gölgesi: Suriye Kürtleri geleceklerini yeniden mi düşünüyor?

Süveyda’da yaşanan son olaylar, Suriye Kürtleri arasında desantralizasyon taleplerini güçlendirirken silah bırakmama eğilimini de artırıyor.

1 Eylül 2025 - 17:43
1 Eylül 2025 - 17:43
 0
Süveyda’nın gölgesi: Suriye Kürtleri geleceklerini yeniden mi düşünüyor?

Son haftalarda Suriye’nin kuzeydoğusundaki(Rojava) şehirlerde protestocular, Süveyda’daki şiddeti kınamak ve adalet talep etmek için sokaklara döküldü.

Geçtiğimiz ay Dürzi çoğunluğa sahip bu güneydoğu vilayetinde Dürzi gruplar ile hükümet yanlısı Bedevi güçler arasında çıkan çatışmalarda 800’den fazla kişi hayatını kaybetti.

“Kürtler kendilerini Dürziler gibi diğer azınlıkların doğal müttefiki olarak görüyor,” diyor Kürt meseleleri analisti Mutlu Civiroğlu. “Son olaylar Kürtler arasındaki korkuyu daha da derinleştirdi. Pek çok kişi, Aleviler ve Dürzilerden sonra sıranın kendilerine geleceğine inanıyor.”

Süveyda’daki gelişmelerden önce mart ayında yaşanan kıyı katliamlarında yüzlerce Alevi sivilin öldürülmesi bu kaygıları artırmıştı. Birçok Kürt, azınlık statüsü ve talepler açısından kaderlerini Dürzilerle benzer görüyor.

Ortak Kader

Kuzey Suriye uzmanı araştırmacı Alexander McKeever, “Süveyda’nın kaderi ile kuzeydoğunun kaderi birbirine bağlı. İki bölge de hükümetten belirli bir özerklikle hareket ediyor ve Şam bunu sınırlamaya çalışıyor,” diyor.

14 yıldır devam eden iç savaş boyunca hem kuzeydoğu(Rojava) hem de güneydoğu önemli ölçüde merkezden bağımsız hareket etti. Aralık ayında Esad rejiminin devrilmesinden bu yana bu durum sürdü.

Rojava’da Demokratik Suriye Güçleri (DSG), güneybatıda ise çeşitli Dürzi grupları güvenliği sağlıyor. Civiroğlu’na göre “Kürtler de tıpkı Dürziler gibi desantralizasyon(Yerelleşme) istiyor. Açıkça söylüyorlar: Suriye artık savaş öncesi gibi olamaz, her şeyi Şam’ın belirlediği merkezi sisteme dönülemez.”

Ancak Şam yönetimi her fırsatta federalizm ya da özerklik girişimlerini reddettiğini vurguluyor. Buna karşın DSG’nin siyasi çatısı olan Özerk Yönetim, desantralizasyonun “tek çözüm” olduğunu yineliyor. DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi de geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, “Desantralizasyon devlet inşası için en uygun çözüm. Bu bölünme anlamına gelmez,” dedi.

Silah ve Güvenlik Tartışması

Kürtlerin de Dürziler gibi en önemli talebi silahlarını bırakmamak ve güvenlikte belli bir özerkliklerini korumak. Ancak Şam’ın DSG’yi kendi komuta yapısıyla mı kabul edeceği yoksa savaşçıları bireysel olarak mı entegre edeceği hâlâ tartışmalı.

Özerk Yönetim yetkilisi İlham Ahmed, Şam’ı hükümeti tek taraflı kurmak, anayasal deklarasyon hazırlamak ve parlamentoyu atamakla eleştirerek “bizimle veya diğer Suriyeli taraflarla hiçbir istişare yapılmadı” dedi.

Müzakerelerde Çıkmaz

10 Mart’ta Şam ile DSG arasında tarihi bir anlaşmaya varılarak askeri ve idari yapıların devlete entegre edilmesi kararlaştırılmıştı. Ancak görüşmeler aylardır tıkanmış durumda. 25 Temmuz’da Paris’te yapılması planlanan toplantı da ertelendi.

Halep ve Ceramana’da Kürtler ve Dürzilerin yoğun yaşadığı bölgelerde ortak güvenlik anlaşmaları sağlansa da Süveyda’daki son şiddet olayları DSG’nin Şam karşısındaki pozisyonunu sertleştirmiş görünüyor.

Civiroğlu’na göre, “Süveyda’daki gelişmeler Kürtler arasında korkuyu artırdı. Bu da DSG üzerindeki ‘fazla yumuşak davranıyorlar’ eleştirilerini yükseltti. Artık daha sert taleplerle masaya oturmaları isteniyor.”

ABD’nin Tutumu

Süveyda olaylarının ardından ABD’nin baskısı da azaldı. 10 Temmuz’da ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, federalizmin bölgede işe yaramayacağını söylemişti. Ancak 22 Temmuz’daki açıklamasında federalizmi reddetmeyerek “eğer federal bir hükümete varılırsa bu onların kararıdır” ifadelerini kullandı.

Civiroğlu, 10 Mart anlaşmasının yıl sonuna kadar uygulanmasının öngörüldüğünü hatırlatarak, “Ancak bu kadar derinleşmiş güvensizlik ortamında bir uzlaşmaya varılması pek mümkün görünmüyor” diyor.(The New Arab- Natacha Danon)

 

Bu haber toplam 2404 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 19:44:16