ABD askerlerini Irak’tan hızla çekiyor: Ülke yeni bir dönüm noktasında
ABD’nin Ayn el-Esad ve Victoria gibi üslerden beklenenden hızlı çekilme kararı, Irak’ta güvenlik boşluğu ve siyasi istikrarsızlık endişelerini artırdı. Uzmanlara göre süreç, Washington’un bölgesel önceliklerini yeniden tanımlarken Tahran’a ve Bağdat’a mesaj niteliği taşıyor.

Irak, ABD’nin askerlerini kilit üslerden hızlandırılmış biçimde çekme kararıyla yeni bir dönüm noktasına yaklaşıyor. Washington, Ayn el-Esad ve Victoria’daki birliklerinin önemli bir bölümünü Erbil’deki Harir Hava Üssü’ne ve komşu Arap ülkelerine kaydırırken, bu adımın zamanlaması hem içeride hem dışarıda tartışma yarattı.
Aslında çekilme süreci 2024 Eylül’ünde imzalanan Bağdat-Washington anlaşmasıyla öngörülmüştü. Ancak son haftalarda atılan hızlı adımlar, kararın ardındaki gerçek nedenlere ve Irak’ın güvenlik dengelerine olası etkilerine dair soru işaretlerini artırdı.
Çekilmenin nedenleri
Uzmanlara göre hızlandırılmış geri çekilmenin arkasında birkaç etken var. En önemlisi, İran’a bağlı Iraklı grupların 2023 sonundan itibaren ABD üslerine yönelik artan roket ve İHA saldırıları. ABD Savaş Bakanlığı verilerine göre Ekim 2023’ten bu yana 180’den fazla saldırı kaydedildi.
Eski güvenlik uzmanı Hişam el-Hâşimî, bu grupların ABD varlığını “direniş söylemlerini” besleyen meşru bir hedef olarak gördüğünü ve Washington için askeri koruma maliyetini sürdürülemez hale getirdiğini belirtmişti.
Bağdat’ta ise Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani, Koordinasyon Çerçevesi içindeki Şii bloklardan gelen “ABD askerlerinin tamamen çekilmesi” yönündeki baskılarla karşı karşıya. Sudani’ye göre hedef, “doğrudan askeri mevcudiyet yerine teknik-danışmanlık esaslı bir güvenlik ortaklığı kurmak.”
Bu yaklaşım, hem iç siyasi dengeleri koruma hem de Washington’la stratejik ilişkileri koparmama çabasını yansıtıyor.
Washington’un motivasyonları
ABD tarafında ise çekilme, sadece Irak’tan çıkış değil, bölgesel yeniden konumlanma stratejisinin bir parçası. Trump yönetimi, Çin’le rekabetin öne çıktığı dönemde siyasi ve ekonomik maliyetleri azaltarak “hareket kabiliyetini” korumayı amaçlıyor.
Ortadoğu uzmanı Muhammed Kawas’a göre bu hızlanma, “hem Bağdat’a hem Tahran’a siyasi mesaj” niteliğinde ve ABD’nin bölgesel önceliklerini yeniden tanımladığının işareti.
Olası sonuçlar
Irak açısından riskler büyük. 2011’deki ABD çekilmesinin ardından oluşan güvenlik boşluğu, IŞİD’in yükselişine zemin hazırlamıştı. Örgüt 2019’da askeri olarak yenilgiye uğrasa da hücreleri hâlâ etkin. ABD Merkez Komutanlığı, Amerikan istihbaratının yokluğunun bu unsurlara yeniden hareket alanı kazandırabileceği uyarısında bulunuyor.
Diğer yandan İran’a yakın silahlı gruplar çekilmeden en çok fayda sağlayacak taraf olarak görülüyor. Haşdi Şabi’ye bağlı Kataib Hizbullah, “tarihi bir zafer” olarak nitelediği bu süreci kendi meşruiyetini pekiştirmek için kullanıyor.
Ekonomik cephede ise Washington’un enerji muafiyetlerini yenilememesi veya Irak varlıklarını dondurması ihtimali, likidite sıkışıklığı ve enflasyon baskısı yaratabilir.
Araştırmacı Nihad el-Hadisi’ye göre, “ABD’nin çekilmesi sadece güvenlik boşluğu değil, ekonomik tecrit riski de doğuruyor.”
Bölgesel yansımalar
İran, ABD’nin çekilmesiyle “Tahran’dan Beyrut’a” uzanan lojistik hat üzerindeki engellerin kalkmasından fayda sağlayabilir. İsrail ise oluşacak boşluğu Iraklı milis gruplara yönelik doğrudan operasyonlar için fırsat olarak görebilir.
Türkiye açısından Erbil’deki ABD varlığı, Kürdistan Bölgesi’ne yönelik geniş çaplı harekâtları frenleyici bir unsur. Ancak ileride tam çekilme yaşanırsa, PKK geriliminin gölgesinde yeni sınır ötesi adımlar gündeme gelebilir.
Irak’ın önündeki yol
Askeri danışman Safa el-Asam’a göre bu süreç “tam bir çekilme değil, bölgesel bir yeniden konuşlanma.” ABD yaklaşık 600 askeri Suriye’ye kaydırarak hızlı müdahale kapasitesini korumaya çalışıyor.
El-Asam, Irak ordusunun özellikle hava savunma sistemlerinde eksikleri bulunduğunu ancak yeni Rafale ve Caracal anlaşmalarıyla bu açığın kapanmaya başladığını belirtti.
Sonuçta Irak, egemenlik iddiasıyla dış desteğe olan bağımlılık arasında sıkışmış durumda. Ülke, 2011 hatalarının tekrarlanıp tekrarlanmayacağına karar verecek bir dönemeçte duruyor.(The New Region)
Son güncellenme: 17:11:20