Devletler karşılıklı sorunlarını görüşmek, çözüm aramak için birbirlerini ziyaret ederler. Kapı komşuyu ziyaretlerine benzemez. Sevdiğin komşunu ziyaret edersin, sevmediğini etmezsin. Bu bir tercihtir. Devletlerin ilişkileri karşılıklı çıkara dayandığı için zorunludur ve uyulması gereken kurallar vardır. Protokol gereği başka bir ülkeye görüşmeye gelen devletin bayrağı göndere çekilir ve görüşme yapılacak masalara koyulur.
Cumhur Başkanı Erdoğan Bağdat'a gittiğinde de Türk bayrağı Bağdat'ta gönderlere çekildi.
Bağdat'tan sonra Türkiye Cumhur Başkanı resmi görüşmeler için Hewler'e gitti. Hewler'de de protokol gereği Türk bayrakları gönderlere çekildi. Buraya kadar her şey normal ve uluslar arası kurallara uygun. Buraya kadar her şey normal.
Güneyin bağımsızlık yolunda attığı her adıma destek yerine köstek olmayı kendilerine vazife edinenler Hewler'e Türk bayrağı asıldığı için bir kaşık suda kıyametler koparmaya başladılar. Hewler'de protokol gereği Türk bayrağını astıkları için akordu bozuk korolar bildik nakaratlar ile Güney yönetimini "hain ve işbirlikçi" olarak suçlamaya başladılar.
Eleştirmek yerine suçlama yapanlar Ortadoğu'da var olan ve değişmesi zorunlu olan dengeleri, Irak ile Türkiye arasında yapılan anlaşmayı (petrol, su ve özellikle güvenlik alanında hangi kararların alındığını) merak etmezler. Kendilerinin sebep olduğu Türkiye'nin Güney Kürdistan'da kurduğu üsleri ve askerlerini çekip çekmemesi de onların sorun değil. Çünkü onlar Türkiye'de Türkiyelileşmeyi savundukları gibi Irak'ta da Iraklılaşmayı savunuyor. İran mollaları, Esad Yönetimi veya her seçim CHP'nin desteklenmesi de onlar için sorun değil. Irak, İran ve Suriye bayrakları hiç sorun olmaz ama Kürd bayrağı her zaman sorundur.
Birde bütün dertleri Güney Kürdistan Federasyonu bağımsız devlet olmasın. Bunun içinde Türkiye'de "Türk bayrağı bizim için sorun değil" diyenler Hewler'de asılan Türk bayraklarını sorun yapıyorlar.
Güney Kürdistan Federe Yönetimi Mesut Barzani'nin 2017 yılında resmi temaslarda bulunmak için İstanbul'a ve Ankara'ya geldiğinde Devlet Konuk Evi'nde ve Ankara'ya geldiğinde Kürdistan ve Irak bayrakları birlikte göndere çekildiği ve nedenleri ile birlikte kimlerin tepki gösterdiği de hala akıllarda.
Bağımsızlık yolunda ilerlemek isteyen Güney yönetimi sadece Türkiye ile değil bütün komşuları ile ilişki kurmak zorundadır.
Kurulan bu ilişkilerde bütün olumsuz şartlara rağmen Güney Yönetimi bağımsızlık talebinden bir gün dahi vazgeçmedi. Komşularının "kendi Kürdleri" ile var olan sorunlarını çözmek Güney'in görevi olmadığı gibi günümüz koşullarında bunun üstesinden gelmesi de mümkün değildir. Güney bağımsız devlet olmak için öncelikli olarak kendi çıkarını korumak zorundadır.
Bütün bunlar birlikte değerlendirildiğinde bağımsızlık talebi olmayanlar Güney Kürdistan Federe Yönetimini anlamalarını beklemek abesle iştigal olur.
A.Güllüoğlu
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.