Nasıl Bir Anayasa?

6 lı masanın hazırlamış olduğu anayasa taslağının 2. maddesi yine eski tas eski hamam. Bu madde de "...Atatürk milliyetçiliğine bağlı..." olma koşulunu bu taslakta da olduğu gibi korunmuş. Peki bu ne anlama geliyor? Atatürk milliyetçiliği ideolojik ve etnik bir tanımlamadır. Yüz yıllık sürecin kâbusu olan bu tanımın anayasal bir hüküm olarak devamı sizce ne anlama geliyor? Bilindiği gibi ülkede yaşayan 84 milyon İnsan homojen bir etnisiteden ve homojen bir inançtan gelmiyor. Toplum çok etnikli, çok dilli ve çok inançlı bir toplumdur. Gerçek anlamda demokratik bir anayasa da etnik bir gurubun (Türklük) mutlak egemenlik ve hakimiyetini öne çıkarmak, başa dönmek olur.

Gencettin Öner

30.11.2022, Çar | 10:46

Nasıl Bir Anayasa?
Makaleyi Paylaş

28.11. 2022 tarihinde kamuoyunda "6'lı masa" olarak bilinen 6 siyasi parti (CHP, İYİ Parti, DEVA, Gelecek, Saadet ve Demokrat parti) toplanarak kamuoyuna bir anayasa taslağı sundular. Bu anayasa taslağında, 1982 de askeri darbe sonrası yürürlüğe konulan mevcut anayasanın 173 asli maddesinden 84'ünde değişiklik öngörüyor. Adı geçen partiler bu gerekçeyi; “Güçlendirilmiş ve çağın gereklerine uygun demokratik parlamenter sisteme dayalı yeni ve demokratik bir anayasa" diye ilan ettiler. Kamuoyuna sunulan bu anayasa taslağının göze çarpan ve önemli görülebilen olumlu ve makul yönlerini sıralarsak; basın, yüksek öğretim, adalet, çalışma hayatı ve düşünce alanında getirdiği iyileştirmelerdir.

Bu 6 partinin ismi, mevcut otokrat rejime "alternatif muhalefet partileri" olarak geçiyor. Bu 6 siyasi partinin kamuoyuna sundukları anayasa taslağı, otoriter ve ceberut devletin yıllarca ezdiği, haklarını gasp ettiği mağdurların haklarını savunmak ve anayasal olarak bu hakları iade etmekten uzak bir taslaktır. Bu masanın içinde yer alan partilerin çoğu, otoriter devleti, otokrat iktidar blokundan çok daha fazla savunuyor olmalarıdır. Otokrat rejime olan muhaliflikleri baskıcı ve otoriter devleti kendilerinin yönetmesi meselesidir. Bu partilerin bir kısmı, bazı siyasi kararlarında otokrat rejimden çok daha fazla demokrasi karşıtı ve devletçidirler. O yüzden topumun tüm kesimlerine güven vermekte zorlanıyorlar. Oysa yüz yıllık süreçte yaşanan onca dram ve trajedilerin, yürekleri yakan katliamların, diz boyu haksızlıkların sorumlusu tekçi, inkârcı ve otoriter cumhuriyetin bizzat kendisidir. Bu durum, kuruluş paradigmasında ve darbeci anayasa maddelerinde açıkça yazılıdır. "Muhalif" 6'lı masa, son derece otoriter, tekçi ve inkârcı maddelere hiç dokunmadan kaçar adımlarla bu maddelerin yanından geçilmiştir. Bu kadar cana, mala, doğa tahribine toplumdaki ayrışma ve nefret tohumlarının ekilmesinin yegâne müsebbibi maddeler es geçilmiş ve oldukları gibi kabul edilmiştir. Kürtlerin ulusal ve demokratik hakları, Gayrimüslimlerin inanç ve mülkiyet sorunları ile Alevi sorunu gibi çok hayati ve ölümcül sorunların çözümü bu anayasa taslağında görmek mümkün değil. Adı geçen partiler, ellerini taşın altına koymaktan özellikle kaçınmışlardır.

Mevcut anayasanın 1. maddesinde geçen "Türkiye devleti bir cumhuriyettir" ifadesi, hemen her kesimdeki çoğunluğun üzerinde mutabık kaldığı ve kabul ettiği bir tanımlamadır. Sorun, cumhuriyetin vatandaşına olan yaklaşımı ve bakışındaki uygulanış biçiminde. Cumhuriyet otoriter mi olsun? Totaliter mi? Teokratik mi? Yoksa gerçek anlamda laik ve demokratik bir cumhuriyet mi olsun meselesidir. 6 lı masanın hazırlamış olduğu anayasa taslağının 2. maddesi yine eski tas eski hamam. Bu madde de "...Atatürk milliyetçiliğine bağlı..." olma koşulunu bu taslakta da olduğu gibi korunmuş. Peki bu ne anlama geliyor? Atatürk milliyetçiliği ideolojik ve etnik bir tanımlamadır. Yüz yıllık sürecin kâbusu olan bu tanımın anayasal bir hüküm olarak devamı sizce ne anlama geliyor? Bilindiği gibi ülkede yaşayan 84 milyon İnsan homojen bir etnisiteden ve homojen bir inançtan gelmiyor. Toplum çok etnikli, çok dilli ve çok inançlı bir toplumdur. Gerçek anlamda demokratik bir anayasa da etnik bir gurubun (Türklük) mutlak egemenlik ve hakimiyetini öne çıkarmak, başa dönmek olur. Demokratik anayasalarda egemenlik hakkının kullanılmasını bir etnik gurubun tasarrufuna asla verilemez. Anayasal olarak sadece bir etnik gurubun dil ve kültürünü yücelterek diğer farklılıklar yok sayılamaz. Böylesi şoven ve ideolojik milliyetçi ifadeleri anayasal ilke haline getirmek, toplumsal barışı ve refahı getirmez. Bu durum, cumhuriyetin kuruluşundan beri süregelen üzücü ve kanlı olayların devamına davetiye çıkarmaktır.

Atatürk milliyetçiliğinin özü, Türklük dışında kalmış diğer etnik, dil ve kültürel realiteleri yok sayan ve yasaklayan bir milliyetçiliktir. Dolayısıyla Atatürk milliyetçiliğinde Kürtlerin, Gayrimüslimlerin, Türk olmayan Müslüman halkların ve Aleviliğin gurup olarak kamusal alanda görünürlüklerini yok sayan ve yasaklayan bir anlayıştır. Bu milliyetçilik, katıksız olarak Türklük ve Sünni İslam temeline dayanan üstenci ve şoven bir milliyetçiliktir. Ayrıca "... Vatandaşlık bağı ile devlete bağlı olan herkes Türktür" ifadesi ile, onun uygulamadaki versiyonu haline gelen ülkenin dağlarına, taşlarına "Ne mutlu Türküm Diyene!" yazılı fermanlarla ifadesini bulan söylemler, toplumsal barış ve huzuru getirmek mümkün değil. 6'lı masanın Kürtlere müjdesi; "Alavere, dalavere Kürt Memet nöbete" olayıdır. Etnik ve ulusal sorunların çözümünde bu anayasa taslağı hiçbir iyileştirme ve yenilik vaadinde bulunmuyor. Haklarını yememek babında söylemem gerekirse, yeni anayasa taslağında adli, hukuki, çalışma hayatı, yüksek öğretim, fikir ve düşünce özgürlüğü yönünde ileri ve önemli adımların atıldığı bir gerçektir. Anayasa ve yasaların demokratik ve özgürlükçü olması kadar, kâğıt üzerinde yazılan bu yasaların, ayırımsız ve hakkaniyetle tüm vatandaşlara uygulanabilirliği çok daha önemlidir. Bu da yüz yıllık uygulamasında ileri derecede yozlaşmış ve çürümüş bir sistemin tepeden tırnağa demokratik zihniyet ve vicdan suyu ile yıkanmasıyla mümkün olabilir.

G.ÖNER

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

4156 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:15:10:26

Gencettin Öner

Yazarın Önceki Yazıları

'Hafıza-i Beşer, Nisyan İle Maluldür' Anayasalar, İkiyüzlülükler ve Niyetler Aklın ve Ferasetin Durduğu An Sıradan Kötülük, Bağnaz Bir Dinsel Veya İdeolojik Vicdansızlıkla Birleşince Ortaya Çıkan Manzaralar 'Derin Dewlet Nedır Abê?' Komedilerden Komedi Beğenin Çend Dimên Li Ser Jîyana Rewşenbir, Lêkolinvan û Entelektuelê Kurd Dr. Tarıq Ziya Ekinci Ezber Bozan Bir Yazı Toplumsal Hafıza, Org. Mustafa Muğlalı ve 33 Kurşun Olayı Riyakarlık, Yalan, Aldatma ve İnanç Adına Yaşatılan Barbarlık Diyarından Seçmeler İki Fotoğrafın Düşündürdükleri Diamond Tema, İnanç-İnançsızlık ve Agnostizm Demokrasi ve Özgürlüklerin Kağıt Üzerinde Kaldığı Ülke ve Toplumlarda Aforizmal Bir Bakış Bir Ulusa ve Onun Değerlerine Dayatılan Onursuzluk Selahattin Demirtaş ve Seher’in Dramı İnsanlık Değerlerinin Yerle Bir Edildiği, İnsanlık Erdeminin Çöktüğü Nokta; Soykırımlar 2024 Seçiminin Patolojik Siyasal Anatomisi Üzerine Bir Kaç Söz? Kürt Siyasetçilerin Aymazlıklarına Kim Dur Diyecek? Mertliğin, Onurun ve Yiğitliğin Timsali; Yılmaz Güney Toplumlara 'Hakikat' Diye Dayatılan Sosyal Psikoz ve Sosyal Halüsinasyon Handikaplarından Kurtulmaları Mümkün Olabilir mi? Sekülerlik, Laiklik, Komünizm ve Sosyal Darwinizm Üzerine Felsefi Bir Analiz; Kürtler Bu Kavramları Nasıl Algılıyor? (2) 3 Olgu, 3 Sonuç ve Toplumun Çok Hazin Aymazlığı Sekülerlik, Laiklik, Komünizm Üzerine Felsefi Bir Analiz; Kürtler Bu Süreçte Ne Yapmalı (1) Tarihten Hiç Ders Çıkaramama Sarı Hoca(İsmail Beşikci) Hakkında Birkaç Hayat Anekdotu Aptallığın Resmi Var Mıdır Acaba? Yalanlarla Zihinlere Kazınmış Ezberlerin Bozulması ve Hakikat 'Xwedê Mırov Kor Neke, Kor Bikejî Kerr Neke' Sosyal Psikoz ve Hakikat 'Cumhuriyet' Nedir? Ne Değildir? 'İlericilik', 'Gericilik', 'Faşizm' ve 'Demokrasi' Kavramları Üzerinde Felsefi Bir Beyin Fırtınası Sivil Katliamları İdeoloji ve Din Kisvesi Altında Savunan Barbarlık 'Göz Bebeği' 'Göz Ağrısı' 'Göz Dikeni' Katliam, yağma, fetih ve işgalleri kutsama, bu kötülüklerin mağdurlarının torunlarının aymazlıkları üzerine Bayramlar; Kimilerine Sevinç ve Mutluluk Vesilesi Olurken, Kimilerine Neden Hüzün ve Yok Sayılma Vesilesi Oluyor? Tabuları Yıkmak Değerli Hukukçu, Hakperest İnsan, Hacı Akyol’un Anısına Saygıyla Toplumsal Hafıza, Mustafa Muğlalı ve 33 Kurşun olayı Sivas Katliamı Üzerine Tekrarlı Bir Hatırlatma Hakikat ve Vicdanla Bağdaşmayan Rutinleşmiş bir İnanç Ezberi; Kurban İnsanlığın Erdemli Olma Yolundaki Uzun Yürüyüşü; Evim mi? Devrim mi? İki Yüzlülük, Riyakarlık ve Yalanlarla Nereye Kadar? 2023 Seçim Sonuçları Üzerine Birkaç Söz… Kaybedenler ve Kazananlar; Neden? Nasıl? Niçin? Yüz Yıldır Kürtlere Dayatılan 'Kırk Katır mı? Kırk Satır mı? ' Anlayışına Ne Zaman Dur Denilecek? Faşist Nobranlıkla Nereye Kadar? Bir Seçimin Sosyolojik ve Siyasal Anatomisi 'Denizler'in Yolu' ve Gerçekler Dersim Katliamı Olguları, Kavramları Çarpıtma Ve Türk Toplum Algısında Karşılık Bulmuş Politik-Şoven Psikoz 23 Nisanı Bayram Havasında Kutlayan Türkler, 24 Nisan Trajedisini de Unutmamalılar Toplumu İnanç Ve Bayrak Dayatmasıyla Terbiye Etmeye Çalışılan Oyunlar Ve Erdemlilik Tarihte yaşananlardan ders çıkaramama ve son hazin siyasi aymazlık Kılıçdaroğlu'nun 'Halil İbrahim Sofrası' Temennisi ve Gerçekler Spor centilmenliği, seri katilleri kutsama ve faşistleşen toplum Coğrafyamızda meydana gelen deprem felaketi üzerine birkaç söz Riyakarlık, makyaj ve yalanlarla nereye kadar? Etnik nefretin aramızdan aldığı güzel insan; Hrant Dink 'Öteki'ye Olan Düşmanlık ve Nefret, Empati ve Erdemliliğe Dönüşebilir mi? 100. Yılına girecek olan otoriter ve tekçi rejimin kalıcı otokrat bir rejime evrilmesine karşı mağdurlar ne yapmalı? 'Kimseye Verilecek Bir Çakıl Taşımız Yoktur' Veya ‘Ya Sev Ya Terket!' Metaforu Üzerine Birkaç Söz Sedama bındestîya Kurda azlû bu! Neo-Osmanlıcılık ile Neo-İttihatçılığın 100 yıllık ezeli düşmanlıktan, iktidar ittifakına geçmeleri ve 10 kasım üzerine birkaç söz Cumhuriyet mi, Demokrasi mi? 2023 Seçimlerinde 'vatandaş bekası' için kime ve neye göre oy verilmeli?
x