Sudani: Türkiye’nin su yönetimi deneyimi Irak’a aktarılacak, anlaşma tarihi bir adım

Irak Başbakanı Muhammed Şiya Sudani, Irak’ın su kaynaklarının yüzde 90’ının Türkiye’den geldiğini belirterek, iki ülke arasında imzalanan anlaşmanın Dicle ve Fırat nehirlerinden adil su paylaşımını ve ortak altyapı projelerini güvence altına almayı hedeflediğini söyledi.

8 Kasım 2025 - 10:46
8 Kasım 2025 - 10:46
 0
Sudani: Türkiye’nin su yönetimi deneyimi Irak’a aktarılacak, anlaşma tarihi bir adım

Sudani, Türkiye’nin su yönetimi konusundaki deneyiminin Irak’a aktarılacağını vurgulayarak, Türk şirketlerinin baraj, arıtma tesisi ve sulama altyapısı projelerinde önemli roller üstleneceğini ifade etti.

Irak Başbakanı Muhammed Şiya Sudani, Rûdaw TV’de yayınlanan “Bestoon Talk” programında, Irak’ın farklı ilerinden ve Kürdistan Bölgesi’nden gelen gençlerin sorularını yanıtladı. 

Erbil, Süleymaniye, Halepçe, Kerkük, Bağdat, Babil, Kerbela, Maysan ve Basra’dan gençlerin katıldığı programda; Erbil-Bağdat ilişkilerinin geleceği, Irak-Türkiye arasından yapılan su anlaşması, silahlı grupların durumu, Kürtlere karşı işlenen soykırım suçlarının tanınması, ilerdeki hizmet farklılıkları ve yolsuzlukla mücadele gibi konular ele alındı.

Irak-Türkiye su anlaşması    

Sudani, konuşmasının devamında Irak’ın karşı karşıya olduğu en büyük sorunlardan birinin su kıtlığı olduğunu belirtti. Bu sorunun sadece Irak’a özgü olmadığını, tüm bölge ülkelerini etkilediğini söyledi.

 “Maysan’da 2.000 balık havuzu var, çoğu izinsiz. Peki, içme suyu Basra’ya nasıl ulaşacak?” diyerek yanlış su kullanımına dikkat çeken Sudani, Musul’dan Basra’ya kadar uzanan bölgelerde kanalizasyon sularının Dicle Nehri’ne karıştığını ve su seviyesinin düşük olduğu dönemlerde bunun ciddi kirliliğe yol açtığını ifade etti.

“Su kaynaklarımızın yüzde 90’ı Türkiye’den geliyor”  

Su yönetimi konusundaki çözüm planlarını anlatan Sudani, özellikle Türkiye ile imzalanan yeni su anlaşmasına geniş yer verdi.

Irak devletinin kuruluşundan bu yana Türkiye ile su konusunda kapsamlı bir anlaşmanın bulunmadığını hatırlatan Başbakan, “Su kaynaklarımızın yüzde 90’ı Türkiye’den, Dicle ve Fırat nehirleri aracılığıyla geliyor; yüzde 10’u ise İran’dan. Türkiye, ‘su payınızı veririm ama sizin su yönetiminde sorunlarınız var’ diyor” ifadelerini kullandı.

Sudani, Türkiye ile yapılan su anlaşmasının Dicle ve Fırat nehirlerinden Irak’a adil ve sürdürülebilir bir su payı sağlamayı hedeflediğini belirtti. Anlaşma kapsamında Türkiye’nin su yönetimi konusundaki deneyiminin Irak’a aktarılacağını ve Türk şirketlerinin ülkede çeşitli su altyapı projeleri üstleneceğini söyledi.

Anlaşmanın detayları   

Bu projeler arasında, Kürdistan Bölgesi’nden Basra’ya kadar baraj inşaatları, açık nehir yataklarının boru hatlarına dönüştürülmesi, modern arıtma ve tatlı su istasyonlarının kurulması ile tarım ve sulama altyapısının geliştirilmesi yer alıyor.

Sudani, projelerin karşılıklı sözleşmeler çerçevesinde ve Irak’ın ödemeleriyle yürütüleceğini belirterek, bu işbirliğinin Irak’ın tarımsal üretimini sürdürebilmesi ve içme suyu ihtiyacını karşılaması açısından stratejik öneme sahip olduğunu vurguladı.

“Bu anlaşmayla su yönetimi konusunda doğru yolda olduğumuza inanıyorum” diyen Sudani, Türkiye ile yapılan işbirliğini ‘tarihi bir adım’ olarak nitelendirdi.

Silahlı gruplar için iki seçenek: Güvenlik güçlerine katılım ya da siyaset     

Programda en çok dikkat çeken sorulardan biri, Babil’den katılan bir gencin “kontrol dışı silahlar” hakkındaki sorusu oldu. Başbakan Sudani, söz konusu grupların 2003 sonrası dönemde ABD ve İngiltere güçlerine karşı, daha sonra da IŞİD’e karşı savaşmak amacıyla ortaya çıktığını belirtti. 

Sudani, siyasi taraflarla yapılan mutabakatlara atıfta bulunarak, “Uluslararası koalisyonun görevi sona erdiğinde ve ilişkiler ikili güvenlik düzeyine dönüştüğünde, devlet kurumları dışında silah bulundurmak için hiçbir gerekçe kalmayacak” dedi.        

Başbakan, devlet dışı silahlı unsurlara iki seçenek sundu: “Ya güvenlik kurumlarına entegre olacaklar ya da siyasi çalışmalara yönelecekler.”      

Kürtlere karşı soykırımın tanınması ve tazminat tartışması          

Bir katılımcı, Sudani’ye yeniden başbakan seçilmesi durumunda Enfal ve Halepçe gibi Kürtlere karşı işlenen soykırım suçlarından dolayı Irak devleti adına resmi özür dileyip dilemeyeceğini ve kurbanlara tazminat ödenip ödenmeyeceğini sordu.   

Sudani, “Irak Anayasası bu suçları açık biçimde soykırım olarak tanımıştır. Devlet, anayasası ve yasalarıyla bu suçların sorumluluğunu kabul etmiştir” ifadelerini kullandı.   

Kendisinin de Baas rejimi döneminde ailesinden beş kişiyi kaybettiğini belirten Sudani, “Kim benden özür dileyecek?” diye sordu. Tazminat konusunun ise Kürdistan Bölgesi Hükümeti ile Bağdat arasındaki siyasi ve hukuki anlaşmalara ve bütçe yasasına bağlı olduğunu söyledi.

İler arasındaki hizmet farklılıkları   

Programda, iler arasındaki altyapı ve kalkınma farklılıkları da gündeme geldi. Sudani, bu farkları iki ana nedene bağladı.

Sudani, “Bazı ilerin (örneğin Divaniye ve Semava) petrodolar gelirlerinden yoksun, bide yerel yönetimlerin proje planlama ve uygulama kapasitelerinde farklılıklar mevcut” dedi.

Maysan örneğini veren Sudani, “Doğru planlamayla altyapının yüzde 95’i tamamlandı” dedi.  

Divaniye için 2 trilyon dinardan fazla ek ödenek ayrıldığını açıklayan Başbakan, “Önümüzdeki iki yıl içinde şehrin çehresinin tamamen değişeceğini tahmin ediyorum” ifadelerini kullandı.   

Sudani ayrıca, Maysan’daki petrol faaliyetlerinden kaynaklanan çevre kirliliğine değinerek, hükümetin 2028 yılına kadar ‘sıfır gaz yakma’ hedefi doğrultusunda çalıştığını söyledi.

Şengal sorunu ve siyasi uzlaşı ihtiyacı     

Başbakan Sudani, Şengal Anlaşması ve mültecilerin geri dönüş sürecine ilişkin soruları da yanıtladı.

Anlaşmanın; hizmetlerin iyileştirilmesi, kaymakam atanması ve 2.500 polisin istihdamını kapsayan temel maddelerinin uygulanmaya başladığını belirtti.

Ancak Sudani, Şengal’deki mültecilerin geri dönüşünü engelleyen ana sorunun Kürdistan Bölgesi ile Musul vilayeti arasında uzlaşı eksikliği olduğunu vurguladı.  

Başbakan Muhammed Şiya Sudani, merkezi hükümetin Şengal ve Musul’un yeniden inşası için 105 milyon dolarlık bir fon ayırdığını hatırlatarak, projelerin sürdüğünü ancak kalıcı çözümün ancak siyasi uzlaşıyla mümkün olacağını vurguladı.

 

Bu haber toplam 183 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 12:48:32