Suriyeli lider, bir zamanlar savaştığı Amerikalılarla çalışma planlarını açıkladı

Şara, İsrail ile yürütülen görüşmelerden IŞİD’le mücadeleye kadar birçok kritik konuya değindi. Suriye’nin yeniden inşasında Amerikan iş birliğinin önemine dikkat çeken lider, ülkesindeki azınlıkların korunması ve federal bir denge kurma hedeflerini de aktardı.

12 Kasım 2025 - 10:33
12 Kasım 2025 - 10:33
 0
Suriyeli lider, bir zamanlar savaştığı Amerikalılarla çalışma planlarını açıkladı
Washington Post

Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şaraa, Beyaz Saray’a tarihi bir ziyaret gerçekleştirdi. ABD ile ilişkileri yeniden kurma niyetini vurgulayan Şaraa, Washington Post’a verdiği röportajda, geçmişte bir savaşçı olarak mücadele etmiş olmasına rağmen artık Suriye’nin istikrarı ve ekonomik kalkınması için Amerikan desteğinin kritik olduğunu söyledi.

Ahmed Şara, hem Suriye’de hem Irak’ta savaşmış eski bir militan. Aynı zamanda Beyaz Saray’ı ziyaret eden ilk Suriye devlet başkanı.

Tarihi bir Beyaz Saray ziyaretinin ardından, Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara pazartesi günü The Washington Post’a konuştu. Bir saat süren söyleşide, tercüman aracılığıyla konuşan eski militan, Suriye’nin ABD ile ilişkilerini yeniden inşa etmenin önemini anlattı. Ayrıca İsrail’le yürütülen görüşmeler, savaş sonrası mezhepsel şiddet ve Irak merkezli bir isyancı ve Suriye’de bir muhalif liderden, Washington’da bir ABD başkanıyla buluşan ilk Suriye devlet başkanına dönüşmesine kadar uzanan kendi olağanüstü yolculuğu hakkında da açık değerlendirmelerde bulundu.

Washington Post’un Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara ile gerçekleştirdiği röportaj şöyle:

YAPTIRIMLAR VE ABD İLE İLİŞKİLER

Bugün Başkan Donald Trump ve Kongre üyeleriyle görüştünüz. Bu ziyaretin hedefleri neydi ve bunlara ulaştığınızı düşünüyor musunuz?

En önemli hedef, Suriye ile Amerika Birleşik Devletleri arasında bir ilişki kurmak — çünkü son 100 yılda bu ilişki pek iyi değildi.

ABD ile Suriye arasında ortak çıkarlar aradık ve güvenlik çıkarları, ekonomik çıkarlar gibi üzerine inşa edebileceğimiz pek çok ortak çıkarımız olduğunu gördük. Suriye’nin istikrarı tüm bölgeyi etkiler; Suriye’nin istikrarsızlığı da aynı şekilde bölgeyi etkiler.

İstikrar ekonomiyle bağlantılıdır, ekonomi ya da ekonomik kalkınma da yaptırımların kaldırılmasıyla bağlantılıdır. Bu konuda aylardır süren görüşmelerimiz var ve iyi sonuçlar aldığımıza inanıyorum. Ancak hâlâ nihai kararı bekliyoruz.

AUSTİN TİCE

Meslektaşımız Austin Tice Suriye’de kayboldu. Onun akıbetiyle ilgili ne bildiğinizi, Beyaz Saray veya Washington’daki diğer yetkililerle bu konuda iletişiminiz olup olmadığını anlatır mısınız?

Eski rejimin Suriye halkına karşı yürüttüğü savaş sırasında yaklaşık 250.000 kayıp insanımız var — kayıp Suriyeliler. Bu sayı, Austin Tice gibi başka vatandaşlıklara sahip kişileri de kapsıyor.

Biz, Şam’a girdiğimizde hapishanelerden bir Amerikalı vatandaşı kurtarmayı başardık ve derhal Amerikan makamlarına teslim ettik. Kayıp kişiler için bir komisyon kurduk; odak noktası, Amerikan vatandaşlığı olan ve Suriye’de kaybolan kişiler. Bu konuda Amerikan yetkilileriyle koordinasyon içindeyiz.

Kayıp kişilerin bazı aileleriyle, Austin Tice’ın annesiyle de görüştüm. Harika bir kadın. Kendi annemle de tanıştırdım çünkü annemin de benzer bir hikâyesi var. Ben yedi yıl boyunca kayıptım; herkes öldüğümü düşündü, yalnızca annem inanmayı bırakmadı. Bir gün geri döneceğime dair güçlü bir inancı vardı.

ŞARA’NIN SURİYE VE IRAK’TAKİ SAVAŞÇI GEÇMİŞİ

Kongre üyeleriyle konuşan ortalama bir Amerikalı, “Neden Amerika’ya karşı savaşmış bir adamdan yaptırımlar kaldırılıyor?” diye sorarsa, ona ne cevap verirsiniz?

Öncelikle, eğer yüce bir amaç uğruna yapılıyorsa savaşmak utanç verici bir şey değildir — özellikle de kendi topraklarını savunuyor, zulme uğrayan insanları koruyorsan. Bunun iyi bir şey olduğunu, hatta takdir edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çok sayıda savaşa katıldım ama asla masum bir insanın ölümüne neden olmadım.

Savaşa giren birinin güçlü bir ahlaki zemine sahip olması gerekir. Bölgemiz, Batı’nın ve Amerika’nın politikalarından etkilendi; bugün pek çok Amerikalı da bu politikaların bazılarını hatalı buluyor — çünkü gereksiz pek çok savaşa neden oldular.

MEZHEPSEL ŞİDDET VE SURİYE’DEKİ AZINLIKLAR

Yaptırımların kaldırılmasına karşı çıkanların dile getirdiği endişelerden biri, ülkenizde devam eden şiddet. Eski Devlet Başkanı Beşar Esad döneminde farklı gruplar birbirine düşürülmüştü, ancak bugün de bazıları hâlâ çatışıyor. Bu tür şiddeti azaltmak için yeterince çaba göstermediğinizi söyleyen eleştirmenlere ne cevap verirsiniz? Azınlıklara yönelik saldırıların sürmemesi için planınız nedir?

Suriye yakın zamanda çok şiddetli bir savaştan çıktı; 60 yıl boyunca ülkeyi demir yumrukla yöneten bir diktatörlük rejimi altında yaşadı. Şu anda bir geçiş döneminden geçiyoruz ve geçiş dönemlerinde, koşullar ve yasalar istikrarlı ülkelerdekinden farklı olur.

Örneğin, ABD İç Savaşı’ndan sonra durum bir yıl içinde mi istikrara kavuştu? Yoksa savaşın ardından uzun yıllar mı sürdü? Biz de şu anda devleti, hukuku yeniden inşa etme aşamasındayız. Ama bu, Suriye’de sorun kalmadığı anlamına gelmiyor. Henüz hikâyenin sonuna gelmedik.

Bağımsızlık veya özerklik isteyen bazı gruplar var. Bu tarafların bir kısmı, kendi çıkarlarını meşrulaştırmak için mezheplerini veya dinlerini bir örtü olarak kullanıyor.

Kendilerini, inançlarını “varoluşsal tehdit altında” gösteriyorlar. Oysa biz Suriye’de 1.400 yıldır farklı dini topluluklarla birlikte yaşıyoruz. Hâlâ varız, hâlâ bu çeşitliliğe sahibiz.

IŞİD’LE MÜCADELE

Ülkenin doğusunda hâlâ IŞİD var. Amerikalılar, orada bulunma gerekçelerinin IŞİD’le mücadele olduğunu söylüyor. Kürt gruplar ve Demokratik Suriye Güçleri (DSG) ile yaptığınız anlaşmanın durumunu anlatır mısınız? ABD ve bu grupların hâlâ gerekli olduğunu düşünüyor musunuz?

Biz IŞİD’le 10 yıl boyunca savaştık ve bunu Batılı herhangi bir güçle ya da başka bir ülkeyle koordinasyon olmadan yaptık.

Bugün Suriye bu sorumluluğu tek başına üstlenebilecek kapasitede. Suriye’nin bölünmüş kalması ya da devlet kontrolü dışında herhangi bir askerî gücün varlığı, IŞİD’in yeşermesi için en uygun zemindir.

Bence en iyi çözüm, Suriye’deki ABD birliklerinin, DSG’nin merkezi hükümetin güvenlik güçlerine entegrasyonunu denetlemesidir. Suriye topraklarını koruma görevi ise devlete ait olmalıdır.

İSRAİL VE SURİYE

Suriye, İsrail ordusunun tekrar eden saldırılarına maruz kalıyor. Ayrıca İsrail, Suriye toprağını işgal etmiş durumda ve özellikle Dürzi toplumu içinde mezhepçiliği körüklediği görülüyor. Hem iç hem dış tehditlere karşı Suriye egemenliğini nasıl korumayı planlıyorsunuz?

Suriye, İsrail’le 50 yıl önce savaşa girdi. 1974’te bir ayrışma anlaşması imzalandı.

Bu anlaşma 50 yıl sürdü. Ancak [Esad] rejimi devrilince İsrail bu anlaşmayı iptal etti. Suriye içindeki varlığını genişletti, BM barış gücünü ülkeden çıkardı ve yeni topraklar işgal etti.

8 Aralık’tan bu yana Suriye’de 1.000’den fazla hava saldırısı düzenlediler; bunlar arasında Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve Savunma Bakanlığı’nın bombalanması da var. Fakat biz Suriye’yi yeniden inşa etmek istiyoruz, bu nedenle bu saldırılara karşılık vermedik.

İsrail’in Suriye’ye yönelik hamleleri güvenlik kaygılarından değil, genişleme hırsından kaynaklanıyor.

İsrail hep, Suriye’den kaynaklanan tehditlerden — İran milisleri ve Lübnan’daki Hizbullah’tan — endişe ettiğini iddia eder. Oysa bu güçleri Suriye’den biz çıkardık.

İsrail’le doğrudan müzakereler yürütüyoruz ve bir anlaşmaya varma yolunda epey ilerleme kaydettik. Ancak nihai bir anlaşmaya ulaşmak için İsrail’in 8 Aralık öncesindeki sınırlara çekilmesi gerekir.

ABD bu müzakerelerde bizimle birlikte; birçok uluslararası taraf da bu konuda bizim görüşümüzü destekliyor. Bugün gördük ki Sayın Trump da bu bakış açımızı destekliyor ve çözümün mümkün olan en kısa sürede sağlanması için çaba gösterecek.

Şam’ın güneyinde bir bölgenin silahtan arındırılmasını Suriye kabul eder mi?

Bir bölgenin tamamen silahtan arındırılmasını konuşmak zor, çünkü bir kaos durumu olursa kim koruyacak?

Bu silahtan arındırılmış bölge bazı taraflarca İsrail’e saldırı başlatmak için kullanılırsa, sorumluluk kime ait olacak?

Sonuçta burası Suriye toprağıdır ve Suriye kendi toprağı üzerinde özgürce tasarruf etme hakkına sahip olmalıdır.

İsrail, kendini korumak için Golan Tepeleri’ni işgal etti; şimdi de Golan Tepeleri’ni korumak bahanesiyle Suriye’nin güneyinde koşullar dayatıyor. Böyle giderse birkaç yıl sonra Suriye’nin ortasını da “güneyi korumak için” işgal ederler. O yoldan giderlerse Münih’e kadar varırlar.

RUSYA İLE İLİŞKİLER

Eski Suriye lideri şu anda Moskova’da ve Vladimir Putin’in hükümeti tarafından korunuyor. Bu konuyu Ruslarla gündeme getirdiniz mi? Onu işlediği suçlardan dolayı yargılamak üzere iadesini talep ettiniz mi?

Biz Rusya’ya karşı 10 yıl boyunca savaştık; zor ve çetin bir savaştı. Defalarca öldürüldüğümü ilan ettiler.

Rusya’ya ihtiyacımız var çünkü Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi. Bazı konularda onların oyuna ihtiyacımız oluyor ve onlarla stratejik çıkarlarımız var. Rusya’yı Suriye konusunda farklı bir yola itmek istemiyoruz.

Beşar Esad meselesi Rusya için rahatsız edici bir konu ve onlarla ilişkimiz hâlâ başlangıç aşamasında. Ancak Suriyeliler olarak Esad’ı adalet önüne çıkarma hakkımızı saklı tutacağız.

 

Bu haber toplam 776 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 11:33:18