Kürdistan dendiğinde rahatsız olan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Amed'e Kürdlerle helalleşmek için gitti. Kayda değer bir helallik almadan bir, iki salon toplantısı yapıp Ankara'ya döndü. CHP'li Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün'de Kılıçdaroğlu'nun bu içi boş helalleşme atağını anlaşılan ciddiye almamış. Katılmış olduğu Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi'nde yaptığı konuşmada HDP'li belediye başkanlarının yerine yapılan kayyum atamalarının doğru olduğunu savunuyor. Üstelik yapılan bu antidemokratik uygulamayı AKP'nin gerekçelerinin aynısını öne sürüp savunmasını yapıyor. Tıpkı mecliste AKP'ye OHAL, dokunulmazlıkların kaldırılması ve sınır ötesi operasyonlara verdikleri destek onay ve destek gibi.
CHP bir türlü Mevlana'nın dediği gibi olduğu gibi görünemiyor, yada tersi göründüğü gibi olamıyor. Çünkü samimi değiller, demokrasiden, adaletten, laik düzenden ve eşitlikten dem vurup söz etmelerine rağmen konu Kürdler oldu mu anında kuruluş ayarlarına geri dönüyorlar.
KürdlerinYüzde 30 oylarına rağmen asgari ilkeler ile içinde yer alabilecekleri bir ittifak henüz yok. Seçim sonucunu belirleyecek oy potansiyeline rağmen iki ittifakta yer alan partiler tarafından kendi kimlikleri ile kabul edilmiyorlar. Bu nedenle kendi kimliğine sahip çıkmayı ilke edilenlerin önümüzdeki seçimden bir beklentileri yok. Kazanan yada kaybeden iki ittifaktan hangisi olursa olsun statü devam edeceği için değişen bir şey olmayacak. Ancak bu seçimin önceki seçim gibi olmayacağı, kapalı kapılar ardında birilerinin yaptığı kişisel çıkar hesapların artık tutamayacağı da ortada. Herkes hesabını kitabını iyi yapmalı. Her seçimde yapıldığı gibi davulu Kürdllerin boynuna asıp herkesin kendi havasını çalmanın devri artık geçiyor. Siyasette kalıcı olmak isteyenler üzerine oturdukları miras üzerinden artık ilkeli siyaset yapmak zorunda olduklarını unutmasınlar.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.