Ortadoğu’da İsrail'in kendini savunma hakkı vardır. Ancak Hamas’ın başlattığı saldırı sonrası bu hakkı kullanan Netanyahu "kendimi savunuyorum" bahanesi ile Filistin halkını yok etmek için katliam yapıyor. Etnik ya da inançta farklı olanlara yapılan katliam günümüzde insanlığa karşı işlenen ve zaman aşımına uğramayan bir suçtur. Netanyahu bu suçu dünyanın gözü önünde gönlerdir işliyor. Netanyahu yaptığı bu katliamlardan dolayı suçludur.
Ancak kendi halkını bile bile savunmasız bir şekilde serseri mayın gibi nereye düşse orada patlayan yüzlerce roketlerle İsrail'e saldıran, sivilleri rehine alan Hamas ne yapmak istedi?
Netanyahu’ ya lanet yağdırırken Filistin halkının haklı mücadelesine zarar vereceği başından belli olan böylesi bir eylemi Hamas neden yaptı?
Netanyahu'nun yaptığı katliam tek başına ele alınıp değerlendirme yaparsak sağlıklı sonuçlar elde edemeyiz.
Saldırıyı başlatan Hamas örgütünü kime yarayacağı başından belli olan yaptığı eylem ile birlikte değerlendirilmesi gerekir.
Yapılan bir eylem ezilen bir halkın özgür mücadelesine katkı sağlayacaksa yapılır. Yerinde ve doğru hedeflere yapılan şiddet eylemleri de buna dahildir. Halkını mağdur etmek, bile bile yeni katliamlara yol açmak için eylem yapılmaz. Yapılan eylemlerde mutlaka hatalar da olur. Ancak yapılan eylemin bedelini halkın ödeyeceğini bile bile yapmak, yaptıktan sonra da "Bu kadar zalim olduklarını bilmiyorduk" demek insanların aklı ile alay etmektir. Gerekçesi ne kadar haklı olursa olsun sivil halka yönelik eylemler kabul edilemez. Sivil halka yönelik yapılan eylemler terördür. Terör olduğu içinde halkın özgürlüğü için verilen haklı mücadeleyi haksız yapar.
Örgütün varlığını korumak için bedelini halkın ödeyeceği eylemleri bilerek yapmak, sonra halka ödettirilen bedeller üzerinden mazlumları oynayarak siyaset yapmak bu coğrafyada gelenek haline geldi. Bu anlayışı devam ettiren örgütlerin yaptıkları kuşkulu eylemlerin halka bedel ödettirmekten başka getirisi yoktur.
Hamas Filistin halkının ulusal mücadelesini bölen ve amacından saptıran bir örgüttür.
Yaptığı eylemler ile Filistin halkının ulusal mücadelesine yaptığı eylemler ile yarar değil zarar veriyor.
Netenyahu Filistin halkına yönelik belli bir program çerçevesinde yaptığı katliamlardan suçludur. Ancak halkını savunamayacağını bile bile Netanyahu'nun önüne atan İsmail Haniye'de yapılan katliamdan Netanyahu kadar sorumludur.
Hamas gibi liderlerinin iki dudağından çıkacak söze göre hareket eden örgütler ezilen ulusun mücadelesinin önünde engeldir. Böylesi örgütler ve liderleri yaptıkları eylemler nedenleri ile birlikte sorgulanmalıdır.
Haniyye defalarca yaptığı açıklamalarında İran gibi İsrail'i halkıyla birlikte Ortadoğu’dan yok etmek istediklerini belirtti. Netanyahu ve destekçileri de "Vaat edilmiş topraklar" diye bir ütopyanın peşinde Filistin halkını Ortadoğu'dan silmek istiyor.
ikiside yanlış ve farklı olan ne varsa düşman. Bu iki yanlıştan birinden yana taraf olmak ile de doğru sonuca ulaşılmaz. Barış isteniyorsa tek başına Netanyahu'yu öne çıkarıp İsrail halkını suçlamak yetmez. Çoğunluğu Müslüman olan ülkelerde görmediğimiz tepkiyi İsrail’de ve Avrupa ülkelerinde yaşayan halkın Netanyahu'yu nasıl protesto ettiğini gördük.
Tekrar etmekte yarar var, Filistin halkının devlet olması nasıl haksa Ortadoğu'da yaşayan Yahudi halkınında güven içinde yaşama hakkı vardır. İsrail adına savaştığını iddia eden Netanyahu ile Filistin halkı adına savaştığını iddia eden Hamas lideri Haniye arasındaki savaş kirlidir. Kirli savaştan beslenenler barış istemezler. Netanyahu ile Haniye arasındaki savaşın bedelini mazlum Filistin halkı ile İsrail halkı birlikte ödüyorlar.
A.Güllüoğlu
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.