Kürd ulusal hareketi içerisinde yer alan gruplar 70'li yılların ikinci yarısından itibaren empati kurabilme özelliklerini kaybetti. Daha örgütlenme aşamasında ve ideolojik inşa süreci yaşanırken sabah devrim olacakmış gibi diğer gruplar üzerinde hakimiyet kurmak için siyasi tartışmaların yerini şiddet aldı. Mardin bölgesinde bilindiği gibi yaşanan (PKK-KUK arasında) silahlı çatışmalarda düşmanı aratmayan tüyler ürperten cinayetler işlendiği hala akıllarda.12 Eylül ayırım yapmadan bütün grupların üzerinden silindir gibi geçti. Buna rağmen dar grup anlayışı kısmen de olsa devam ediyor.
Yaşanan bu olaylarda hiç bir grup "Sütten çıkmış ak kaşık" olmadığı halde o günlerden bu günlere özeleştiri vermek yerine hala karşılıklı suçlamalar devam ediyor.
Ulusal mücadelede geçmişte yapılan hatalardan ders almak, tekrar etmemek ve hala devam eden önyargılardan arınmak için empati kurmak gerekiyor.
İnsan ilişkilerinde çoğumuz bilerek, ya da bilmeden kullandığımız bir kavram empati. Çevremiz ile olan ilişkilerimizde yaptığımız gibi ulusal birlik, dayanışma ve ortak ilkelerle mücadele zeminini oluşturmak için empati yapmak zorundayız.
Empati için; başkalarının duygu ve düşüncelerini tanıma, ne hissettiğini, neden böyle düşündüğünü anlamak ve ortak paydada buluşabilmek, duygusal zekanın kullanıldığı araç, duygudaşlık oluşturma çabası da diyebiliriz.
Empati kurabilmek aynı düşüncede olmasak bile kendimizi karşı tarafın yerine koyup uzlaşmak, hoşgörü ile birbirimizi anlamaya çalışmak ve daha iyi iletişim kurabilmek ve aynı zamanda kendi duygu ve düşüncelerimizi yeniden gözden geçirebilmemizi sağlar.
İnsan ilişkilerinde olduğu gibi ulusal mücadelede de asgari müştereklerde dayanışma ve son tahlilde birlik ve ortak mücadele için empati kurmak şart.
Ulusal mücadelenin empati kurmanın yanında diğer önemli sorun birliktir. Kürd bilgesi ve usta şair Cigerxun'un birliğin önemini belirttiği akıllara küpe olması gereken şiirini bilmeyeniniz yok.
"Ey Kurdino; bibin yek
Eğer hun ne bin yek,
Hun é herin yek bi yek"
Siyasi gruplar arasında birliğin olabilmesi içinde ortak ilkelerinin olması gerekir. Siyasi bir grubun azami ve asgari ilkeleri vardır. İlkeler kurulacak ittifaklar ile varılmak istenen hedefin uzun vadeli rotasını belirlediği gibi ile dost ve düşmanı da birbirinden ayırır. İlkelere aykırı ne ittifak ne de eylem yapılır. İlkeli mücadele tutarlılık gerektirir. Birlik "Gel bana katıl" demek değildir.
Günümüzde ilkesiz mücadele verenler de ilkeli mücadeleye önem verenler gibi sürekli ilkeli mücadelenin öneminde söz ederler. Buna rağmen her kalıba uyarlar. Onlara göre ilkelerin hiç bir önem ve anlamı yoktur. Anlam ve önemi olan ilkeli mücadeleyi amacından saptırmak için dün dediklerinin bugün, bugün dediklerinin yarın tersini yaparlar. Bu nedenle güvenilir ve tutarlı değillerdir. İlkesiz verilen mücadele akıntıya kapılmış ve nerede parlayacağı belli olmayan mayına gibidir.
Bunlara karşı dikkatli olmak gerekir.
Mesela geçmiş ile bağını koparıp Kürdlerin devlet olmasına karşı olduklarına defalarca açıklayanlar bağımsız devlet olmak gibi bir ilkeleri olmadığı halde 15 Ağustos'un kutladılar. Bu ilkesizliktir, amaç tabanı kaldırmaktır.
5 nolu cezaevinde her şeyi göze alarak mahkemelerde Bağımsız Kürdistan'ı savunanlar ile Kürdlerin devlet olmalarına karşı Demokratik Konfederalizmi savunanların yolları ayrıdır ve ortak ilkeleri yoktur.
Geçmişte emeği olanlar omuzlarına basılarak kullanılacak sıradan insanlar değildir.
Onları ve mücadelelerini farklı amaçlar için kullananlara izin vermemek sadece arkadaşlarının değil yurtseverlerin de görevidir.
Yoksa geçmişi ve ilkeli mücadeleyi yozlaştırdıkları gibi birlik konusunu da kurdukları ittifaklarla yozlaştırmaya devam devam edecekler.
Oturduğu yerden "Bütün halklar kardeştir”, Hemen, şimdi barış" ve olur olmazına bakılmadan "illa birlik’’ demenin anlamı yok. Bütün halklar kardeş olmadığı gibi düşman da değildir. İlkesiz birlik de olmaz.
"Kerkük Kürdistan'ındır" diyenlerde birlik istiyor. Bunlara karşı "Kerkük Irak'ındır" diyenler nasıl ve hangi ilkeler ile birlik olabilir? "Kerkük Irak'ındır" diyenler ancak ve ancak Irak ile ve Güney Kürdistan'ın bağımsız devlet olmasına karşı çıkanlar ile birlik olabilirler.
Bir diğeri "Anayasada özerk Kürdistan deseler, Kürdçe anadilde eğitim serbesttir diye açıkça yazsalar ve bunun
karşılığında da anayasanın bir maddesinde başkanlık
sistemi yazsalar, biz o anayasaya evet demeyiz. Daha nasıl açık söyleyeyim ki!” diyen Kürd sorununu Türkiye’deki iktidar sorunu gibi değerlendiren biri ile Kürdçe anadilde eğitim ve Kürdistan için özerklik, federasyon veya bağımsızlık isteyen biri hangi ortak amaç ve ilkelerde ittifak kurabilir?
Ayrıca yüz bine varan ölüm, binlerce iç infaz, göç eden milyonlarca insan ve kanlı olaylar yaşadıktan sonra "Kürdistan'ı altın tepside verseler istemem" diyen ve bu gün kendisini taşeron olarak ilan eden Öcalan'ı çözüm için adres olarak gösterenler ile nasıl ve özellikle ne için birlik olunur?
Bir arkadaşım Türkiye'de hayatın her alanında giderek güçlenen egemen ulus milliyetçiliğini konuştuğumuzda "Artık empati bile yapamıyorum, onların yerine kendimi koyduğumda utanıyorum" demişti.
Bende dara düştüklerinde sürekli birlikten söz edenlerle, "Kürd meselesini Cumhuriyet'in kuruluş çerçevesinde çözmek mümkündür” diyenler ile, Birlik diyerek ulusal ilkeleri ayaklar altına alanlarla, dostu düşman, düşmanı dost gösterenlerle,” Kurtarılmış bölge" uğruna kazanılmış bütün mevzileri harcayanlarla "Hendek Savaşı" gibi hiç uğruna binlerce gencin ölüme gönderenler ve milyonlarca insanın göç etmesine neden olanlar ile, sivil hedeflere yönelik kanlı eylemler yaparak ulusal mücadeleyi terörize edenler birlik çağrısı yapıldığında benimde midemi bulandırıyor.
Birlik ulusal mücadelenin olmazsa olmazıdır. Birlik için karışlıklı empati yapabilmek şarttır. Kürdler 70'li yıllarda kaybettiği empati yeteneğini birlikte mücadele etmek için yeniden kazanmak zorunda.
A.Güllüoglu
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.