CHP ve Başkanı Kılıçdaroğlu "Yenikapı demokrasi mitingi"ne gidip hükümete ve Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’a destek vermeye koşmuştu, ancak CHP ve Başkanı Kılıçdaroğlu miting alanında MHP ve AKP'lilerce yuhalandı. Cumhurbaşkanı ve hükümet üyeleri bu yuhalamayı memnuniyetle karşıladı.
HDP, 15 Temmuz 2016 gecesi "darbeye karşı, hükümetin yanında olduğunu" Müslüm Doğan, ardında Ayhan Bilge ve İdris Baluken'in ağzından açıklamıştı.
Ancak Hükümet yetkilileri ve Cumhurbaşkanı, bu açıklamaları dikkate almadı ve HDP'yi mitinge çağırmadı. HDP bundan mahrum edildiği için çok içerlenmişti. Zira kendilerinin artık "terör" modunda değerlendirildiklerinin algısını hiç görmek istemeden, Türkiye’nin demokratikleşmesi için Turkiyelileşme hipnotizinden çıkamıyorlardı.
Kılıçdaroğlu şimdi yapılan darbeye Cumhurbaşkanı ve hükümetin "kontrollü darbe"si açıklaması yaptı.
Bunca yaşanandan sonra, ABD ve Avrupa ülkelerinin yayınladıkları pek çok araştırma ve istihbarat raporlarında da "Kontrollü darbe" sözcüğü yaygınlaşıyor. Buna paralel olarak, HDP çevresi ve yakın medyası da bu "kontrollü darbe" sözcüğünden yeni yeni "geç vakitte" bahis etmeye başladılar...
Devlet Bahçelinin MHP'si o geceden sonra AKP ve Cumhurbaşkanına söylediklerini sildi, yeni bir söylem ile arkasında durdu, adeta Tuğrul Türkeş’i sollayıp yeni yerine geçecek gibi.
Bu yaşananlar ile günümüzde tezahür edenler mukayese edildiğinde önemli sonuçlar çıkarmak zor olmazsa gerek!
Asıl sorun, Kürt'e daha iyi tokatı çekmek için, kimin daha çok gerilmek istediğini görmek... HDP bunu anlamak istemedikçe daha çok presleniyor! Maalesef!
Bizim için şimdi önemli olan;
Güneyde tartışmalı bölgelerde ALA RENGİN'in göndere çekilmesi ve buraların da dahil olacağı bir referandum ile Bağımsızlık icra etmek.
Güney Batı Kurdistan’da, Kürdistan sınırlarında statü sorunumuzu Suriye sathına yayarak flu hale getirmeden belirgin kılmaya evirmek.
Diğer parçalarda ulusal birlik ve diplomasi mücadelesini bağımsızlık ideali doğrultusunda olgunlaştırmak, bizi esas darbelerden koruyacak yoldur.
Ne diyeyim..?!
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.