Prof. Dr. Kadri Yıldırım’ı, (1959-2021) Kitaplarından, yazılarından dolayı, daha öncelerde de tanıyordum. İlk karşılaşmamız ise, 15 Mayıs 2014’de Artuklu Üniversitesi tarafından düzenlenen Toplum ve Medeniyet Sempozyumu’nda oldu. O zaman Artuklu Üniversitesi Rektör Yardımcısıydı. Rektör, Prof. Dr. Serdar Bedii Omay’dı.
Daha sonraları, Kadri Hoca’yla çeşitli kitap fuarlarında da beraber olduk. Kadri Hoca’nın konferanslarına, katıldığı panellere de dinleyici olarak katıldım.
27-27 Eylül 2016’da, Kürdistan’ın Soran Bölgesi’n de Korek Dağı’nda, Milli Düşünce Sempozyumu düzenlenmişti. O sempozyuma da beraber katılmıştık. O sempozyumda kadri Hoca, katılımcılara, Hacı Qadirê Koyî ile ilgili bir kitabını da dağıtmıştı. Sempozumda sunduğu bildiride de Hacı Qadirê Koyî’den söz etmişti.
Bu kitabın bir tarafı Kürdçe, bir tarafı Türkçe basılmış, İkinci Xanî, Hacı Qadirê Koyî, Avesta, 2016, İstanbul, 76 s. Xaniyê Duyem, Haci Qadirê Koyî, Avesta, 2016, İstanbul. 76 s.
Kadri Hoca’nın, Kürt Medreseleri ve Alimleri çalışması da çok önemlidir. Üç cildlik bu çalışmanın birinci cildinde Teori ve Müfredat anlatıldıktan sonra Beylik Medreseleri incelenmektedir, Avesta 2018, 476 s.
İkinci cildde, Tekkelere Bağlı Medreseler incelenmektedir. Avesta 2018, 442 s.
Üçüncü cildde Cami ve Hücreler değerlendirilmektedir. Avesta 2018, 439 s.
Kadri Hoca’nın çalışmaları, Kürd toplumunun özellikle karanlıkta kalması için özen gösterilen yönleri, kurumları ile ilgilidir… Hocamızın , bu çalışmalara devam edeceği çok açıktı. Bu çalışmaların çok önemli olduğu besbellidir. Bu çalışmaları devam ettirecek Kürd akademisyenler şüphesiz olacaktır. Kadri Hocamızı sevgiyle anıyorum.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.