TC kimyası gereği Kürdlere karşı etnik bir savaş yürütü. Ancak Kürd hareketi aynı politikayla karşılık vermedi. Kürdler bu etnik savaşı gerçek adıyla çağırırsa ve ona göre pozisyon alırsa taşlar yerine oturacaktır.Tekçi, faşizan kemalist yönetimden adım adım yayılmacı islamist teokratik yönetime giden işgalci Türk cumhuriyetine karşı Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesiyle dayanışma içinde olmak hakim zorba ulus olarak türklerin ve nefessiz bırakılmış bütün azınlık halklarında çıkarına olacaktır.
Genel olarak Kürdlere ve gayri müslümlere uygulanan ayırımcılık ve yapılan kötülükler karşısında uç maymunu oynayarak geçiştiren ve yöneticilerinden ayrıştırılmaları bir hayli zorlaşan Türkler kendilerine benzemeyen herkese etnik saldırı içindedirler. İzmir\'dede Ekrem Kaçeroğlu isimli Kürd yurtseveri polisin gözetiminde linç edilerek öldürlmüştü. Özellikle son on yılda Kürdlere yüzlerce linç partisi düzenlendi TC öldürdükleriyle yetinmiyor. Organize ettikleri sivil kalabalık gruplarla etnik bir saldırı yürütüyorlar.
Kuzey Kürdistan kimin işgali altındadır? Otuzbeş yıl süren savaşın neyini beyenmediniz.? Öldürülen elli binden fazla insan, binlerce failli «meçhul» yüzbinlerce tutuklu, bir o kadar sürgün ve dört milyona yakın Kürdün göçertilmesinin etnik bir kırılma olduğunu bilmiyormusunuz? Kürd meselesini sürüncemede bırakarak şehir, şehir, sokak, sokak çatışma mı bekliyorsunuz?
TC ve işgalci ordusu Kürd Milletini patlama noktasına getirmiştir. Daha dört hafta önce kırktan fazla Kürd iki gün içinde öldürüldü. Yüzlerce yaralı, binlerce göz altı ve Kürd şehirlerinde sokağa çıkma yasağı etnik bir saldırı biçiminde yürütüldü. Türk partisi olma yarışına giren HDP\'in binaları basılıyor. Ahmet Karataş (04/11/2014) örneğin\'de görüldüğü gibi Kürd yurtseverlerin boğazı kesiliyor, linç partileri düzenleniyor. Kürdleri sürekli hedef gösteren Türk yöneticilerin IŞİD\'ten ne farkı kalmış?
IŞİD, de Türkler gibi Kürdlere yabancı ve dışardan geliyorlar. Adamların neyi eksik? El Bağdadi\'nin Türk, Acem ve Arap yöneticilerinden ne eksiği var? Bütün bu saldırılar türk şehirlerinde veya türklerin hakim olduğu mahalelerde gerçekleşmesi ve Kuzey Kürdistan\'ı ordu işgaliyle yönetme ısrarı Kürd siyasi otoriteleri tarafından mutlaka rapor edilmeli ve Türklerin 90 yıllık müttefikleri olan ABD, AB, BM yönetimlerine sunulmalı ve müdahaleleri istenmelidir.
Bence Kürdlere uygulanan jenosid, asimilasyon ve linçlere Kobané özgülünde Rojava\'nında eklenmesi yaşanacak etnik patlamayı son derece olgunlaştırmıştır. Eğer bu işin start fişeği ateşlenirse aç, işsiz, düzensiz ve ulusal hak gaspına uğramışların dışında herkes kayıp edecektir. Kürdleri, Alevileri, gayri müslümleri zorla yöneten TC Baas yöneticilerinden daha iyi bir durumda olmayacaklar.
Bilinmelidir ki, bu dibe vuruştan bir dömi turla dönüş sağlanamazsa IŞİD,elkayde, elnusra, islami cemaat vb. çağ dışı islamist terör örgütleriyle TC\'nin işbirlikçiliği ve öte taraftan Devrimci ve ileri batı değerleri üzerinde bina edilen çağdaş Kürd Milli direniş hareketleriyle düşmanlık Kürdleri bir yol ayırımna zorlaycaktır. Biliyoruz ki, kardeşlik teraneleriyle Kürdlerin naifliğine mertliğine sarılan TC yönetimi zorluklarını aşınca Kürd avına kaldığı yerden devam edecektir.
Çünkü tarih; Kürd Milletin sembollerine, ulusal haklarına, kendi geleceğini nasıl belirleyeceğine ilişkin ulusal iradesine saygı gösterebilecek bir Türk yönetimine veya hatırı sayılır bir organizasyonuna şahit olmamıştır. Bu çok değersiz algı kültürü «türk\'ün türkten başka dostu yok» ırkçılığıyla insanlığını felç etmiştir. Kürdlerin yer altı yer üstü bütün zengin kaynaklarını vahşice talan adiyor. Kürdlerden vergi topluyor, namusunu Kürd askerlerin nöbetiyle koruyor, ama Kürdlerin ulusal hak sahibi olmasını, kendi kendini yönetmesini ve barış içinde yaşamasını asla istemiyor.
Kürdlerin sevinci Türkler için üzüntü, tahrik ve saldırganlık sebebi oluyor. TC ile PKK\'nin Karşılıklı anlaşması sonucu Habur sınır kapısından (19/10/2009) giriş yapan bir grup Gerilla\'nın bayram havasıyla karşılanması TC\'nin yas günü olarak ilan edildi. Bilindiği gibi Kürd şehri Kobané bir tarafıyla türk işgal ordusu, üç tarafıyla IŞİD islamist çetelerince kuşatılır.
Ağır silahlara sahip IŞİD çetelerine karşı ölümüne ve harikulade direnen Kürdistan Gerilla ların yardımına gelen Özgür Kürdistan Bölgesi Peşmerge Kuvvetlerin yüzbinlerce Kuzey Kürdistan\'li kardeşlerinin barışçıl sevinç çığlıkları ve Kürdistan ulusal marşıyle karşılanması\'da TC için ulusal tehlike ve yas günü biçiminde karşılanmıştır. Kürd Peşmerge Kuvvetlerine seviyesizce saldırılmıştır. Kuzey, Güney Batı (Rojava) Kürd hareketleriyle, Güney Kürdistan otoritelerini birbirine düşürmek için yoğun bir effor sarf edilmiştir.
Kürd politik partilerin ilk defa Kürd ulusal çıkarlarını ideolojik parti çıkarlarından daha üstün tutmaları ve bu politik vizyonun devletler projesi IŞİD, Elnusra vb. İslamist terör örgütlerine karşı ABD, AB politikalarıyla örtüşmesi bölge devletlerin ve özellikle TC islamist hükümetin planını işlemez hale getirmiştir. Kürd hareketin terörist olarak çağrılamayacağı izlenimi Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu hükümeti ve ulusalcı kemalistlerden şok etkisi yaratmıştır.
Kürdistan Bölgesi Genel Güvenlik Ajansı Müsteşarı sayın Mesrur Barzani\'nin Avrupa Parlamentosu\'nda PKK\'nin terör örgütleri listesinde çıkarılması girişimi ve açıklaması Kürd ve dostları tarafından memnunyetle karşılanmıştır. Böylece AKP hükümetin çözüm adı altında Kürd ulusal kurtuluşunu zamana yayma, eritme ve genel demokrasi başlığı altında bireysel hak temeliyle kalan Kürdleri\'de türkyelileştirme riyakârlığı artık batı açısındanda destek bulmayacaktır.
Aslında Kürd hareketi oynanan oyunları boşa çıkarmak için silahlı mücadeleyi tekrar başlatması gerekmiyor. Kürdlerle türklerin birlikte yaşama imkânın kalmadığını, Türklerin Federasyon\'da dahil hiç bir ortak yönetimi kabul etmediğinden hareketle Kürd ulusal bağımsızlık siyasetini esas almalıdır. Yani Türk ordusunun işgalci niteliği işlenmeli ve siyasi olarak Kuzey Kürdistan\'da çekilmesi hedeflenmelidir. Kürdistan\'ın uluslararası sömürge statüsünden dolayı bu şekilde yerel bir karşılık verilirse dünya kamuoyu nezdinde yansıması çok daha etkili olacaktır.
İşgalciyi işgalci olarak karşılama muamelesi ve yabancı psikolojisinden çıkarılmaması onu nefessiz bırakacaktır. İşgal taşlanacak, kovalanacak ve öfkeli kitlelerin hucumuna uğramaktan kendilerini alamayacaklar. Kürd hareketin son onbeş yıldır Türk işgaline işgalci muamelesi yapmaması bir teslimiyet olarak kabul ediliyor. Dolayısıyla yabancı bir devletin gözetiminde ve karşılıklı heyetler biçiminde ortak bir çözüm modeli düşünülmüyor. Çünkü Kürd tarafı adam yerine konulmuyor ve halen muhatap olarak kabul edilmiyor.
«Çözüm»Erdoğan\'ın kafasının içinde ve konuşmasıyla başlıyor, konuşmasıyla bitiyor. Erdoğan\'nın çevresindekileride adam zanetmek, irade sahibi kabul etmek büyük yanlıştır. AKP hükümetin bıktıran retoriği milli bağımsızlık siyasetinin temel alınmasını zorunlu hale getirmiştir.
ABD ve AB başkentleri tarihte ilk defa Kürd düşmanlarından yana tavır almamaları Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesini devletleşmeye götürecektir. Demokrasiyi kelle kesmekten daha tehlikeli bulan, kitlesel şiddetle yöneten ve kendilerini yenilemeyen islamist bölge devletleri, islamist terör örgütleri üzerinde yürütükleri rekabet savaşıyla islam faşizmini yayma merkezlerine dönüşmüşler.
ABD öncülüğünde herekete geçen koalisyon güçlerin doğal ittifak kuvvetlerinin Kürdlerden teşkil edilmesi bir tesadüf değildir. Yakın tarih itibariyle bir asırdır özgürlük mücadelesi veren Kürdler sürekli yalnız bırakıldı. Kürdleri gruplar halinde vinçlerle asanlar, Roboski\'de savaş uçaklarıyla bombalayanlar, Halepçe\'de kimyasal gazlarla katledenler IŞİD\'in devletleşmiş legal yüzleridir.
İşgalci, sömürgeci bölge devletlerin savunmasız, devletsiz Kürd milletini şiddetle yönetmesinden cesaret alan Irak Şam İslam Devletin özellikle Kürdleri hedeflemesi, Şengal Ezidi halkına jenosid uygulaması, işgalci TC ordusunun hakemliğinde Kobané\'yi kuşatması ve doğal olarak Kürdlerle batı ittifakını doğurması tarihsel bir örtüşme olarak okunmalıdır. Bu güne kadar Türk işgaline karşı ulusal seferberlik felsefesiyle mücadele edilmemesi ve onların direkt, indirekt yardımlarıyla silahlandıırılan Elnusra, IŞİD, islami cemaat benzeri illegal terör örgütlerine karşı Kürdlerin seferberliğe çağırılmaları bana düşündürücü gelsede olumlu buluyorum.
Görünen o ki, Kürd Ezidilerin Şengal jenosidi ve Kobané direnişi Kürd ulusal kurtuluş güçlerin birliği için milli bir çağrı görevi görmüştür. Kızlı, erkekli Gerilla birliklerin Kobané savunmasıyla Dünya kamuoyun saygı ve sempatisini hak etmesi Kürd milli duruşunu motive edecektir. Kürd ulusal aklı Kürdistan yönetimine talip olmuştur. Artık bağımsız Kürdistan siyaseti iskalanmamalıdır.
Kürdistan\'ı dört parçaya bölen, paylaşan, islamcı faşizmle yöneten Türk,Arap, Acem işgalcileri Kürd halkını kan, barut ve jenosid\'le yönettiler. Dünya\'yı tehdit eden devletler destekli islamist terör örgütleri Kürd devrimci milli direnişiyle barajlanmıştır. Kürdistan cografyası öz sahipleri tarafından yönetilince bütün inançların, demokrasinin ve barışın güvence merkezi olacaktır.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.