Rûdaw TV İstanbul muhabiri Ömer Sönmez’e konuşan Ufak Uras, PKK’nin dünkü kongre açıklamasının olası sonuçları ve yankıları hakkında açıklamalarda bulundu.
“Barışa ulaşım engeli kalktı”
Uras, “Şimdi beklenen kongre gerçekleşti. Sonuçlar açıklanacak önümüzdeki günlerde. Ama fesih kongresi olacağı ve kararın da bu yönde olacağı söyleniyor. Siz bu kongreyi nasıl görüyorsunuz? Hangi aşamayı ifade ediyor? Ve bundan sonra devlete hangi hükümlülükler düşüyor?” sorusuna, “Her şey beklendiği gibi gidiyor, tam kıvamında. PKK’nin kongresi aslında bir dönüşüm kongresi. Yani illegal siyasetten aslında legal siyasete geçiliyor. Muhtemelen sonbaharda DEM Parti’nin de kongresi olacak, olağan kongre süreci. Bu dönüşüm, siyasetin yeniden yapılanması için de bir vesile olacak. Yani Ortadoğu coğrafyasının değişimi, Öcalan’ın açıklamaları gösteriyor ki zaten daha farklı olamaz. Yani ortada bir B planı yoktu. O açıdan son derece önemli. Yani muhtemelen bayram sonrası bu çerçeve yasağı, infaz yasası düzenlemesi bütün bunlar bir paket olarak gelecektir diye düşünüyorum. Yani barışa ulaşım engeli kalktı. Şimdi demokrasiye ulaşım engellerini birebir kaldırmakta sıra” cevabını verdi.
“Kaos planı kimsenin tercih ettiği bir plan değil”
Ufak Uras, sürecin sabote edilmesi ihtimalinin olup olmadığı yönündeki değerlendirmesinin sorulması üzerine de “Olabilir ama bir şansları yok. Dikkat ederseniz bütün bu girişimler Türkiye’deki iri olalım, diri olalım, bir olalım ruh halini güçlendiriyor. Yani nafile çabalar. O yüzden bir işe yarayacağı kanaatinde değilim. Tabii ki bazı küresel güçler süreçten rahatsızlık duyarlar ama kaos planı ne Ortadoğu’da ne Türkiye’de kimsenin tercih ettiği bir plan değil. Yani bölgeye gittiğinizde insanlar artık hayatın normalleşmesini istiyorlar. Kürtlerin barış süreci bu açıdan son derece kıymetli. Her zaman söylüyorum, bir kere daha Türkiye Kürt bölgesi ilişkisi açısından tırnak içine Barzani modeli diyebileceğimiz model aslında en doğru ve haklı model olduğu ortaya kondu. Suriye’de de benzer bir model olacaktır ve kaybedilen zaman böylece telafi edilecektir” değerlendirmesinde bulundu.
Bu sürecin sonunda ya da devamında Türkiye’de Kürtlere hangi haklar verileceği ya da anayasal olarak, Kürtçe ana dilde eğitim gibi, Kürtçenin resmi dil olması, Kürtlerle Türklerin eşit vatandaş olup olmayacağı yönündeki soruya da Uras, şu cevabı verdi:
“Her teşekkür ana muhalefette teşekkürle tamamlanıyor”
Esas mesele o zaten. Anayasal eşitlik meselesi. Hani diyelim resmi dilin yanı sıra Kürtlerin de kendi kültürel dil haklarını özgürce ifade etmeleri. Zaten kısmen bazı adımlar atılmıştı. Bütün bunların tamamlanması aslında demokratik cumhuriyet, demokratik anayasayla taşlanma anlamına geliyor ki gidişat büyük ölçüde o yönde. Burada muhalefetin de ana muhalefetin de çok büyük katkısı olacaktır. Zaten her teşekkür ana muhalefette teşekkürle tamamlanıyor. Yani bir tarihsel kimlikte, bir tarihsel bizde buluşma. Bölgedeki gelişmeleri de hızlandıracak. Yani Suriye’de ve Irak’taki kaotik yapılardan medet umanların da işini zorlaştıracaktır diye düşünüyorum.”
“Genç kuşakların bayrağı bizden devralma zamanı geldi”
Ufuk Uras, bundan sonra da süreçte aktif rol almak yerine gençlerin rol üstlenmesi gerektiğini belirterek şöyle devem etti:
“Biz iş zora çıktığı zaman kolaylaştırıcı, hızlandırıcı olmak için devreye girdik. Artık siyaset genç kuşakların işi. Çünkü 90’lı yılların başında Yaşar Kemal’le demokrasi kurultayını yaptığımızda Orhan Doğanlar vardı, Orhan da kalp krizinden gitti. Şimdi kızı Ayşegül Doğan. Bence genç kuşakların artık bayrağı bizden devralma zamanı geldi.”