Şengal - Zin'in müziği

Minicik yüreğindeki o büyük acıyı duyan, hisseden kimse dindiremez, ruhuna kazınan o kasvetli tükenişi kimse durduramaz ve Zin barbarların bedenine ve ruhuna bıraktıkları kalıntıların ıstırabından kurtulmak için yaşamına son vererek hissizliğe yelken açar.

9 Şubat 2016 - 05:44
9 Şubat 2016 - 05:44
 0

IŞİD bir kasırga gibi önüne çıkan her şeyi yok ederek ilerlediği Irak istilasında en büyük zulüm Şengal’in Ezidi halkına düştü.

Tarihleri boyunca sırf inançları nedeniyle çok sayıda soykırım ve sürgüne maruz kalan acılı Ezidiler, 21. yüzyılda uygar dünyanın gözleri önünde büyük bir vahşet yaşadılar.

IŞİD barbarlarının saldırısı ile bir gecede sahip oldukları her şeyi, hatta aile fertlerini dahi geride bırakarak Şengal dağına doğru kaçtılar.

Kaçanların büyük bölümü, IŞİD’in eline düşmektense sığındıkları Şengal dağında açlık ve susuzluk tehlikesini göze alırken, geride kalanları tarihin tanık olduğu en büyük trajedilerden biri bekliyordu.

IŞİD teröristleri ele geçirdikleri erkekleri acımadan katlederken, yaşlarına bakmadan genç kız ve kadınlara tecavüz ediyor ve seks kölesi olarak esir alıyorlardı.

Şengal’in işgali esnasında IŞİD barbarlarının eline düşenlerden biri de 16 yaşındaki Zin isimli bir genç Ezidi kızı idi.

Zin esir düştükten birkaç gün sonra IŞİD’lilerden kaçarak kurtulmayı başarır ve Şengal dağına sığınan Ezidilere ulaşır.

IŞİD barbarlarının defalarca tecavüzüne uğrayan Zin psikolojik bir travma yaşamaktadır. İçine kapanmış, gözlerindeki fer sönmüş, durmadan kirletildiğinden ve bu şekilde yaşamak istemediğinden bahsederek intiharın kendisi için acılarının sonu olacağını anlatır çevresindekilere.

Minicik yüreğindeki o büyük acıyı duyan, hisseden kimse dindirmeye muktedir olamaz; ruhuna kazınan o kasvetli tükenişe kimse dur diyemez ve Zin barbarların bedenine ve ruhuna bıraktıkları kalıntıların ıstırabından kurtulmak için yaşamına son vererek hissizliğe yelken açar.

Zin’in bu trajedik öyküsü Ezidilerin binlerce sayısız öyküsü ile birlikte bazı medya organlarında ve haber sitelerinde yer alır ve unutulur gider.

Ancak bir kişi, Kürt siyasetçisi Rojhat Amedi bu genç kızın öyküsünü ruhunun derinliklerinde hisseder. Zin’in yaşama tutunmasına engel olan o travmatik duyguyla göçüp gitmesi onda derin izler bırakır.

Zin hakkındaki haberleri defalarca okuyan ve olayın etkisinde kalan Rojhat Amedi, Zin’in acısını şiirleştirir. Gençlik yıllarında müzikle de ilgilenen Rojhat, bu şiiri farkında olmadan, yüreğindeki acıyla birlikte mırıldandığında ortaya çıkan ezgiyi beğenir ve Zin’in bu acısını müzikle insanlara duyurmaya karar verir.

Zin’in bir anda kararan trajedisinin sözünü ve bestesini yazan Rojhat bu üretim esnasında Dr. Muhammet Zaza ile Seyit Ahmet Rewanduzi’nin de kendisine değerli katkıları olduğunu belirtiyor.

Şarkıyı ilk olarak 5-6 ay kadar önce sevilen Kürt ses sanatçısı Rojin’e dinlettiğini dile getiren Rojhat, olumsuz tepkiler ve beğenilmemesi üzerine belli bir soğuma yaşadığını vurguluyor.

Bir müddet sonra tesadüfen Rojhat’a misafir olan Rojin, Zin’in trajik intiharının ilhamıyla şekillenen müziği dinler ve çok beğenir. “Bu şarkının mutlaka klibini çekmeliyiz, ilk dinlediğimde bana bu kadar güzel ve etkili görünmemişti” der.

Rojin’in bu söylemi üzerine bir başka sevilen Kürt ses sanatçısı Brader ile görüşülerek Şengal ismi verilen şarkının çekimlerine başlanır.

Şarkı Rojin ile Brader tarafından seslendirilirken, değerli Kürt sanatçıları Delil Dilaner, Gani Nar, Hewler Kaymakamı Nihat Latif hoca ve Rojhat Amedi de vokalde katkı sunarlar.

Eserin stüdyo aşamasında Nizamettin Arınç’ın da çok önemli katkıları olduğunu bilhassa vurgulayan Rojhat, Almanya, Türkiye ve Erbil’de hazırlanan şarkının aranjörlüğünü ise Kemal Sahir Gürel\'in yaptığını dile getiriyor.

Klibin Şengal’in yaşadığı isyan ve haykırışın Zin şansında söze, sese ve müziğe dönüşmesi olarak tanımlayan Rojhat Ezidi Kürtlerinin ve Zin’in yaşadığı trajedinin unutulmamasının en büyük arzusu olduğunu belirtiyor.

Bu haber toplam 11987 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 11:04:03