Tartışan İki Kasap Arasında Koyunun Taraf Tutması Akıbetini Değiştirmez

HDP'li atanmış yöneticiler sayesinde Kürd'ler önceki seçimde Ankara'da iki MHP kökenli (Melih Gökçek ile Mansur Yavaş) arasında tercih yapmak zorunda bırakıldı. "AKP-MHP faşizmine kaybettireceğiz" diyenler kime ve neden oy verilmesini istediklerini, kazananın kim olduğunu izah etmek zorundalar. Bu yapılmadı, yapılmadığı gibi aynı anlayış devam ediyor.

Adnan Güllüoğlu

11.03.2024, Pts | 11:42

Tartışan İki Kasap Arasında Koyunun Taraf Tutması Akıbetini Değiştirmez
Makaleyi Paylaş

Her devletin kuruluşunda belirlenen kırmızı çizgileri vardır. Ortadoğu gibi bir coğrafyada imparatorluk mirası üzerine kurulu olmasına rağmen etnik ve inançta farklılıkları bünyesinde barındıran Türkiye'nin de yüzyıldır uygulanan kırmızı çizgileri tekçilik esasına dayanır.

Türkiye'de siyasi partiler muhalefette ne söylerlerse söylensinler, seçimleri kazanıp iktidara gelince "Kırmızı Kitap" ta belirtilen kırmızı çizgilere uymak zorundadır, dışına çıkamazlar.

Cumhur ve Millet İttifakında yer alan partiler de farklı söylemlerine rağmen son tahlilde etnik ve inançta tekçiliği esas alan partilerdir. Tekçi ilkeler ile siyaset yapar, bu ilkeler ile kendi aralarında ittifaklar kurarlar.

Aralarında fark varmış gibi biri başkanlık, diğeri parlamenter sistemi savunmalarını rağmen bu iki sistemde de tekçilik esastır. Farklı olanlar en temel insani haklarından dahi mahrumdur.

Bu nedenle seçimlerde tekçi ilkelerinden vaz geçmeyen partilerden ve kurdukları ittifaklardan birini diğerine göre tercih etmenin demokrasi ve eşitlik mücadelesine en ufak bir yararı olmaz.

Günümüzde AKP ve CHP biri sağ, diğeri sol görünümlü partiler olmasına rağmen başta Kürd ve aleviler olmak üzere toplumda farklı olanlar üzerine uygulanan asimilasyon politikasında birbirinin aksi değil, birbirinin eksiğini tamamlayan iki partidir. Aralarındaki rekabet demokrasiden, insan haklarından, iyiden ve güzelden yana olan bir rekabet değil "Asimilasyon politikasını en iyi ben uygularım" rekabetidir. Güney Kürdistan'da yapılan Bağımsızlık Referandumu'nda görüldüğü gibi "Komşunun Kürd'üne" de ortak tavır alırlar. Sınır Ötesi Operasyonlarda olduğu gibi gerektiğinde el ele vererek kendi anayasalarını bile birlikte çiğnerler.

Bir yanda asimilasyon insanlığa karşı islenen evrensel suç olduğunu kabul ettiği halde Andımız Marşı'nı hala ilk okullarda okutulmasını isteyen "kendine demokrat" CHP, diğer yanda kurduğu TRT 6 ile sürekli övünen her bir dili "Allah'ın ayeti" kabul eden AKP. Ancak TBMM'de Kürdçe hala bilinmeyen bir dil.

Farklı olanlar asimilasyona karşı ancak ilkeli mücadele ile ve ilkeli ittifaklar kurularak tavır alınabilirler. Bunun başka bir yolu yoktur. Daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi legal siyasette ilkeli olmak şartı ile bu iki parti ile de ittifak kurulabilir. Yeter ki ittifak, yada dışarıdan destek ilkeli olsun.

HDP, yeni adıyla DEM partinin oy yüzdesi bilindiği gibi çoğu yerde seçimlerin sonucunu belirleyecek güçte. Buna rağmen ilkeli mücadele verilmiyor, ilkeli ittifaklar da kurmuyor. Yıllardır oy gücünü atanmış yöneticiler sayesinde CHP'nin ve kurduğu Millet İttifakı'nın peşine takarak değersizleştirerek siyasi kazanıma dönüşmesine engel olundu.

Şovenist Türk Solu ile bir avuç atanmış yönetici kadronun yönlendirdiği parti her seçim ilkeli siyaset yapacağını tekrar eder durur, ama ilkeli siyaset yapmaz.

İlkeli siyaset yapmadığı halde seçimlerde dışlanıyor. Çünkü atanmış yöneticiler ne kadar "Türkiye partisiyiz, Kürd partisi değiliz" diye tekrar ederlerse etsinler bu parti bilindiği gibi gövdesi ile Kürd'lerden oluşan partisidir. DEM Partiyi bu günlere getiren yıldır Kürd ulusu adına verilen ulusal mücadele ve bu uğurda ödenen bedellerdir. Bu nedenle statükocu partiler tarafından dışlanıyor.

Kuruluş ilkelerini savunan, bu kırmızı çizgiler ile statükoyu (müesses nizamı) savunarak siyaset yapan partilere yönelik "Bizi dışlıyorlar", "İhanet ettiler" diyerek eleştirmenin, "ah-vah etmenin" ulusal siyasette bir karşılığı yok.

Kürd'lere yapılan bir ihanet aranıyorsa uzaklarda aramaya gerek yok. Her seçim atanmış yöneticilerin yaptığı ilkesiz siyaset ihanettir.

Atanmış yönetici ödenen bedellerin üzerine oturarak ulusal mücadeleyi ilke ve taleplerinden uzaklaştırarak amacından saptırıyor. Kendilerinden önce verilen mücadelenin amacına değil sadece ödenen bedellere sahip çıkarlar. Bedel ödedik diye kendine paye çıkaranlar ne için bedel ödendiğine değinmezler.5 nolu cezaevinde öldüğünde mezar taşına "Halkına borçlu öldü" diye yazılmasını isteyen gibi sayısız kahramanın ödediği bedellere saygı göstermez, adlarını dahi anmazlar.

Tabanın zorlaması ile bu seçim ilkeli siyaset yapacaklarını söylemlerine rağmen İzmit'te "kent uzlaşması" diyerek adaylarını CHP adayının lehine geri çekmiş. Uzlaşmada Kürd'lerin lehine hangi ilkeler var kimse bilmiyor.

Aynı partinin adı Afrin'e atılan bombalara yazılan Afyon adayı Burcu Köksal boğazını yırtarak "Kazanırsam DEM Partililer belediyeden içeri giremez" diyor ve dediklerinin arkasında dimdik duruyor. Çünkü Afyon'da Kürd seçmen yok. Köksal’ın ırkçı sözlerine Özel "Dil sürçmesi" diyor. Evet dili sürçmüş, Kürd'ler giremez diyeceğine DEM Partililer demiş. Açıklamaya en sert tepkiyi de İmamoğlu gösterdi. Köksal’a "Kendine başka bir parti, ya da iş bul" diyor. Acaba İmamoğlu'nun İstanbul’da Kürd oylarına ihtiyacı olmasaydı Köksal için bunları söyler miydi? Aynı tepkiyi ırkçı söylemleri ile gündeme gelen Bolu Belediye Başkanı için neden söylemez?

CHP tekçi anlayışı oluşturan, ötekileştirmenin mimarı olan bir partidir. Bu konudaki görüşlerini kurulduğu günden bu güne en ufak bir değişim geçirmeden koruyor. Kürd'lere bakış açısındaki adayların farklı söylemlerini belirleyen seçim bölgesindeki Kürd oylarının çok ya da az olmasına bağlıdır. Kısaca samimiyetsiz ve çıkarcıdır.

HDP'li atanmış yöneticiler sayesinde Kürd'ler önceki seçimde Ankara'da iki MHP kökenli (Melih Gökçek ile Mansur Yavaş) arasında tercih yapmak zorunda bırakıldı. "AKP-MHP faşizmine kaybettireceğiz" diyenler kime ve neden oy verilmesini istediklerini, kazananın kim olduğunu izah etmek zorundalar. Bu yapılmadı, yapılmadığı gibi aynı anlayış devam ediyor.

Tekrar etmekte yarar var, cezaevinden siyasetin yönetilemez, bu kuraldır. Çünkü cezaevlerinde her şey "güllük gülistanlık" olsa bile bilgiye ulaşmak denetimli ve sınırlıdır. Bu nedenle cezaevinde yapılan siyasi değerlendirmeler sağlıklı olmayıp uzman ekiplerin yaptığı müdahaleler ile farklı yönlendirilmelere açıktır. Bu nedenle cezaevinden yapılan siyasi açıklamaları kuşku ile değerlendirmek gerekir.

Türkiye'de cezaevinde yatan her siyasetçi bunu bilir ve kimi ilkelerine bağlı kalarak onuru ile yatar. Kimi siyasetçi de (itirafçılık dahil) kendinden istenen açıklamaları tahliye edilme umuduyla yapar. CHP ile AKP arasında tercihte fark olmadığı gibi İmralı ve Edirne arasında da fark yoktur. Fark varmış gibi yeni arayışlar üretme çabası Kürd siyasetini yeniden bölme çabasıdır.

Önceki seçimde "AKP gitsin kim gelirse gelsin" diyerek Ankara'dan Edirne'ye Bozkurt işareti yaparak yürüyen Kılıçdaroğlu'na "Yürü Bay Kemal seninleyiz" demenin "Kürdistan dendiğinde bende rahatsız oluyorum" diyen Kılıçdaroğlu için popülizm dışında hangi ilkeler ile "Hatırım için oy verin" dendi? Demirtaş Bay Kemal'in HDP'yi neden dışladığını, HDP yerine hangi partileri tercih ettiğini ve tercih ettiği partiler ile Türkiye'yi nereye götürmek istediğini nasıl bilmez miydi? Hadi bilemedi diyelim, o dönem dediklerinin özeleştirisini vermeden bu gün "DEM Parti kimsenin payandası değildir" diyor ve eşinden İstanbul’dan aday adayı olmasını istiyor, Değişen ne? CHP'nin iki seçim arası görüşlerimi değişti? Eşini neden İstanbul’da aday adayı yaptı ve neden geri çekti? Parti kararı olmadığına göre verilmek istenen kişisel mesaj neydi?

CHP Genel Başkanı Özgür Özel "DEM Partinin seçim stratejisi CHP'ye kaybettirmek üzere kurulu" demiş. Şaşırmakta Özgür Özel haklı. Parti CHP ve adayları da aynı. Önceki seçim stratejisi Topal Osman'ın torunu ve MHP'li Mansur Yavaş üzerine kuruluydu ve seçimler kazanıldı. Sonuçta değişen ne oldu da bu günkü tavır farklı?

HDP ve ardılı DEM Parti de de özeleştiri geleneği ve ilkeli siyaset yapılmadığı için birbirinin tersi alınan her siyasi karar izaha muhtaç sorularla birlikte hep akıllarda kalıyor. Öcalan'ın avukatı olan Batman adayı egemen ulus "solcuları" gibi Kürd sorununu tarihsel bağlarından koparıp "sebep-sonuç" ilişkisine bakmadan "Okyanus ötesi güçlerin, emperyalizmin oyunudur," diyebiliyor.

Türkiye'de seçimi kazanan hangisi olursa olsun sonuçta söylendiği gibi "Kürd Memet nöbete" gider. Siyasette doğruları söylemek yetmez, doğrulardan yana tavır almak gerekir.

A.Güllüoglu

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

2505 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:15:16:09

Adnan Güllüoğlu

Yazarın Önceki Yazıları

Bağımsızlık Talebi Olmayanlar Güney Kürdistan Federe Yönetimini Anlayamaz Ya Tutarsa? Filistin Halkının Kazanımları Kürd Halkının Zararına Olmadığı Gibi Kürd Halkının Kazanımları Filistin Halkının Zararına Olamaz Savaşa Karşı Barış İstemenin Yolu Ulusların Kendi Kaderini Tanımaktır ‘Eğer Siz Bayrak ve Devlet İstemiyorsanız Sizde Bir Sakatlık Var’ Kaş Yapmak İsterken Göz Çıkarmak İsteyenlere Meydan Verilmemeli Seçimin Kaybedeni AKP, Ancak Kazananı Yok Kürd'ler Arafta Kalsın Diye Sorunun Adı Doğru Konmuyor "Xwade Mırov Kor Neke/Kor Bıkeĵi Ker Nekê Kurmê darê ne ji darê be dar narize Anadile Konulan Yasak Irkçılığın ve Asimilasyon Politikasının Çirkin Yüzüdür Siyaset ve Samimiyet Aram Tigran - Mamoste Aramê Dikran 'İdam Edileceğiz, Ancak Bu Gururlu Bir Ölüm, Sizden Yas Tutmamanızı, Siyah Giymemenizi ve Cesur Olmanızı Diliyorum' Futbol Sadece Futbol Olmalı Türkiye Çifte Standartlar Ülkesi Gün ilkeli Siyaset ve Birlik Günüdür Dıms u Pekmez Hiç - Fark Etmez Kommagenes (Kom-Ma-Geli) Aryen Aşiretler Birliği ve Nemrut Denilen Kralları, İnkar ve Aşağılamak Amacıyla Uydurulan Rivayet 100 Yıllık, İnkar Üzerine Kurgulanmış ve Hala Uygulanmak İstenen Senaryo İki Resim ve Düşündürdükleri Bir Binayı Yapamazsan Yıkıpta Viran Eyleme Bugün Cumartesi! 'Sizin Yüzünüzden Arkadaşlarım Öldü' Filistin Halkının Devlet Olma Hakkı Kadar Yahudi Halkının da İsrail'de Güven İçinde Yaşama Hakkı Vardır Ezilen Ulus Adına 'Dost Pazarda Görsün Diye' Eylem Yapılmaz Kürd'ler ile İsrail ve Bölge Barışı 'Türk Solu' ve Sosyal Şovenizm 'Sorgulanmayan Hayat Yaşanmaya Değmez' Filler Tepinince Çimenler Altta Kalır ve Ezilir PKK İle Daha Nereye Kadar? Kürd'ler Neden Referandum Yaptı Ve Neden Bağımsız Devlet Olmak İstiyor? Birlik Sorunu ve Gelinen Zorunlu Yol Ayırımı Düşen Öküze Bıçak Çeken Çok Olur Kemalizm İle Sosyalizm Arasında Bir Değil Bir Çok Aşılmaz Duvarlar Vardır Spor ve Kabaran Milli Duygular Çadır Kurduğun Her Yer Senin Değildir 1 Eylül Dünya Barış Günü Aslanlar kendi hikayelerini yazmadıkça avcıların hikayelerini dinlemek zorundayız Tek tanrılı bütün inançlar öldürme der 'Ya göründüğün gibi ol, ya da olduğun gibi görün' Lozan ve Sonrası Türk’ler ve Kürd’ler Birbirini Sevmek Zorunda Değil Xani Xulam yürüyüşüne devam ediyor Mezar Yerleri Bile Bilinmeyenler Yanardağ Kim ve Neden Tutuklandı? HDP'yi Kimler Kurdu, Kimin Partisi? 'Bir Kere Yanlış Trene Bindiyseniz Koridorda Ters Tarafa Yürümenin Hiçbir Faydası Yoktur' Seçim Yenilgisi ve Nedeni Üzerine Notlar Kürd’lerin Artık Kendi Senaryoları Olmalı 27 Mayıs’ta Yapılanın Devrim Değil Darbe Olduğu 22 Yıl Sonra Anlaşılmasının Gelişen Demokrasi Kültürü ile İlgisi Var mı? Bu Ülkede Sadece Taraf Olmayanlar Değil Taraf Olanlarda Bertaraf Edildi Kürdlerden Başka İttifak Dışında Kimler Kaldı? Halk Adına Devrim Yapmayı Beceremeyenler Bu Seferde Oyunu Alamadığı Halkı Suçluyor Adı Konmadan Savunulan Entegrasyonun Tek Amacı Vardır, O Da Asimilasyondur CHP Tek Başına İktidar Olsa Denizin, Yusufun, Hüseyinin İtibarlarını İade Eder mi? Türkiye’de Kaybedilen Yakınlarını, Mezar Yerlerini Aramak Hala Suç İzmir Mitingi ve Geride Bıraktıkları Çoğunluk Her Zaman Haklı Değildir Erdoğan-Kılıçdaroğlu Arasında Bırakılan Kürd Seçmen Kürd'ler Ne Yapmalı Davul Kimin Boynundaysa Tokmakta Onun Elinde Olmalıdır Farklı Olana Eşit Haklar Tanımayan Bir Hareket Demokrasiden Söz Edemez Biz Kırmızı gülüz, o dikendir bize Kendi kimliğiyle eşit olmayı isteyen Kürd'ün bu ülkede düşmanı çok Kürd’ler her şey olabilir ancak kendi olamaz Ulusal Haklar Söz Konusu Olduğunda Varlığı İnkar Edilenler Neden Seçimde Sizinle Birlik Olsun? İnsan Düşünmeden Edemiyor Kürd’ler iki ittifaktan birine neden oy versin? Kürd’lerinde Yeni Yüzyıl İçin Kendi Kimlikleri İle Bir Hesabı Olmalı Babacan ve Partisinin Açıklamaları Ciddiye Alınmalıdır Yapılacak Seçimde ve Yeni Yüzyılda Son söz Kürt’lerin olacak Geçmişe sahip çıkmak hala varlığını koruyan ilkeler ile olur Yargı Yolu Kapansa da Roboski Yüreklerde Kapanmadı, Kapanmaz! Fransız polis ile çatışmak hangi aklın ürünü? Şeva Yelda-Şevçile Legal Siyasette Ulusal Birlik ve Olması Gereken İlkeler Ezi bayramı kutlu olsun Neymiş 'aynı gemideymişiz', neymiş 'Demokrasi herkese lazım-mış' Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı’nı Savunmak... Gönlü Ayran Olanın Çalkalayanı Çok Olur Kanayan ve Kapanmayan Yara Roboski İnsan haklarının olmadığı yerde hayvan haklarından söz edilemez Söylendiği Gibi Aynı Gemide miyiz? Demokratik Bir Anayasa Bekleyenler İçin Deyim Yerindeyse Yine ‘Dağ Fare Doğurdu’ 25 Kasım kadına karşı şiddete karşı mücadele günü Bitmeyen Kürd sorunu, farklı bir bakış açısı ve yine koparılan kızılca kıyamet Savaş ve barış diğer kavramlarda olduğu gibi taraf olanlara göre çeşitli anlamlar ifade eder Dayan İran dünyayı şaşırtmaya devam et Siyasette İki Yanlış Toplansa da, Çıkarılıp, Bölünse de Doğru Sonuç Elde Edilmiyor Kedi Allah rızası için fare tutmaz İletişim çağında tarihi gerçekleri çarpıtmak çirkin olmakla birlikte nafile ve utanç verici bir çabadır Değişim eskinin tekrarı ile olmaz Türkiye’de siyaset önyargı ve ötekileştirme üzerine kuruludur Tarih ve Kültürel Değerler gibi Ekoloji de gelecek nesiller adına korunması gereken bir mirastır Yapılan zulme bakıpta görmeyen de kör şeytandır İki Parti ve İki Belediye Başkanı İki yüzlü değil, çok yüzlü CHP Kılıçdaroğlu: Kürdistan lafından ben de rahatsız oluyorum Sorunlar ancak eşitler arasında çözülür Jin, Jiyan u Azadi Efrin’de neler oluyor 5 No’lu Cezaevi kazandığı şöhrete uygun İşkence Müzesi olmalıdır Geliyorum diyen madenlerdeki 'Kazalar' kader değildir CHP ve AKP ikileminde bırakılan seçmen Demokrasilerde Ben Diyerek Siyaset Yapılmaz Cema Bayramı ve Ezidiler Yok Birbirinizden Farkınız Kürd'ün acısı bitmiyor: Gözyaşları içinde mezara verilen Wanyar bebek Kürdistan Bağımsızlık Referandumu ve İsrail Kürt kadınının saçını keserek verdiği acılı mesaj Bir amaç varsa, o amaca ulaşmak isteniyorsa bunun yolu ilkeli siyaset yapmaktır Devletin Çirkin Yüzü; Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi Özür Dilemek Erdemdir Türkiye'de Yapılan Darbelerin Tek Amacı Statükoyu Korumaktır Zilan Katliamı / Komkujiya Zilan Adnan Güllüoğlu: Problemler anlaşılmadan çözülmez Kör Topala 'Nasıl Gidiyor' Diye Sormuş, Topalda Köre 'Gördüğün Gibi' Demiş Tencere Dibin Kara, Seninki Benden Kara CHP Eski Tas, Eski Hamam 72 yaşındaki bir kadına doktor ayıbı Evlat Sevgisinin simgeleri: Cumartesi Anneleri HDP'nin beyinlere yerleştirmek istediği mantık Yeter Demenin Zamanı Geldi ve Artık Geçiyor Anti-Marksist Devrimcilik Bir Doğrunun Ardına Kırk Yalanı Sığdırmak Tekçi Düşünce Kuzu Postu Giymiş Kurt Gibidir Denetlenebilir Bir Başkanlık Sistemi ve Bölgelere Ayrılmış Türkiye Bir Kadın Kahraman Leyla Kasım Hiç Bir Anne Evladını Siyasi Bir Amaç İçin Kullanıp Feda Etmez İlkesiz Yapılan Siyasetin Başarı Şansı Yoktur Kimin Kaçtığı, Kim Savaştığı Değil önemli Olan Kürd Halkı ve Bu Halkın Geleceği İçin Kim Ne İstiyor Düşündürücü Olan ve Yanıt Bekleyen Sorular Enlerin 1 Mayıs Kutlaması Devlet ve Demokrasi Geleneği Siyasette Tutarlı Olana Saygı Duyulur Değerlerine Sahip Çıkmayan Ezilen Uluslar Yok Olmaya Mahkumdur! Eleştiri ve Özeleştiri Kürdler Neden Size Oy Versin? Barzaniler, yine Kürt ve Kürdistan karşıtlarının hedefinde HDP Nereye Gidiyor? CHP ve Kürtler Irkçı validen Kerkük'te Newroz yasakları Devleti Olmayan Her Halk Yalnızdır Teslimiyet Ölüme, Direniş Zafere Götürür Azınlığın Azınlığı Olmak Savaşlarda Taraf Olunur! Putin'e Dünya Dur Denmeli Türkiye'de Antiemperyalist Olmak Savaşa Hayır! İşlenen Kadın Cinayetleri ve Nedenleri Taş Yerinde Durduğu Kadar Ağırdır Sorunların Adı Doğru Konmadığı Sürece Üstü Örtülerek Çözülmez Anlayan varsa beri gelsin Mustafa Kemal Kürd Sorununu Çözmek İçin Çaba Harcadı mı? Türk Solunun Dayanılmaz Kibri Ana Dilde Seçmeli Anadil'e "Yetmez ama Evet" Sezen Bahane Kemalizm ile Türk İslam Sentezcilerinin İttifakı Şahane Şaka Gibi Kim hesap soracak? İmralı mı, Edirne mi? Hoş Ama Boş Konuşmak Kılıçdaroğlu ve Stockholm Sendromu
x