Ahlatlıbel’de 6 partinin katıldığı toplantıya dahil edilmeyen HDP’nin ileri gelenleri, masadan KürTlerin dışlandığını öne sürmeye başladı. Anlaşılan o ki, HDP bu dışarıda bekletilme biçimini Kürd onuruna havale ederek Kürd oylarını etrafında tutma ve artırma amaçlı değerlendirecek. HDP ‘doğuda’ yine KürTleşecek!
Ancak HDP’nin Ahlatlıbel’deki toplantının dışında tutulmasını Kürd hassasiyetlerine, Kürdlerin dışlanmışlığına, Kürdün mağdur edilişine yorması doğru değildir.
Seçim yaklaştıkça sitemlerin de geçici olduğu görülecektir. 6 parti de HDP’nin bu Kürt içerikli ifadesinin ‘boynu bükük’ Kürdlere dönük bir güncel bir politika olduğunu bilmeseler ve kendilerinin HDP’yi dışarıda gibi göstermelerinin taktik bir arka planı olmasa ısrarla ‘Kürdlere karşı olmamız mümkün değil’ açıklamasını yaparlardı. Demek ki, masa dışında bekleyen, masayı küçümseyenler ile masadakiler arasında bereketli bir danışıklı çekişme olasıdır.
Peki bunun içimizde bir karşılığı olacak mı, oluyor mu?
6 partinin açıkladığı metinde Kürd toplumuna ve Kürdce anadilinde eğitime değinilmemiş olmasına değil de HDP’nin toplantıya davet edilmemesine içerlenen, itiraz eden Kürdler var. Masada HDP olsa Kürd, statü ve Kürdce anadilinde zorunlu eğitimin yazılı açıklamada yer alacağını garanti eden Kürd var mı? İster iktidarın, ister muhalefetin yazılı metinlerinde Kürd toplumu, statü ve Kürdce anadilinde zorunlu eğitime dair net değiniyi örneğin ancak HAK-PAR’ın ya da PAK’ın hayata geçirebileceğini bu nedenle temsil potansiyeli taşıdığını öne süren var mı?
‘incitilmiş’ HDP’nin Kürd hayıflanıcısı var görünüyor. Hatta HDP’ye yapılanın ‘ağırlığını’ en az HDP kadar hisseden Kürd sayısı az olmamış: kızgınlık, derin üzüntü, erozyon, yüzüstü bırakılma hissi ve hayal kırıklığı.. Hemen HDP’ye yuvana dön çağrıları yapılmaya başlandı ve devam ediyor. HDP’nin ya da HDP’yi birliğe davet çalışmaları, girişimleri de başlamak üzere.
HDP bir Kürd yapısı ise; öncelikle şu sorulara yanıt verebilirler:
1-Şeyh Said, Seyid Rıza ve Mesud Barzani birer değer midir?
2- Demokratik bölgeler yaklaşımı terk edilerek bölgemizin demokratik yönetimi için statü talebi mümkün mü?
3- Öcalan iradeleri mi?
4- PKK tarihinde alıkonulan çocukların isimleri, yaşları, ölüm şekilleri ve ölüm tarihlerini açıklamaya PKK davet edilecek mi?
Düne kadar bir Kürd partisi olmadığını yazılı ve sözlü olarak her fırsatta deklare eden HDP temsilcileri bu konuda fikir değiştirmedi. Resmi görüşlerinde bir değişiklik olsa bunu mutlaka beyan ederlerdi. HDP Türkleri, kimi Kürdleri ve yapıları Kürd partisi olmadığına ikna edemiyor. Bu, yerine göre de elverişli bir atmosfer oluşturuyor.
Kendini HDP dışında gören kimi kişi, grup ve partiler de aynı oyunda klasik rolüne koşuyor ya da bu klasik oyunda hemen rolünü anlıyor, yerini alıyor ve HDP’ye yapılanın Kürdlere yapıldığını belirtiyorlar. Dahası, Kür’D’ HDP’ye akıl vermeye başlıyorlar.
‘Türkler ile Kürtler arasında kalan son bağ’ olduğu iddiasını yazılı olarak belirten HDP’yi ‘Kürd partisi, Kürd temsilcisi, Kürd tarafı’ olarak görmek ve göstermek yerine; HDP, Türkiye’deki Türk sol hareketinin bir parçası olarak görülürse istenildiği gibi ilişki kurulabilir. Kimi Kürdler AKP, CHP, DEVA partisi ile bu partilerin temsil ettiklerini ve hassasiyetlerini kabullenerek ilişki kuruyorsa ve bizden de kimsenin bu ilişkiye itirazı olmuyorsa; HDP için de benzer yaklaşım ve ilişki kurulmalıdır. Bu kabül ortaya açıkça konduktan sonra kimse HDP ile ilişkilenmeye itiraz edemez. Kısacası HDP, CHP ya da AKP ile ya bir Kürd olarak ya da bir KürT olarak ilişki kurulmalıdır; ayrım nettir ve aynı anda ikisini birden ya da bazen biri bazen diğeri olamazsınız!
HDP’yi yuvamızın başköşesine davet eden Kürdlerin beklentilerini HDP bir kez daha karşılamazsa bir sonrakinde aynı daveti tekrarlayacaklar. Bazı Kürdlerin bu takıntısı, yanılsaması, tapıncı enteresan..
HDP’yi zorla Kürd yapmaya çalışan Kürdlerin ihtiras dolu cümleleri HDP’ye değil HDP’nin gücüne hükmetme isteğinden ve kurnazlığından ya da kişisel çıkar hesabından kaynaklanıyor olabilir. HDP bir güç ise kimi Kürdler emek harcamadan bu gücün kendisine verilmesini istiyor olabilir; hem de HDP eliyle! Elbette HDP çizgisinin tarihi, bu gibi ‘kardeşçe’ girişimleri sayısız kez atlatmıştır. Kendi gücünü sağlayamayanlar, böyle aciz durumlara düşebilir! Kendi gücünü kendi iç birliği üzerinden sağlamayı, ortaya koymayı engelleyen devasa kibirleri, kinleri ve öfkeleri nedense HDP karşısında hiçleşiyor, varlık gösteremiyor; HDP’ye karşı son derece mütevazı, yapıcı, ılımlı, yol gösterici, iknada ısrarcı ve geçmişi unutmuş haller sergiliyorlar. HDP, hafifçe meyletse büyük bir gururla koşa koşa gidecekler; ancak o gurur gibi görünenin gurur olduğuna, hele Kürd gururu olduğuna dair itirazlarım var.
Kürd olmayan bir yapının bizi bir araya getirme girişimini, bizi temsil etmesini, bizim adımıza konuşmasını ve bizim yerimize karar mekanizmalarında yer almasını kabul edemeyiz. Bunun Kürd eliyle sağlanmasına da alet olmayız, itiraz ederiz.
Rojava’da Kürd yapılara ve kurumlara karşı diktatörleşen, Güneydeki federe devlete KDP diyerek tanımayan, aşağılayan, varlığına tahammül edemeyenlerin Kuzeyde eşit ilişki kurması mı bekleniyor!
Evet, gerçekten bu bekleniyor!
Bakalım demokrasi ittifakının KürT vitrinine kimler çıkacak?
Kürd kılığına bürünmüş içimizdeki KürTlerin sitemlere, vereceğimiz akla, tavsiyeye, uyarıya ihtiyaçları yok. Onların bilinçli olduğunu ancak Kürdler fark edebilir.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.