Kürt halkının önüne çıkan bu yerel seçim süreci, çok ciddi anlamda tartışıp tartmak gerekiyor. Gerçi ne tartışılsa tartışılsın, aday belirleme komisyonları, dün olduğu gibi bugün de Nusaybin halkının iradesini kendi dip notlarıyla baypas edecektir! Sorunun neresinden bakılırsa bakılsın, özelikle aday belirleme manevraları Nusaybin halkının güven dünyasında çok ciddi bir kırılma söz konusudur!
Bu sorunun en çarpıcı yönü ise, bireyin kendi iradesine sahip çıkacak öngörüsünden mahrum bırakılmasıdır! Böyle olunca da demokratik kültürden yoksun toplumlarda, her zaman seçme ve seçilme hakkı kapalı kapıların dip notlarıyla şekillenir! Ama yine de biz Kürtlerin coğrafyasında, yerel seçimler her ne kadar demokratik öngörülere yabancıysa da Nusaybin halkının özlemlerine ön ayak olabilecek yeni fırsatlar doğurabilir umudunu kıdıklıyor.
Yerel idarecilikle halka hizmet etmek başka bir şeydir, kendi partisine hizmet etmek ise çok daha ayrı bir şeydir. Partisine sadık kalmak demek, toplumu kendi partisinin ideolojik çıkarına mahkûm etmek değildir. Kaldı ki, Nusaybin halkının yaşadığı acılarla dolu badirelerden sonra, Kürt toplumunun umuduna su taşımaktan başka bir şans yok. Dolayısıyla Kürtlerin kapısına dayanmış bu yerel seçimde, toplumun genel çıkarını parti çıkarına kurban etmeyecek bir aday profiline ihtiyaç vardır.
Öylesiyle, böylesiyle bedel ödemişlerle o ailenin, bu ailenin değer ailesi edebiyatıyla, belediyecilik yapılmaz. Kısır parti bağnazlığıyla toplumun genel çıkarlarıyla kavgalı bir adayın getirisi ise hiç olmaz. Lakin kendi toplumunun millî genleriyle barışık olan bir adayın çok getirisi olacağından da herkes hemfikirdir. Özellikle ve hiç olmasa bu yerel seçimlerde, Nusaybin halkının geleceğini perde arkası karar vericilere havale edilmemelidir!
Kürt toplumun özlemleriyle mayalanmış arzular, birkaç kader tayıncıların insafına bırakıldığı süreçler hep yaşandı. Dolayısıyla yüreğindeki parti taraftarlığıyla değil, toparlayıcı aklıyla topluma yönelebilen bir profile ihtiyaç var bu sefer. Ne yazık ki, seçim atmosferine girildiği halde, kendin çal kendin oyna mantığı hâkim görünüyor! Ama adı üzerinde yerel seçim olmasına rağmen, yerel halkın dinamiklerinden kopuk aday belirleme manevraları tıkır tıkır devam ediyor!
Böyle olunca da bin bir badireye maruz kalmış Nusaybin halkını ciddi anlamda düşündürüyor. Zira bin bir badire atlatan Nusaybin gibi bir yerde dahi, yerel dinamiklerle istişare edilmeden kapalı kutunun dip dipnotlarıyla sonuca gitme mantığı hala günceliğini koruyor! Ve ne yazık ki, eski tas eski hamam talihsizliğiyle Nusaybin halkının iradesine karşıt tercihlerle sonuca gider gibi görünüyor! Oysa Nusaybin halkının iradesiyle belirlenmeyecek hiçbir aday, yarınla olabilir kalıcı ve bütünleyici hizmetin mirasına bir katkısı olmaz.
Dolayısıyla aday belirleme oyunuyla oynatılan -merkez bilir- oyunun içinde bin bir farklı oyuncuların rol aldığını bilen biliyor. Örneğin her ne kadar acı da olsa, rasyonel tüm gelişmeler gösteriyor ki, “biz şunu ya da bunu size layık gördük ve siz de size layık gösterilen adayın arkasına düşün” denilecek yine! Ama çok iyi bilinmelidir’ki, çok ağır bedel ödemiş Nusaybin halkının iradesini bin bir oyunu bir oyunda birleştiren siyasi senaristlere kurban edilmekten bıktı ve bıktırıldı! Açık ve net söylemek gerekirse Nusaybin halkını irade dışı tercih hikâyesini bir daha yazdırıp okunmaktan kaçınılmalıdır!
Çünkü bu hikâyenin en hazin tarafı, Kürt halkının genel doğruyu Partinin ideolojik yanlışına kurban ederek devam etmesidir. Velhasılıkelam dünyanın hiçbir halkı Kürt halkı gibi kendi hakkaniyetini kendi eliyle kendi gerçekliğinden soyutlama becerisini göstermemiştir!
Kürt halkı tarihler boyu içeriği çok acı dramlarla karşı karşıya geldi. Dolayısıyla -sen bilmez ben bilirim, sen anlamaz ben anlarım- ile başlayan hikâye Kürt halkının hikâyesi olmaktan çıkarılmalıdır! Çünkü yaşanmış bu hikâyenin sonuç ve amaç kısmında yetmezliklerle baş gösteren hayal kırıkları, olurların yerine taşınan olmazların beslediği umutsuzluklar vardır!
Hüseyin Akıncı
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.