Irak seçimleri, İran’ın Bağdat’taki etkisini değiştirebilir mi?
Irak’ta yapılan parlamento seçimleri, sadece ülkenin iç siyasetini değil, aynı zamanda İran’ın yıllardır kurduğu etki ağının geleceğini de belirleyecek. Bölgesel dengeler, ABD baskısı ve halkın değişim talebi, Tahran’ın elini zayıflatıyor.

Iraklı seçmenler salı günü sandık başına giderek yeni parlamento üyelerini seçti. Ancak bu seçim, yalnızca Bağdat için değil, Tahran için de kritik bir dönemeç olarak değerlendiriliyor.
İran, 2003’te Saddam Hüseyin’in devrilmesinden bu yana Irak siyasetinde en etkili dış aktörlerden biri oldu. Ancak son yıllarda bölgesel gelişmeler, halkın yolsuzluk ve dış müdahalelere duyduğu tepki, ayrıca ABD’nin artan baskısı, bu etkinin sınırlarını görünür hale getirdi.
Seçimlere 21 milyondan fazla Iraklı seçmen katılmaya hak kazandı. Katılım oranı yüzde 55 olarak açıklandı; bu, 2021’deki rekor düşük oran olan yüzde 43’e göre önemli bir artış. Ancak bazı siyasi gruplar, seçimlerin “mevcut düzeni” koruyacağını savunarak boykot çağrısı yaptı.
Tahran ve Washington seçimleri yakından izliyor. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bagaei, “Her türlü yabancı müdahale Irak halkının iradesine zarar verir,” diyerek ABD’yi seçim sürecine karışmakla suçladı.
Uzmanlara göre İran’ın Irak’taki etkisi son yıllarda kademeli biçimde azaldı. Özellikle Kasım Süleymani’nin 2020’de ABD’nin Bağdat’ta düzenlediği hava saldırısında öldürülmesi, Tahran’ın sahadaki koordinasyon gücünü ciddi biçimde zayıflattı. Süleymani’nin halefi İsmail Kaani, aynı etkinliği ve karizmayı sürdüremedi.
Buna karşılık, ABD destekli Bağdat yönetimi son dönemde İran yanlısı milis güçleri devlet kontrolü altına alma çabalarını artırdı. İran destekli Haşdi Şabi gruplarının hem siyasi hem ekonomik alanda kurduğu etkinin sınırlandırılması, Tahran tarafından Washington’ın “dolaylı müdahalesi” olarak görülüyor.
İran açısından Irak hâlâ stratejik bir öneme sahip. Ülke, hem ABD yaptırımlarına karşı ekonomik bir nefes borusu hem de bölgesel güvenlik açısından tampon bölge işlevi görüyor. Ancak Irak Başbakanı Muhammed Şiya Sudani’nin son dönemde Washington ve Arap başkentleriyle ilişkilerini dengeleme çabaları, İran’ın mutlak hâkimiyet iddiasını zayıflatıyor.
Bir dönem Irak siyasetinin ritmini belirleyen İran, artık daha çok pazarlık yapan, ikna etmeye çalışan bir aktöre dönüşmüş durumda. Ekonomik bağları ve dini ağları Tahran’a hâlâ önemli bir etki alanı sağlasa da bu nüfuz artık eskisi kadar bütünlüklü değil.
Seçim sonuçları açıklandığında, Tahran açısından en önemli soru şu olacak: İran, Irak’ta hâlâ oyun kurucu mu, yoksa yalnızca süreci izleyen bir aktör mü?
Son güncellenme: 13:58:12


































































































































































































