Irak seçimleri… Silahlı fraksiyonlar sivillerin yerine geçti

Irak genel seçimleri, sivil hareketlerin çöküşüne ve silahlı fraksiyonların parlamentodaki etkisini güçlendirmesine sahne oldu. Katılım oranı tartışmaları, oy satın alma iddiaları ve siyasi bloklar arasındaki derin bölünmeler yeni hükümet kurma sürecini belirsizliğe sürüklerken, Şii, Sünni ve Kürt cephelerdeki iç çekişmeler ülkeyi uzun müzakerelerin beklediğini gösteriyor.

14 Kasım 2025 - 09:56
14 Kasım 2025 - 09:56
 0
Irak seçimleri… Silahlı fraksiyonlar sivillerin yerine geçti

Başbakan Muhammed Şiya Sudani liderliğindeki “Kalkınma ve İnşa Koalisyonu”, 2003 sonrası düzenlenen altıncı parlamento seçimlerini kazanarak 46 sandalye elde etti. Onu 37 sandalye ile Muhammed Halbusi’nin liderliğindeki “Takaddum İttifakı”, ardından da Nuri el-Maliki’nin başındaki “Hukuk Devleti Koalisyonu” 30 sandalyeyle izledi.

Parlamentodaki 329 sandalye için toplam 7.740 aday yarıştı. Hiçbir siyasi ittifak çoğunluğu elde edemediği için, kazanan güçleri mevcut siyasi sistemdeki teamüle göre yeni bir koalisyon hükümeti kurma zorunluluğu bekliyor. Bu teamül, başbakanlığın Şiilere, meclis başkanlığının Sünnilere, cumhurbaşkanlığının ise Kürtlere verilmesini öngörüyor.

Seçimlerde dikkat çeken en büyük sürpriz yüksek katılım oranı oldu. %56,11’lik katılım, 2018 seçimlerinden bu yana en yüksek oran olarak kayıtlara geçti; buna, Mukteda es-Sadr’ın liderliğindeki Sadr hareketinin ve bazı sivil güçlerin boykotuna rağmen ulaşıldı.

Buna karşılık, sivil hareket büyük bir darbe aldı; önceki dönemde 40’tan fazla sandalyeye sahip olan sivil blok, bu seçimlerde parlamentoda hiçbir temsil elde edemedi. Bu çöküş, hareket içi bölünmelere, 2019’daki “Teşrin (Ekim) Hareketi” sonrası parlamentoya girdikten sonra somut değişim üretememelerine ve geleneksel partiler ile silahlı fraksiyonların baskın etkisine bağlandı.

Silahlı fraksiyonların yükselişi

Seçimlerde Irak’taki silahlı grupların belirgin yükselişi dikkat çekti. Hizbullah Tugayları, Asaib Ehl el-Hak, Seyyid eş-Şüheda Tugayları ve İmam Ali Tugayları gibi grupların temsil oranı 40 sandalyenin üzerine çıktı. Bu durum, özellikle Haşdi Şabi çalışanlarının çoğunlukta olduğu Şii toplumunda bu fraksiyonların artan nüfuzunun göstergesi oldu.

Küçük partilerin çöküşü: "Sainte-Laguë 1.7" etkisi

Küçük partilerin çoğu, oyları 1.4 yerine 1.7 katsayısıyla bölen değiştirilmiş Sainte-Laguë seçim sistemi nedeniyle parlamento eşiğini aşmakta başarısız oldu. En çok zarar görenlerden biri, 15 partiden oluşan “Alternatif Koalisyonu” oldu. Koalisyonun lideri Adnan ez-Zurfi, seçim yarışının siyasi para ve iktidar gücü nedeniyle "eşit olmayan bir mücadele"ye dönüştüğünü söyledi. Zurfi, bazı tarafların oy satın alma, silahlı çatışmalar ve açık ihlallerle seçim sürecini kirlettiğini belirtti.

Bu ihlaller nedeniyle sivil tabanın büyük bölümünün korkudan sandığa gitmekten kaçındığını da ekledi.

Aşiretlerin gerileyişi

Seçimler, aşiretlerin siyasi rolünde ciddi bir gerilemeye yol açtı. Bazı aşiret şeyhleri, sivil karakterli listelerle girdikleri seçimlerde kaybettiler. Bunlar arasında Başbakan Sudani’nin akrabası olan Sudan aşiretinden Muhammed es-Seyhud, Şeyh Dırğam el-Maliki ve Şeyh Mezahim et-Temimi yer aldı. Buna karşılık, aşiret adaylarının çoğu silahlı fraksiyonların desteklediği listeler üzerinden parlamentoya girmeyi başardı.

Devlet kaynaklarının oy tercihini şekillendirmesi

Seçim sonuçları, devlet kurumları içindeki nüfuzun ve parti kayırmacılığının seçmen davranışını belirgin biçimde etkilediğini ortaya koydu. Hizmetlerin çökmesi ve işsizlik nedeniyle birçok seçmen, seçim programları yerine iş sağlayabilecek, bir bürokratik işlemi hızlandırabilecek, bir hibe verebilecek veya bir yol asfaltlayabilecek adaylara oy verdi. Böylece siyaset, kamu kaynaklarının dar çıkarlar için kullanılmasına dayalı bir ilişkiler ağına dönüştü.

Katılım oranı tartışması

Birçok seçim izleme kuruluşu, Irak Seçim Komisyonu’nun açıkladığı katılım oranını eleştirdi. Komisyon, katılımı 56,11% olarak hesaplasa da, izleme kuruluşları gerçek oranın %41 olduğunu savundu.

“Tammuz” Seçim Gözlem Örgütü Başkanı Fiyan eş-Şeyh Ali, Komisyon’un “oy kartını teslim alan seçmen sayısı” olan 21,4 milyonu esas aldığını, ancak oy kullanma hakkına sahip toplam seçmen sayısının 29 milyon olduğunu belirtti. Bu da 8 milyon kişinin güncelleme yapmadığı için dışlandığı ve fiilen bir kısmının boykotçu sayılması gerektiği anlamına geliyor.

Şeyh Ali, kamu kaynaklarının kötüye kullanımı, seçimlerde para akışı, oy satın alma ve fırsat eşitsizliği dahil olmak üzere 18 bin ihlal tespit ettiklerini açıkladı.

Sadr’dan Sistani’ye üstü kapalı eleştiri

Yüksek katılımın açıklanmasının ardından, Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr, üstü kapalı şekilde en üst Şii dini merci Ali es-Sistani’yi eleştirdi. Sadr, Huseyniye’ye bağlı televizyon kanalında yayınlanan ve seçmenleri sandığa çağıran videoların katılımı artırdığını söyledi.

Sadr, Sistani’nin temsilcisi Abdulmehdi el-Kerbelai’nin “katılımın yolsuzları engelleyeceği” yönündeki açıklamasına gönderme yaparak, “Derin devlet ve yolsuzluk ağı seçim sürecine hükmediyorsa, iyilerin kazanma ihtimali nasıl olabilir?” dedi.

Sadr, “Artık çok geç. Kontrolden çıkmış silah tekrar döndü, milisler yeniden iktidarı paylaşıyor ve yolsuzluk Irak’ın bünyesini yeniden kemirmeye başladı” dedi.

Hükümet kurma müzakereleri

Sonuçların açıklanmasının ardından kazanan partiler, en büyük blokun oluşturulması ve yeni hükümetin kurulması için müzakerelere başladı. Başbakan Sudani, yeni hükümetin boykot edenler dahil tüm tarafların çıkarlarını gözetmesi gerektiğini açıkladı.

Sudani, hükümet kurma görüşmelerine hemen başlayacaklarını belirtti.

Siyasi kaynaklara göre, Maliki, Hadi el-Amiri, Ammar el-Hakim, Kays el-Hazali, Muhsin el-Mendelavi ve Hummam Hammudi gibi “Koordinasyon Çerçevesi” liderleri, en büyük blok için Sudani’ye katılma çağrısı yapacak. Sudani reddederse, bu gruplar kendi başına en büyük blok olduklarını ilan edecek.

Irak Anayasası’nın 72. maddesine göre cumhurbaşkanı seçimi için parlamentonun üçte ikisinin oyu gerekiyor. En büyük blok belli olduktan sonra cumhurbaşkanının adayı hükümeti kurmakla görevlendiriliyor. 2010’da Iyad Allawi’nin seçim kazanmasına rağmen hükümet kuramaması ve 2021’de Sadr’ın “engelleyici üçte bir” nedeniyle siyasetten çekilmesi gibi bir senaryonun tekrarlanma ihtimali gündemde.

Sünni bölünmeleri

Yeni hükümetin belirlenmesi, Sünni güçler arasındaki anlaşmazlıklar çözülmeden mümkün değil. Sünni milletvekilleri 70’ten fazla sandalyeye sahip ve Meclis Başkanlığı için sert bir rekabet yaşanıyor. En büyük Sünni blok olan Takaddum’un lideri Halbusi, 36 sandalye ile Meclis Başkanlığı’na geri dönmek istiyor. Buna karşılık, Azm lideri Muthanna es-Samerrai (15 sandalye) ve Siyada lideri Hamis el-Hancer (11 sandalye) de bu rekabette yer alıyor.

Koordinasyon Çerçevesi, Sünnilerin üzerlerinde hem Şii hem Kürt tarafların kabul edeceği tek bir aday üzerinde uzlaşmalarını istiyor.

Kürdistan hükümeti için çözüm yolu

Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP), 27 sandalye kazanarak Kürt partiler arasında birinci oldu. Bu sonuç, bir yılı aşkın süredir çözülemeyen Kürdistan Bölgesel Hükümeti krizinin çözülmesi için yol açabilir. Buna göre Barzani’nin partisi Erbil hükümetinin başbakanlığını ve Bağdat’ta iki bakanlığı alırken, Talabani’nin YNK’sine  Irak Cumhurbaşkanlığı ve Bağdat’ta bir bakanlık verilmesi planlanıyor.

Hükümetin kurulması aylar sürebilir

Yeni hükümetin kurulması, Washington ve Tahran’ın baskıları nedeniyle aylar sürebilir. ABD ve İran’ın üzerinde uzlaşacağı bir “uzlaşı adayı” bulmak oldukça zor görünüyor. Buna rağmen İran, Koordinasyon Çerçevesi üzerindeki etkisini koruyor.

 

Bu haber toplam 388 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 10:59:29