Zihin, Hafıza, Not, Kütüphane ve Bilgisayar!
Zihin ve hafıza, bireylerin, toplumların, ulusların bilincinde, gelişmesinde, özgürlük ve bağımsızlık tutkusunda, yaşamında gelişmesinde, onurlu ve kişilikli olmasında esaslı role sahiptir.

Zihin, akıcı düşüncedir.
Zihnin çalışması ve akıcı tutulması için hafızaya ihtiyaç vardır.
Hafıza, zihnin deposudur.
Zihin, ne kadar güçlü bir hafızaya sahip olursa algısı, akıcılığı, dönüşümü, tepkisi, çabukluğu ve sonuca varması o kadar pratik, isabetli ve sonuç alıcı olur..
İnsan hafızası, tıpkı bir bilgisayara, bilgilerin depolanması gibidir. Zira, bilgisayar, insan zihni ve hafızası kurgulanarak geliştirilmiştir.
Bilgisayara yüklenen bilgilerin de belli bir kapasitesi vardır. Böyle olduğu için, bilgisayara yüklenen bilgilerin bir kısmının anı geldiğinde, yani kullanmaya ihtiyaç duyulduğu an için el altında hazır tutulur. Eğer hafızaya fazla bilgi depolanırsa, bilgisayar taşımaz ve çöker. Bunun için hafıza/bellek parçasına ihtiyaç duyulduğu kadar, yüklenmesi ve kullanılması da hassas olmuştur...
Not tutmak da öyledir. Not, unutmamak, yanılgıyı aşağıya çekmek, beynin yükünü hafifletmek ve odaklandığı konuda ilerlemek için yedek olarak, hafıza olarak kullanmak üzere tutulur. Ayrıca not tutmak, bazı durumlar için aynı zamanda kayıttır, belgedir.
Bilgisayar olmadan önce, kağıt ve kütüphaneler insan yaşamında, gelişmesinde, bilgi edinip paylaşmada, iletişim kurmak, bilgi paylaşmak ve bilgiyi kalıcı kılmada, değerlendirmede, geleceğe taşınmasında, daha bir revaçta idi. Artık bilgileri toplamak için büyük büyük depolara ihtiyaç duyulurdu. Nerede ise bunları muhafaza etmek için yer bulunmaz hale geliyordu. Ancak, bilgisayar çıkınca bu yük büyük oranda hafifledi...
Bilgisayar, insana ulaşma, iletişim kurmak, dilden dile çeviri yapmak, teknolojiye ulaşmak konusunda insan yaşamında en büyük devrim oldu..
Bu durum kitap ve kitap koleksiyonunun tutulup, toplandığı yer kütüphaneler için de yeni bir bak geçerli. Konut sorununun bu kadar ağır hale geldiği, insanların kendilerinin barınma ve alanlarını geniş tutma ihtiyacı giderek ağırlaşırken, evlerde bir iki odayı kütüphane olarak tutmak, artık aile içi sorun haline de geldi...
Kitap, belge toplayan okurlar, aydınlar, yazarlar, entelektüeller için bilgi toplamanın, yeni bilgiler ile beslenmenin zorunluluğu biliniyor. Tabi bilgi ve kitap biriktirmenin ekonomik boyutu bir tarafa, onları hafıza kaynağı olarak el altında tutmak da büyük sorun haline geldi...
Zira zihni açık, daha gelişkin ve üretir halde tutmak ya da akıcı kılmak için gelişkin bir hafızaya ihtiyaç olduğu tartışma götürmez . Bu da kitapsız, kütüphanesiz, bilgisayarsız olmuyor.
Kitabı evlerde, kütüphanelerde biriktirmenin de amaçları farklılaşmış durumda.
Kimisi, aydın ve entelektüel yaşamını yetkinlestirmek, ilerletmek, yazmak ve bilgi/zihin dağarcığını geliştirmek için bir hafıza parçası halinde tutmak ve tutku haline getirirken, kimisi de bir aksesuar, gösteri ve psikolojik egosunu tatmin etmek üzere kütüphaneler oluşturdukları ortaya çıkmıştır. Bu iki kesimi birbirinden ayırmak zor değildir.
Bir de kütüphaneye kitap biriktirmek, bilgisayarın hafızasına bilgi yüklemek de sorun olmuş vaziyettedir.
Zira her bilgiyi, her çeşit kitabı kütüphaneye ya da bilgisayarın hafızasına yüklemek, her şeyi insan beynine yüklemek ile aynı hale gelmiş durumdadır.
O halde seçici davranmak, ilgili, ilgilenilen ve çalışma yapılan alana dair konulara yoğunlaşmak zaruridir.
Kitabın iyi bir aksesuar olduğu, her kitapsever için bir gerçektir. Ancak kitabı salt bir aksesuar aracı olarak görüp, hafıza kaynağı olarak görmemek, aydın ya da entelektüel takılmak, gösteriş için yapanların kütüphane ya da kitap koleksiyonu oluşturma hevesleri geçici olur.
Bir de kütüphane oluşturma amacı, kütüphanede okunan ve değerlendirilen kitapların giderek çoğaldığı, okunmayan kitapların ise seri şekilde azaldığı durumuna da yansır...
Kitap okuyan insan süzülür, edebi nitelik kazanır, öğrenmeye ya da daha çok öğrenmeye odaklanır, insanlar doğru ve düzeyli bir şeyi tartıştığı anda dikkat keser ve iyi dinleyici olmayı bildiği kadar, öğrenmek isteyen insanlara da katkı sunar.
Okumayan, hafızasının bilincinde olmaz. Bilgi akıcılığı oluşturmadığı için, hafızasını da yerine uygun kullanma pratikliği göstermez, etrafında sıkıcı tekrara düşer, sohbeti çekilmez olur.
O halde zihin ve hafızayı kullanmak büyük beceri ister...
Her şey dengedir, plandır, amaç ve amaca uygun nesneleri, olguları düzenlemektir.
Hafıza ve hafızayı oluşturma bilinci, mekanları ve kullanma metodunu ancak ehil bir zihin gerçekleştirir!
Zihin ve hafıza, bireylerin, toplumların, ulusların bilincinde, gelişmesinde, özgürlük ve bağımsızlık tutkusunda, yaşamında gelişmesinde, onurlu ve kişilikli olmasında esaslı role sahiptir.
Bu hususta kafa yormak yerinde olur!
Son güncellenme: 10:33:20