Geçen hafta, İran askerleri, Basra Körfezi\'nde ABD askerlerinin sınır ihlali yaptıkları gerekçesi ile alıkoydu. Sonrasında ise yapılan pazarlıklar sonucunda salıverdiler...
Ancak hatırlanacağı üzere geçmişte, ABD, Türk Ordusunun kendi istemlerinin dışına çıkmaları nedeniyle, Süleymaniye\'de Türk Subaylarının kafasına çuval geçirip esir almıştı. Bu duruma karşı Türk devletinin gıkı çıkamamıştı. ABD ortamı sağlayıp ve gerekli uyarıyı yaptıktan sonra kendiliğinden Türk askerlerini serbest bırakmıştı...
2015 yılı sonlarına geldiğimiz yakın dönemde ise Türk Ordusu, Suriye’de hava operasyonları yapmaya başladı. ABD\'nin teşviki ve NATO kararı ile Türk uçakları Rusya uçağını vurdu. Ancak, Rusya\'nın aktif müdahaleye geçmesi ile Suriye hava sahası Türk savaş uçaklarına kapatıldı.
Burada İran’ın ABD askerlerine karşı operasyonu akla, Rus teşviki ile yapılabileceğini akla getiriyor. Bugün Rusya ve ABD, kendi aralarındaki dalaşmayı unutmadan, Suriye sahasında danışıklı hareket ederek DAIŞ\'e karşı operasyonlar düzenliyor. Bu durum, Rojava ve Güney Kurdistan’ın ulusal dayanışma ve devletleşme zemininde ortak hareket ederek, Rusya ve ABD ile sıcak ilişki ve destek alma imkanını da yaratmış durumdadır. Bu politik konjoktür, Hatay\'dan Hemrin Dağı\'na, Hemrin Dağı\'ndan Çêlê\'ye Kurdistan’ı özgürleştirme olanağını sunmaktadır.
Bu kontrol, Kuzeyin kontrolünü de Kürtlere sağlamayı aralayarak Kürt siyasi egemenliğini güçlendiriyor ve olanaklar sunuyor. Yaşanan bir üçüncü dünya savaşıdır ve parçalanmış Kurdistan bu savaşın merkezi coğrafyasındadır.
Yeter ki Kürt ulusal aklı ile dünyaya bağımsız birleşik Kurdistan’ı dayatabilelim. Özgürlük hiç bu kadar yakın değildi. Yeter ki biz kendimize yakın olalım.
Ulusal bağımsızlık için birlik olmak üzere her devrimci Kürde ve devrimciye yalvarıyorum...
Artık lütfen!
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.