AKP hükümeti Türk islam birliği senteziyle Orta doğu’da Irak Şam İslam Devleti, IŞİD, El Nusra vb. İslamist terör örgütleri üzerinde hegemonik bir vekalet savaşına girmiştir. Bütün hedefi Kürdistan ulusal bağımsızlık mücadelesini engellemektir. Çünkü Türklere göre Kuzey Kürdistan’nin Türk işgalı altında kalması için, diğer parçaların; Kobané gibi Kürd şehir ve sınırların kendileri gibi Kürd düşmanı olanların denetiminde kalması gerekiyor.
Görüldüğü gibi Güney Batı Kürdistan (Rojava) ablukası, Türklerin kardeşlık söylemlerinin bir riyakârlık paketı olduğunu dünya\'ya gösteren çarpıcı bir örnek oldu. Herkes şahittirki Kobané direnişçileri İslamcı faşizmin yayılmasını çıplak yürekleri ve kanlı bedenleriyle barajlamiştir. Kobané’nin bir tarafı Türk işgalcı ordunun tankları, üç tarafı psikopat IŞİD çeteleriyle kuşatılması ideolojik islam faşizmin anlaşmalı bir planı oluyor.
Bilindiği gibi sömürgeci islam faşizmi ilk işgal startını bağımsızlık referandumuna hazırlanan Kürdistan Bölgesi üzerinde denemiştir. Kürd şehrı Şengal ve araplaştırılan Musul\'da yoğun bir nufusa sahip Ezidi Kürd topluluğuna sünni arap aşiretlerin\'de yardimiyla katliam, talan ve jenosid uygulandı. Ne yazıktırki, Türklerin, Perslerin ve Arapların işgalcı, sömürgeci şiddet paranoyasından kurtulamayan Kürd siyaseti ve liderleri, Peşmerge ve Gerilla küvvetlerini Milli ordu akliyla organize edememesi ciddi kırılmalara neden olmuştur.
Herkes bilsinki sınırlarda özgürlük nöbeti tutan Kürdler, Şengal\'da dahil bütün topraklarını islam faşizmi ve sömürgecilerin ablukasindan mutlaka kurtaracaktir. Elbette dünya başkentleri Ankara ve Tahran hükümetleri üzerinde baskı kurmalı ve Kürd ulusun kendi geleceğini belirleme hakkını tanımalı ve özgürlük direnişçilerine yardım etmelidir.
Türk cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mısır’da öldürülen Esma isimli kıza göz yaşı dökmesi ve ulu orta şiir okuması son olarak Kürd katliamı bekleyişiyle ‘Kobané düşmek üzeredir’ açıklaması örkütücü bir ruh halını almiştir. Görünen o ki şövenizm ve iktidar estrumanı halıne getirilen islam dini, akıldan uzaklaştıkça dengesizleştirmeye devam edecektir. İnsan’ı korkutan, sürüleştiren, aklını kuşatan ve rant aracı haline getirilen islam dini ne yazıktırki Kürd Milletine işgal, kölelik ve jenosid’ten başka bir şey getirmemiştir.
Ben bir din güzelemesi yapmam, ama Kürdlerin dini inançları çok renkli, seküler ve bütün inançlara töleranslı, kendine özgü bir hayat felsefesidir. Hatırı sayılır bir çok tarihçi bu gerçeği teslim eder. Günümüzde Irak ve Suriye’de yaşanan etnik ve dini çatışmalardan dolayı kaçmak zorunda kalan hiristiyan halkların özellikle Irak Kürdistan Bölgesine ve Suriye Kürd kantonlarına sığınması Kürdlerin hoş görülü ve barışçıl yaşam kültüründen farklı düşünülemez.
Elbette Türk, Pers ve Arapların yüz yıllık işgal, ilhak ve sömürgeci politikaları Kürdler ve savunmasız dini azınlıklar üzerinde çok ciddi tahribatlar yaratmıştır. Asimilasyon, katliam ve jenosidlere tabi tutulan Kürd Milleti ve müslüman olmayan halklar sömürgecilerin egemen islam ideolojisi ile kuşatılmıştır.
Kobané ablukasını protesto eden Kürdlere uygulanan kitlesel şiddet ve yaşanan katliam uluslararası platformlara taşınmalıdır.Türk devleti üç gün içinde 08/10/2014 te 50\'ye yakın insan öldürdü. 30’dan fazla Kürd yurtseverın silahla öldürülmesi, onlarcası ağır, dört yüzden fazla insanın yaralanması keza binden fazla insanın göz altına alınması Kürdlerin ne tür bir barbarlıkla yönetildiğini gösterir.
Sivil polislerin organizesiyle sokağa salınan islamcı, ulusalcı ve mafiyacı sokak faşistlerin, ayrı yerlerde ama aynı zihniyetle Kürdlere, devrimcilere saldırtılması ve linç partilerin düzenlenmesi rutin bir türk maskaraliğin mirası olarak AKP tarafından sürdürülmüştür. Kuzey Kürdistan ve Türk şehirlerinde bir hafta içinde onlarca Kürd öldürüldü. Yüzlercesi yaralandı. Binlercesi işkenceli sorgulardan sonra tutuklandı. Ancak Türk medyasında manşette taşınan, konuşulan Türk bayrağı ve Atatürk büstü olmuştur !
Irkçılık, işgal ve jenosidler sembolu olanTürk bayrağıyla IŞİD bayrağının Kürdler için aynı şeyi ifade ettiğini bilinmiyorlar mı? Hangisi insanlık dışı katliamları, jenosidleri çağrıştırmiyor? Hangisi diğerinden daha mahsumdur? Şayet bayrağınızı, putlarınızı çok seviyorsanız, istenmeyen yerlere koymayın, alın münasip yerlerinize koyun...
Kuzey Kürdistan ilhakını, Güney Batı işgal planıyla gülgelemek istiyen TC devletı daha önce Elnusra, İslami cephe, Kayde vs. İdeolojik ortaklarıyla başaramadiğini, IŞİD üzerinde Kobane\'ye saldırarak elde etmek istiyor. Tabii bu türk kurnazliği bütün suç ortaklariyla birlikte deşifre edilmiş ve plan bozulmuştur. Açıktırkı IŞİD ile AKP hükümetin ideolojik işbirliğinin Kobané direnişi ve kitlesel eylemliklerle deşifre edilmesi itifaklar politikasını etkileyecek ve hiç bir şey eskisi gibi kalmayacaktir.
Tabii Kürdlerin anti sömürgeci haklı milli öfkesi içi boş eylemseliklerle boşaltılmazsa... Eğer Kürdlerin kurtuluş umutları partisel çıkaralara fütürsüzca feda edilmezseydi yaşanan saldırı ve işgalcı planlara daha çok hazırlıklı olunurdu. Artık Kürdlerin fedakârliği ve kanli bedenlerı üzerinde Kürdistan bağımsızlık aleyhtarliği yapılmamalıdir. Yaşanan her Kürd katliamı sonrası Abdullah Öcalan\'ın retorik açıklamalarıyla üstü kapatılmamalı ve insan hayatına saygılı olunmalıdır.
Kürd ulusun kendi geleceğini belirleme ve devlet kurma hakkı her şart altında savunulmalıdır. Osmanlı ve ittihat terakkinin envahi hile dalevereler geleneğiyle yoğrulmuş ve yüz yıllık inkârcı kanlı bir cumhuriyetin geçmişiyle şekillenmiş bir devlet siyaseti ile haps edilmiş bir mahkum üzerinde Kürd milleti lehine bir çözüm sürecı sürdürülemez.
Kürd halkına yazık oluyor. Hayatlarını Kürd Milletin ulusal kurtuluşuna ve ezilen savunmasız halkların hayatlarına adayan, bu idealler uğruna fütürsüzca mücadele eden Kürd ulusalcıların, sosyalistlerin tarihinde, birikim ve tecrübelerinden ders alınmalıdır.
Kemalist cumhuriyet tarihi boyunca Kürdlere uygulanan sayısız katliam ve soykırımları dehşet verici bir duyarsızlıkla izleyen Türk toplumu, devletin ihtiyaçlarına göre şekillenmiştir. Türk devleti ve toplumu soğukkanlı katiller misali Kobané ablukasını izlemeleri çözümsüzlük sürecinden farklı düşünülemez. Türk şehirlerinde “Tekbir, Allah ekber” nidalarıyla saldıranlar, linç edenler, öldürenlerle, Şengal\'de, Kobané\'de “Allah ekber” nidalarıyla kafa kesenler arasında bir fark yoktur.
Bakın konu Kürdler olunca türk bayrağına önem atfediliyor. Görülen o ki, vatan, bayrak hamasetiyle sefil yaşamlarından bi haber hale getirilen türklerin ırkçı eğitimlerinde bir değişiklik yaşanmıyor. Irkçı, faşist kemalist yönetim, yayılmacı ideolojik islam faşizmiyle yer değiştirmiştir. 1980 den sonra ırkçılık eşliğinde geliştirilerek uygulanan sürüleştirme politikasının hedefı Kürd etnisitesi oldu. Çünkü Ermeniler ve diğer etnik azınlıklar tehlike olmaktan çıkarılmıştı.
Kürdler bütün katliam ve soykırım polikalara rağmen elli milyondan fazla nufusuyla Kürdistan\'ın dört parçasında ulusal direnme savaşını sürdürdü. Eğer son onbeş yılda Kuzey Kürdlerin ulusal kurtuluş mücadelesı iradesiz bir politikanın kuru sıkı bijileriyle boğuntuya getirilmezseydi TC Baas cumhuriyetlerinden daha iyi bir durumda olmayacaktı. Artık Kürdlerin ayağına gelen Ulusal Kurtuluş ve bağımsızlık fırsatları heba edilmemelidir. Partisel ideolojik egemenlik politikasıyla demokrasinin ipotek altına alınması Kürdleri özgürleştirmez.
[email protected]
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.