Kent, Kentli, Kent Yöneticileri

Diyarbakır bu anlamda, önde gelebilecek sayılı kentlerden biridir.Uzun tarihi boyunca , değişik medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan bu kent,tüm adı geçen medeniyetlerin ortaya koyduğu ihtiyaç eserleriyle donatımlı bir kenttir.

Nuri Sınır

20.01.2015, Sal | 16:52

Kent, Kentli, Kent Yöneticileri
Makaleyi Paylaş
Avusturalya’lı bilgin V.Gordon Childe, insanlık tarihindeki belli başlı aşamalara getirdiği, çığır açan yorumlariyla ünlü bir bilgindir.Childe,insan oğlunun avcılık ve toplayıcılıktan, yani,asalak bir ekonomiden tarım,hayvancılık ve yerleşik hayata,yani üretim ekonomisine geçişini,insanoğlunun en büyük devrimlerinden biri sayarak , bir “Neolotik Devrim” olarak tanımlar.

Yerleşik hayata geçen insanın ihtiyaçları değişmiş ve bu ihtiyaçları giderecek aletleri yaratmıştır.Yaratılan aletlerin en önemlisi yazıdır ve yazıyla kendi tarihini yaratmıştır.

Yaratılan bu tarihi süreçte toplu yaşamaya geçmiş, dağ yamaçlarında,sarp kayalıklarda, nehir ve deniz kenarlarında korunaklı yerleşim yerleri yaratmıştır.Bu yerleşim yerlerini nüfus yoğunluklarına göre farklı anlamlandırarak, site, kent, kale, köy,kasaba, medina,şehir, diye adlandırmıştır.

Tarihçilerin ve antropoloğların yaptığı araştırmalar ve ortyaya koyduğu bulgulara göre Mezopotamya’nın güneyinde UR şehrinin doğusundaki URDE ve Mezopotamyanın kuzeyinde Dicle (Tigris) nehri kenarında , bu günkü Diyarbakır şehrinin kuzeyinde konumlanan Çay Önü, en eski ve ilk toplu yerleşim yerleridir.

Toprağa yerleşim, üretim ekonomisini yaratmış ve buna göre de bir kültür geliştirmiştir.Bu kültür korunmaya yönelik büyük kentleri ve bu kentlerde gerekli yaşam koşullarını yaratmaya dönük ihtiyaçları yaratmıştır.Su,kanalizasyon,mimari, yaşam alanları ve korunma duvarlariyla, korunaklı kentler yaratılmıştır.

Diyarbakır bu anlamda, önde gelebilecek sayılı kentlerden biridir.Uzun tarihi boyunca , değişik medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan bu kent,tüm adı geçen medeniyetlerin ortaya koyduğu ihtiyaç eserleriyle donatımlı bir kenttir.

Din ve yaşam ihtiyaçlarını gideren bu eserlerin başında kanalizasyon,su şebekesi, Havra, Cami, Kilise, ateş tapınağı, köşkler, evler, hanlar,hamamlar,çeşmeler,sokaklar ve en önemlisi de çevresini saran muhteşem abidevi surlariyla, bu kentin ve tarihinden kalan, süs abideleridir.

Kentli ve kentliler,bunların yaratıcısı,yöneticisi ve kültürüyle yoğunlaşıp yaşıyan insanlardır.

Uzun tarihi boyunca,her yaratılan değeriyle insanına hizmet veren bu kent,son 90 yıllık Cumhuriyet döneminde hallaç pamuğuna döndürüldü.Siyasal nedenlerin etkin olduğu bu dönem,yaratılan değerlerin heba edilmesini sağladı.

1932 yılında,havanın sıcak olmasından Surları suçlu gören kent yöneticileri ,surları dinamitlemeye başladılar.Bir tesadüf eseri,o esnada Diyarbakır’da bulunan Fransız arkeolog ve tarihçi Albert Louis Gabriel, kentin aydınlariyla beraber verdiği mücadele neticesinde,Ankara’da bazı yetkilileri ikna ederek,bunu önliyebildiler.Ama bu kararı aldırabilmek için uğraştıkları sürede Mardin kapı ve Dağ kapıdaki dinamitlemeye engel olamadılar.

Bölge nüfusunun Kürd olması,bu kentin Kürd kimliği ve yapılan isyanlar, bu kenti siyasal iktidarların gözünde sabıkalı hale getirmişti.Kentin tahrip edilmesine göz yumdular.Onların gözünde kentin tarihi önemi yoktu.İktidarlarına ve varlıklarına köle olması önemliydi.Bu süreçte Kent’in asıl yerleşikleri,kenti terk ederek, batının metropol kentlerine taşındılar.Son 30 yıllık savaş, bu tahribatın daha da artmasına neden oldu.Bağı,bahçesi,evi yakılıp yıkılan kırsal alan nüfusu,kentlere sürüldü.Bu sürgün ve entegrasyon politikasından, bu ülkenin bütün kentleri olumsuz etkilendiler.Batının metropol ve diğer kentlerinin tüm varoşlarında, bölgedeki savaş ve zulümden kaçan insanların yarattığı gecekondu gettoları oluştu.

Yalnız batının kentleri değil, Kürd kentlerinin tümü bundan etkilendiler.Hem de daha fazlasiyla.Bazı ilçeler şehirlerden daha fazla yoğunlaştı.Kızıltepe,Nusaybin,Batman,Cizre,Tatvan,Doğu Bayezit, Silvan,Viranşehir vs..Sıtratejik açıdan uygun görülen bazı kasabalar, şehir yapıldı.Örneğin Şırnak.Nüfusu Cizre’den az olmasına rağmen,savaş hesaplarıyla İl yapıdı.

Diyarbakır bu savaştan en fazla etkilenen şehir oldu.Kent yöneticilerinin rantçı anlayışları yüzünden bu tahribata göz yumuldu.Sur içindeki tarihi evlerin yıkılarak,yerlerine beton yığınlarının yükselmesi,şehrin tarihi dokusunu allak,bullak etti.Ulu cami önü,Melikahmet caddesinin-Balıkçılarbaşı bölümü, ofisteki yer altı çarşıları, şehrin tarihi ve geleceği düşünülmeden, rant ve cep doldurma anlayışıyla yapıldı.

Koşu yolu Parkını da gözüne kestiren bir Belediye başkanı,Kültür sitesi kandırmacasiyla burayı ranta çevirmeye yeltenince,sivil toplum örgütlerinin karşı çıkması ve kamu oyu oluşturulmasi ile,Belediye başkanı vazgeçmek zorunda kaldı.

Sivil toplum örgütleri bu olaydan sonra, bu kentte susmaya başladılar.Bunun nedeni de siyasete teslim olmalarıdır.Bölgede oluşan siyasi ortama uymaya, bundan nemalanmaya ve kotuklarını korumaya,kimileri de bu kotuklara oturma hesabiyla siyasetin batağına saplanınca,sivil toplum anlayışı iflas etti.

Arsa, emlak spekülatörleri,nerede, neyi, nasıl kaparım anlayışı, kentin yöneticilerine ve ticaretine egemen oldu.(kimi iyi niyetli,fedakar ve çalışkan yönetici ve ticaret erbebını tenzih ederek,bunun dışında tutuyorum.)

2005 yılında,Kanada,Ottowa Üniversitesinden Diyarbakır’a gelen Anne Legare’ adlı öğretim üyesini Sur içinde gezdirdikten sonra,Sur içi belediye Başkanı Abdullah Demirbaş,onu yemeğe aldı.Yemekten sonra bana “Hava alanından otele gelirken,yanlış bir yere geldiğimi zannederek şaşırmıştım.Benim okuduğum,cidilerini seyrettiğim tarihi kent bu gördüğüm kent olamazdı.Bu gün gezdikten sonra Diyarbakır’a geldiğimi anladım.Ama şunu ifade etmezsem rahat edemem.Bu gün bu kentte yaşıyanlar ve bu kenti yönetenler, geçmişte bu müthiş kenti yaratanların torunları olamaz.”

Umarım, Anne Legare’ şunu duymamıştır.Kürd yöneticileri olma iddiasındaki Kürd’ler, Kürd ve Kürdistanı çöplüğe gömdüler.

Kürd’lerin ve Kürdistan’ın tarihi onların neyine !....

NURİ SINIR

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

5515 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:06:29:11
x