Yaptırımlar Geri Döndü: İran’ın Önünde Altı Zorlu Seçenek
Uzmanlar, BM Güvenlik Konseyi’nin yaptırımların ertelenmesini reddetmesinin ardından İran’ın önünde altı olası senaryo bulunduğunu belirtiyor. Bunlar arasında sınırlı nükleer tırmanış, Çin ve Rusya ile ilişkilerin güçlendirilmesi ve diplomatik kapının açık bırakılması yer alıyor.

İran’ın BM Güvenlik Konseyi’nde yaptırımların ertelenmesine ilişkin kararın reddedilmesinin ve Avrupa Üçlüsü’nün yaptırımları yeniden uygulayacağını açıklamasının ardından, uzmanlar Tahran’ın önünde altı olası seçenek ve senaryo bulunduğunu öngörüyor.
Eram News'in haberine göre Uzmanlar, sınırlı nükleer tırmanış ile diplomatik müzakere gücünü artırmanın yanı sıra, Çin ve Rusya ile stratejik işbirliklerinin derinleştirilmesinin ekonomik baskıyı hafifletebileceğini belirtiyor. Ayrıca diplomatik diyaloğun tamamen kapatılmaması gerektiği vurgulanıyor.
Ancak uzmanlar, İran’ın Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması’ndan çekilmesinin, ABD ve İsrail’in askeri müdahale için doğrudan gerekçe bulmasına yol açacağı uyarısında bulunuyor. Diğer bir seçenek ise, nükleer anlaşmada yer alan “Uyuşmazlık Çözümü Mekanizması”nın devreye sokulması.
İran iç siyasetinde ise hükümet, parlamento ve Devrim Muhafızları arasında ciddi görüş ayrılıkları bulunuyor. Hükümet gerilimi artırmak istemiyor ve Washington ile müzakereyi önceliyor. Öte yandan Devrim Muhafızları daha agresif bir yaklaşımı savunuyor ve parlamentonun bir kısmı nükleer başlıkların artırılması yönünde baskı uyguluyor.
Stratejik çalışmalar yürüten Dr. Mohamed Saleh Al-Harbi, Tahran’ın öncelikli olarak saldırgan diplomasi ve uyuşmazlık çözümü mekanizmasını devreye sokmayı düşündüğünü belirtiyor. Bunun teorik olarak ABD’yi diplomatik açıdan izole etmeyi amaçladığını söyledi.
Dr. Harbi’ye göre, İran ayrıca hesaplanmış nükleer tırmanış seçeneğini de kullanabilir. Bu çerçevede uranyum zenginleştirme veya stoklama gibi adımlar, geri alınabilir nitelikte olacak ve Batı’dan taviz almak için pazarlık gücü sağlayacak. Ancak “kırmızı çizgi”yi aşmak ve askeri misillemeye yol açmak istenmiyor.
Bölgesel baskının dolaylı yollarla uygulanması da seçenekler arasında. İran, bölgesel müttefikleri üzerinden ABD ve Avrupa çıkarlarına maliyet yaratabilir. Doğu’ya yönelim stratejisi (Look East Strategy) kapsamında, Rusya ve Çin ile ekonomik ve askeri işbirliği güçlendirilecek, Avrupa’ya olan bağımlılık azaltılacak ve yaptırımlara karşı güvenlik ağı kurulacak.
Dr. Harbi, en olası senaryonun, sınırlı ve geri alınabilir nükleer tırmanış ile Doğu’ya yönelimi birleştiren, diplomatik kapıyı açık bırakan karma bir strateji olacağını belirtiyor. Nihai karar, ABD ile dolaylı müzakerelerin seyrine ve İran’daki başkanlık seçimlerinin sonuçlarına bağlı olacak.
Araştırmacı Dr. Mohamed Al-Madhaji ise, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması’ndan çekilmenin İran için “intihar” anlamına geleceğini, çünkü ABD ve İsrail’in buna gerekçe bularak doğrudan harekete geçebileceğini vurguluyor. Ayrıca İran içindeki hükümet, parlamento ve Devrim Muhafızları arasındaki fikir ayrılıkları, seçeneklerin sınırlarını belirliyor.
Al-Madhaji, yaptırımların tetiklenmesiyle İran’ın BM Güvenlik Konseyi’nin 7. Bölümüne tabi tutulduğunu ve askeri güç kullanılmasına açık hâle geldiğini hatırlatarak, nükleer tırmanışın riskli olduğunu kaydediyor. Diplomatik tepkilerin ise etkili olmayacağını, çünkü Avrupa ülkeleri bir süredir personel sayısını azaltmış ve vatandaşlarını çekmiş durumda.
Son güncellenme: 13:25:20