Baskıcı rejimler oluşturdukları yasalar ile kendilerini güven altına alırlar. Baskıcı bir rejimin ve değişmez denilen yasaların var olduğu ülkelerde yapılan seçimleri kazanan kim olursa olsun yasalar değişmedikçe değişen bir şey olmuyor.
İran'da seçimlerin sonucu ne olursa olsun Hüseyin "Devrimi" sonrası kurucu iradenin oluşturduğu değişmez ilkelerin esas alındığı bir ülke.
Humeyni "devrimi" ile birlikte mollalar kendilerini güvence altına almak için değişmeyen, değişmesi dahi istenmeyecek olan kendi yasalarını oluşturdular.
1979'da Şah yönetimine karşı İran'a dönen Humeyni 4 gün gibi kısa sürede molla hükümetini oluşturup kendini ömür boyu dini önder ilan etti.
Molla yönetiminin yıllarca İran halklarına uyguladığı baskı yönetimi her geçen gün artarak devam etti.
2022 yılında başını "düzgün" örtmedi diye Ahlak Polisi tarafından gözaltında öldürülen Mahsa Amini'ni için yapılan gösterilerde İran'da molla rejimine ve yasalarına karşı olan halkın tepkileri artırmıştı. Bu tepkilerle birlikte helikopter kazasında ölen Reisi'nin yerine yapılacak olan Cumhur Başkanı seçimine katılımın düşeceği, böylece düzenin meşruluğunu açısından mollaları telaşlandırıyordu. Seçime katılımı arttırmak ve düzene olan tepkileri azaltmak için M.Pezeşkiyan gibi ılımlı düşünen bir adaya ihtiyaç vardı. Beklendiği gibi de oldu.
Pezeşkiyan'ın adaylığına rağmen İran'da yapılan seçimlerle bir şeylerin değişmeyeceğine inanan seçmenin yarısı seçimi boykot ederek sandığa gitmedi.
Yapılan seçimde Reisi'nin yerine seçimi muhafazakar rakiplerini geride bırakan ılımlı ve reformcu denen aday Mesud Pezeşkiyan sandığa giden 30 milyon seçmenin %53,3'ünün oylarını alarak kazandı.(60 milyon seçmen sayısının 1/4)
Pezeşkiyan'ın seçim çalışmalarında yaptığı söylemlerde değindiği muhaliflere verilen idam cezaları, baş örtüsü, internete erişim gibi insan hakları ile ilgili konulara eleştirel yaklaşımı, Kürdçe konuşma yapıp Rojhılat Kürd'lerine karşı olumlu yaklaşımları da hep söylemde kalacak. Diğer parçalarda da defalarca yaşandığı için molla rejiminin de dara düştüğünde Pezeşkiyan gibi ılımlı adayları öne en iyi bilen yine Kürd'lerdir.
Toplumsal muhalefetin önünü kesmek için var olan yasalar değişmediği müddetçe Mesud Pezeşkiyan bu yasaların dışına çıkmayacak veya çıkamayacak.
Başur ile Rojhılat arasında ekmek parası için yük taşıyan Kolber'lerin öldürülmediği tek bir gün dahi yok, bundan sonra da kolber'ler öldürülecek.
Daha yeni Mahsa Amini için yapılan eylemlerde sokağa çıktıkları için 21 yaşındaki Milad Zohrevand gibi gizlice idam edilenler var, bundan sonra da gizli idamlar olacak.
Yine yukarıda resmi olan Kürd muhalif gazeteci ve Kadın Hakları savunucusu Pexşan Aziziye Tahran Devrim Mahkemesi denen mahkeme tarafından İslam Hükümetine karşı geldiği gerekçesi ile idam cezası verildi. Babası, kız kardeşi ile eniştesi ve iki arkadaşı da değişik cezalara çarptırıldı. Bundan sonra da molla rejimine muhalif olan ve ulusal hakları için mücadele eden Kürd'lere mahkemeler yine idam kararı verilecek.
Çünkü Şah rejimi sonrası ülkede egemen olan molla rejimi ülkeyi yönetirken minareyi çalanın hazırladığı kılıf gibi kendi yasalarını hazırlamış.
Bu yasaları inanç ve etnik kökeni Kürd ve Beluciler gibi farklı olanlar ile molla rejime muhalefet edenlere karşı acımasızca uyguluyor, uygulamaya devam edecek.
Yapılan İnsan Hakları İhlallerini, mahkemelerin verdiği cezalar ve idam kararlarına yapılan eleştirilere karşı mollalar kendilerini oluşturdukları bu çağ dışı yasalar ile savunacaklar.
Yapılan göstermelik seçimler ve oluşturdukları "yasal kılıflar" ile kendini güvenceye alan molla rejimi kurulduğu günden bu güne akıttığı kana doymuyor, doymayacak.
 A.Güllüoğlu
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.