Birleşmiş Milletler ‘in İnsan Hakları Savunucuları Özel Raportörü Mary Lawlor, Cumartesi Annelerinin yargılanacağı dava için Türkiye'ye suçlamaların düşürülmesi için çağrısında bulundu.
BM İnsan Hakları Savunucuları Özel Raportörü Lawlor yaptığı açıklamada "Kaybedilen yakınlarını barışçıl biçimde onurlandırmak ve anmak için toplanmak suç değildir. İnsanları kaybetmek suçtur. Bugünkü dava Türkiye’de insan hakları savunucularının karşı karşıya kaldığı eziyetin son kanıtı. Suçlamalar düşürülmeli. “dedi.
Cumartesi Annelerinin geçen yıl 30 Ağustos Uluslararası Zorla Kaybedilenler Günü’nde İstanbul’da kaybedilen kişilerin gömülü olduğu iddia edilen Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’nda yapmak istediği basın açıklamasına engel olunduğu. Açıklama yapmak isteyen kayıp yakınları polis tarafından gözaltına alınmış ve haklarında dava açıldı. Davanın ilk duruşması Küçükçekmece 1.Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
Hanım ve Besna Tosun, Maside, Hüseyin ve Ali Ocak, Aynur Ergül, Hasan Karakoç, Gülseren Yoleri, Hüseyin Aygül, Ferit Barut, Hanife Yıldız, Derya Deniz, Hüsnü Alkan ve Türkan Açarsın kaybedilen yakınlarının ölü-yada diri olduğunu araştırdıkları için yargılanacaklar. Tek suçları kimi evinden alınıp gözaltında, kimi sokakta kaçırılarak kaybedilen yakınlarının akıbetini ve öldürülmüşse en azından mezar yerini bilmek istiyor.
İnsanlık dışı uygulamalar ortaya çıkacak diye kaybedilen yakınlarını arayanlar birilerinin hala uykularını kaçırıyor. Demokrasi vaatleri ile Cumartesi Annelerinin yanında yer aldıklarını ifade etmelerine rağmen gereğini yapmayan iki yüzlü siyasilerinde uykuları kaçıyor. Onlarda gerçeğin ortaya çıkmasını istemiyorlar. Çünkü kayıplara göz yumrukları için onlarda işlenen suça ortaktır.
Şili'de Allende'ye karşı darbe yaparak iktidara gelen Pinochet döneminde de benzeri kayıp olayları yaşandı. Şili halkı annesine sahip çıktı ve Pinochet’in akıbeti ibret vericidir. Ailesi zarar verilir endişesi ile mezarını bile yaptırmadı. Tıpkı kaybettirdiği insanlar gibi onunda mezarı yok.
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıpları araştıran komisyon "'Kayıplarımız nerede?' diye sorduğumuz için yargılanıyoruz. Bu hukuk dışı tutuma karşı herkesi, vicdani bir itiraz olarak duruşmaya katılmaya ve Cumartesi Anneleri ile dayanışma göstermeye çağırıyoruz” diye çağrı yaptılar.
Cumartesi Anneleri yapılan her türlü baskıya, şiddete rağmen her hafta toplanıp yakınlarını aramaya yılmadan, usanmadan devam ettiler.
Şiddete baş vurmadan toplanıp kaybedilen yakınlarını anmak, onları aramak suç değildir. Ortada bir suç varsa insanları kaybetmek ve kaybedenlere göz yummak anlayışı olmalı.
Türkiye'de kaybedilen yakınlarını, mezar yerlerini aramak hala suç.
Çoğu zamanlarda yalnız kaldılar ama vaz geçmediler. Cumartesi Anneleri bu ülkede verilen demokrasi mücadelesinin onurudur ve yüz onuru ve yüz akıdır, desteklenmelidir.
A.Güllüoğlu
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.