Türkiye Seçimini, Kürd Siyaseti Pusulasını Kaybetti

Bir kez daha görüldü ki, demokratik değişim söylemleri kimden gelirse gelsin Kürd ulusal meselenin çözümünü önceleyeceği için tekçi Türk cumhuriyet sistemin ırkçılığa dayalı sosyolojisini aşamıyor. Kürd, Türk ilişkisi sömürgeci ile sömürge ilişkisidir. Ulusal eşitlik kabul görmezse, vücuda gelmiş kopuş ve o vücuda laik olmayan 'Türkiyeleşmeyi' çöpe atacaktır

Mehmet Kobal

14.06.2023, Çar | 07:02

Türkiye Seçimini, Kürd Siyaseti Pusulasını Kaybetti
Makaleyi Paylaş

İllegal Cumhurbaşkanı olarak kabul gören Recep Tayyip Erdoğan, ilk mesajını ultra Türkçü ittifakını önceleyerek verdi. Şahlandırılan şovenizm, şimdilik Neo-Osmanlı yayılmacılığın önüne alındı. Ağır ekonomik çöküntü körfez ülkelerinde ve Rusya'da alınan borçla geçici olarak frenlenmiş görünüyor. Siyasi bunalım, baskı mekaniği demokratik gösteri ve çıkışlara müsaade etmiyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Batıda yardım isteği henüz netlik kazanmadı. Erdoğan Türkiye’si, Avrasyacı ekibin yönlendirmesiyle Putin Rusya’sına, Suriye, Rojava işgalin çözümüne kadar mahkum görünüyor.

Tabi bu durum Ukrayna özgülünde Batı ile savaşan Rusya içinde önemle değerlendirilecek bir fırsat oluyor. Yani Erdoğan'ı yönlendirenler, son 10 yılda yaptığı gibi ölene kadar Rusya ile Batıyı dengeleme politikasına oynamaktan başka şansı yok gibi. Bu durum önümüzdeki süreçte ABD, AB, Rusya, Türkiye, İran, Suriye ve Kürdistan bölgesi ile ilişkilerini ne yönde evireceği ve yarılmış toplumu ne yönde etkileyeceğini göreceğiz. Batı basınından da belirtildiği gibi Erdoğan'ın otokratik rejimi, anti demokratik seçim politikası zaten Türkiye'yi islamcı ırkçı ve "seküler" ırkçı biçiminde ikiye ayırmış durumda.

Kuzey Kürdistan çoğunluğu ise mevcut seçimde her ne kadar Millet ittifakından yana tutum alsada her iki cephenin birbirini aratmayan ırkçı, faşist politikalarından dolayı bir yol ayrımında duruyor. Kürd siyaset sınıfı Kürd ulusun temel hakları için tek cephe oluşturmamasından dolayı yol ayrımında duran toplumu sömürgeci sistemin partileri arasında bir tercihe götürdü. Kılıçdaroğlu'nun, değişim mesajı vermesi, Aleviliğine vurgu yapması ve Kürd kimliğinden dolayı Kuzey Kürdistan'ın 15 kentinde, yüzde 60, 80 oy çoğunluğuyla karşılık buldu. Keza Türkiye metropollerindeki Kürd nüfus yoğunluğunda Kılıçdaroğlu'ndan yana tutum alması devletin derinlerini Erdoğan'dan yana harekete geçirdi. Türk sömürgeciliğin parti devleti ve medyası Kürdleri bölmek için Kılıçdaroğlu'nun Kürdlüğünden çok Aleviliğine saldırısına rağmen Kürtlerin potansiyel olarak Kılıçdaroğlu'na oy vermesi, derin devleti panik içinde Erdoğan'a hile ile seçimi aldırttı.

Bir kez daha görüldü ki, demokratik değişim söylemleri kimden gelirse gelsin Kürd ulusal meselenin çözümünü önceleyeceği için tekçi türk cumhuriyet sistemin ırkçılığa dayalı sosyolojisini aşamıyor. Kürd, Türk ilişkisi sömürgeci ile sömürge ilişkisidir. Ulusal eşitlik kabul görmezse, vücuda gelmiş kopuş ve o vücuda laik olmayan 'Türkiyeleşmeyi' çöpe atacaktır. Sömürgeciliğe esir düşen siyasi liderlik, kendisine bağlı örgütü üzerinden manipüle edilen bir imha konseptin ögesi durumuna getirilmiş. Denetim altına alınan bir lider, emrine amade olmayı bağlılık zanneden bir örgüt yönetimi, hayatı pahasına savaşan Kürd direnişçileri ve kol kırılır, yen içinde kalır sorumluluğu ile sabreden Kürdler, bu siyasi belirsizliğe isyan ediyor...

Kürd meselesi kontrol altında amacından saptırılan ve seçimlerle bilinmezliğe uzatılan bir devlet projesi olarak sürdürülüyor. Öcalan’ın esir düşmesi mevcut projeye işlerlik kazandırdı. Sömürgeci cumhuriyeti "demokratikleştirme, türkiyeleşme," yani sömürgecileşme, Kürd siyasetçileri üzerinden topluma giydirilmek istenen o projenin sonucudur. HDP yönetiminin, Kürd milli haklarını önceleyen alternatif bir siyaset yapmamasının da nedenidir. Dolayısıyla seçim yenilgisi ile birlikte suçu siyasetin mimarında, yapısında, ve dışarıda belirleyici olan yönetimde değil, hapsedilen, rehin alınan ve uygulayıcı pozisyonda olan siyasetçilerden aramak akıl ve vicdanla izah edilemez.

Sadece seçim mi kaybettirdi? Sürekli direnmek, ölmek ama hiçbir şey kazanmamak kayıp değil mi? Dürüst olun. Bir yerlere tünemek için örgüt liderlerine, yönetimlerine yağcılık ve tarikat lideri muamelesi yapmayın. Kürdistan milli mücadelesi ve bütün liderleri doğası gereği, işgale karşı nitelik paradigmasından dolayı devrimcidir. O dinamikten sapanlara karşı mücadele edin, onları utandırın. Erdemli olun. Yanlışları eleştirin, doğruları savunun. kaybedebilirsiniz, ama dürüst kalırsınız. Her yenilginin sebep sonuçları izlenen strateji ve belirleyici karar vericileri ile somut açıklanmalıdır. Yenilginin faturasını HDP eski eş Başkanı Selahattin Demirtaş'a aktif siyasetten el çektirmekle kesmek, "İmralı'daki Edirne’dekine hesap soracak." Konseptine hizmet eder.

Mevcut siyasi çevrelerin ayni siyaseti savunmalarına rağmen Sadece sayın Demirtaş'ın suçlanması bir yanılsamadır. PKK ve HDP yönetimi savunulan siyasetin başarısızlığını Demirtaş'ın liderliğine bağlıyorsa kendileri neyi savunuyordu? Siyasi farkları varsa neden açıklamıyorlar? Görünen o ki, Demirtaş, savunulan siyasetin lideri olarak iç ve dış kamuoyunda kabul görmesi, ‘’seni benim yerime liderliğe hazırlıyorlar’’ anlayışını rahatsız etti. Dava insanları için hangi liderlik daha çok çözüm odaklı görünüyorsa rasyonel akıl, onu doğru bir siyaset stratejisiyle öncelemeliydi. Kabul edelim etmeyelim at izi ile it izinin birbirine karıştığı Türkiye'de, Kürdlerin A. Öcalan ve PKK üzerinden 40 yıldır ‘’terörist’’ olarak tanımlanması, devletin Kürd toplumuna karşı kullanılan en önemli kart oldu.

Bu tuzak boşa çıkarılmalı. ‘’Terörist’’ damgasını boşa düşürecek sivil, siyasi figürler öne çıkarılmalıdır. Selahattin Demirtaş ve benzer siyasetçilerin iç ve dış kamuoyunda karşılık bulması önemlidir. Barışçıl bir çözüm ortamın oluşmasına hizmet eder. Elbette Kürd Millet hakları kem, küm edilmeden savunulacak. Kuzey Kürdistan toplumun eğitim dili, kolektif statüsü ve gasp edilmiş demokratik hakları sivil siyasetle milyonlar arkalanarak yapılırsa Batı cephesinde daha çok desteklenir. Sayın Demirtaş, eksik ve doğrularına rağmen gündemi belirleme vizyonu önemli bir siyasi liderlik başarısı olsada temel yanlışlık illegal ve legal parti yönetimlerin doğru bir siyaset sosyolojisini ön görmemeleridir.

Seçim yenilgisinin asıl nedeni Türkiye’yi “demokratikleştirme, türkiyeleşme” ve illegal, legal parti yöneticilerin, Kürd milli siyasetini türk toplumun sınıf mücadelesine indirgeme suçudur. Bu durum siyasi pusulayı kaybetme halidir. Ciddi bir siyasi belirsizlik yaşanıyor. Kürd siyaseti pusulasını kaybetmiş. Direnişçilerin, yurtseverlerin fedakarlığı, yöneticilerin iman gücü ile idare ediliyor. Türklere kazandırma, Kürdlere kaybetme politikası sadece Selahattin Demirtaş ile açıklanamaz. Çünkü kendisi de HDP’yi savunuyor. Ayni siyaseti savunmalarına rağmen etkili olamayanların, olanları çekememesi siyasi kıskançlık, yaranma ve acizliktir. Siz Kürd Milli davasını savundunuz da Selahattin Demirtaş mı engel oldu?

Bütün Kürd siyasi liderler, son yarım asırdır bu ortak utançtan örtmüşler. Mevcut lider ve partilerin artçıları içinde durum farklı görünmüyor. Siyaset; okumayan, sorgulamayan, menfaatçi, riyakâr, inançsızlar üzerinde değil, milli kurtuluş davasını esas alan, diplomasiyi önemseyen, okuyan, araştıran, eleştiren teknoloji, internet gençliği ve siyasetin doğru yapılması için risk alanları dikkate almalıdır. Kürd siyaset sınıfı fedakar, zeki, cesur insanlarının eksiklerini giderme, önlerini açma güçlendirme ve yanlış yapanları düzeltme yerine onları yeme, yalakaları kullanma makinesine dönüşmüş. Ulusal kurtuluş siyasetin, rotasını belirsizleştiren, dar ve ideolojik okumalar üzerinden ayrışan, birbirini ciddiye almayan parti yöneticileri, bir çözüm kuvveti oluşturamaz, Kürd Milleti adına muhatap alınmaz.

Ana akım Kürd partileri, Türk, Arap ve Fars rejimleri tarafından birbirlerine karşı kullanılıyorlar. TC’yi “demokratikleştirme” politikası, Öcalan ve PKK yönetimine zorla dikte ettirilmiş. T.C. Kolonyalist devleti, şovenizme dayalı türk islam ideolojisi üzerine kurulmuş talancı, işgalci, tekçi ve parçalanması kaçınılmaz faşist bir rejimdir. Türk sömürgeci siyasal sistemin bütün partileri bu ideolojinin süzgecinden geçmeden iktidara gelemezler. İslamizm, Kemalizm ve ‘’sol’’ kavramlar, söz konusu türk ırkçılığın iç ve dış koşullara göre biçim değiştirme makyajıdır. TC. Bir asırdır kolonyalist niteliğini Kemalizm, islamizm ve iç dış düşman manipülasyonu ile idare ediyor.

Recep Tayyip Erdoğan, 21 yıldır Kuzey Kürdistan'ın 35 milyonu aşkın nüfusunu, işgal, savaş ve gözyaşı ile yönetiyor. Saray rejimi, Korku atmosferiyle yürütme erkinin dilini ‘muhalefette’ dikte ettirdi. Hile, operasyon ve anti demokratik uygulamayla sonucunu önceden belirlediği 2023 seçimini aldı. Recep, yeni oluşturduğu hükümet kabinesi ile ne yapacak sorusu; 60 yaşından beri yaptıkları, 85 yaşından sonra’da yapacaklarının yol haritası olacak. Binlerce genç öldüren, ülkeyi baskı, ırkçılık, dincilik, işgal ve savaşla idare eden Ankara rejimi, ardından kirli, onlarca kriminal grup, birbirine düşmanlaştırılmış insanlar, etnisiteler ve parçalanmaya hazır bir toplum bırakmış.

Artık hiçbir güç yaşanan etnik, inanç yarılmasını islamizm, sekülerizm ayrışmasını merkezi bir yönetimle idare edemez. Erdoğan, giderayak herkese cehennemin kapılarını ardına kadar açtı. O nedenle 2.Yüzyil ve türki devletlerle İMF söylemi, birkaç yıllık ömrünün son palavrası olarak kalacak. İslami halifelikle nefretin abidesi oldu. Türkçü halifelikle ikiye ayırdığı toplumda karşılık bulamaz. Ankara yönetimi, elindeki paramiliter cihatçı grupları pazarlamaktan başka yolu kalmamış. Türkiye islamizm, “Sekülerizm” diye ikiye ayrılmış. Kürdler sömürge pozisyonunda dolayı her ikisine de nötr üçüncü cephe oluyor.

Kürdler, milli demokratik istekleri doğrultusunda organize edilecek bir siyaset stratejisi ile sömürgeci kuşatmadan kurtulma bekleyişine girmiş. Türk devletin Kürd düşmanlığı, Türklerin etnik ırkçılığı, bir yol ayrımında duran Kürdleri kopuşa zorluyor. Erdoğan, teokratik rejimi ile toplumun geri kalan ezici çoğunluğu içinde cehennemin bütün kapılarını açmış bulunuyor. Kriz, savaş ve kaos otokratik rejimlerin politikasıdır. Yukarıdan aşağıya uyduruk seçimlerle demokratik değişimler yaşanmaz.

Erdoğan, Kendisinden önceki demokratik kırıntıları sona erdirdi. “Gerekirse ‘toplumun yarısı ile diğer bir yarısını bastırırım” diyen bir diktatör. Özellikle son 10 yılda etrafında palazlanan on binlerce paraziti doyurarak halkı baskı ve korku ile yönetiyor. Türkiye'de boyun eğerlik toplumun kaderi, otoriter rejimlerin sigortası olmuş. Ne pahasına olursa olsun öğrenci, işçi ve emekçileri kapsayan toplumsal sokak muhalefeti ve birikmiş halk isyanı bir yerinden patlak verecektir. Sessizlik değişime, demokrasiye, barışa değil diktatörlüğe, savaşa ve kopuşa götürür.

[email protected]

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

3519 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:12:14:34

Mehmet Kobal

Yazarın Önceki Yazıları

Hubris Sendromu Nedir ? Türklerin Seçimi ve Kürdler - III Türklerin Seçimi Ve Kürdler - II Türklerin Seçimi ve Kürdler-1 Newroz Piroz Be - Newroz Fîrazbo Hergün Kadınların Günü Olsun. Siyasi Felaketten Deprem Felaketine ! Türkiye’nin Gidişatı, Seçim mi ? Darbe mi Öngörüyor ? Ankara Seçim Planını Kürdler Üzerinde Kurguluyor Paris-Ankara Çelişkisi ve Kürd Katliamları ! İran'da Ne Olacak, Diktatörler 'Başaracak' mı? Geçmişle Geleceği Öldüremezsiniz...! İşgal ve Saldırganlık Ankara'nın başını yiyecek Türk ve Fars saldırganlarını durdurun. Ankara, Nato blokajından çark etti İşgal ve Talan Cumhuriyeti Medya ve Sosyal Medyanın Önemi Kürdlerle Savaşıyor, Rusya'ya 'Arabulucu' Oluyor! Ankara’nın Hayal Edemediği Ayağına Geldi Newroz Piroz Be! Kirli Siyasetin Sefaleti Ecevit'ten Erdoğan'a 'Demokrasi' Kürdler Avukatını Unutmayacak 'Helalleşme' Değil Yüzleşme Olmalıdır Türkiye, Suriye ve Rojava'da kaybetti Yüzyıllık Türk-Kürd Savaşın 'Çözüm' Raporları 'Kolunuzu, Bacağınızı Kopracağım' Dersim Gittikçe Kürtleşiyor ! Savaşın Kaçınılmaz Sonuçları Çanlar Kimin İçin Çalıyor ? Sakine'yi Anlatmak Zor Kürdistan'da Neler Oluyor? Korku Rejimi Çöküşünü Yaşıyor Stratejisiz Savaş ve Barış Politikası! Coronavirüs ne hatırlattı? Türkiye, Suriye'de neyin savaşını veriyor? Zozolar Bitirildi, Lololar Kaldı. İran Rejiminin Kara Kutusu Kasım Suleymani! ABD ve Rusya Türklerle Ne Yapmak İstiyor? Tahir Elçi Öldürüldü, Sur Yıkıldı, Diyarbekir Sustu Güvenli Bölge Basıncı ve Ankara zirvesi! Siyasetin Sefaleti ve Açlık Grevleri Ütopya Nedir? Türkiye düşmansız yönetemez! Siyaset Niçin Yapılır ? ABD ve Rusya Ne Yapmak İstiyor? Sessizlik Savaş Malzemesidir ! Dünya Devletlerinin Kürdistan Hesabı ! Acem Diplomasisi ve Kerkük İşgali! Acem Kılıcı ! İran ve Türkiye'nin Çıkmazı! Yüzyıllık Sykes-Pkot Esareti ve Bağımsızlık Referandumu ! Neden Güvenli Bölge ? Türkiye Demokratikleşir mi? Kürdistan Hava Kuvvetleri ! Koalisyon Güçlerinin Ankara Ayarı ! Kürdler olmazsa Türkiye Ne Yapacak ? Şengal, Kürdlerin Birlik Sembolü Olmalıdır Ateşkes ve çözüm arayışı ! Ateşkes Hazırlığı Türk Kolonyalizmi ! Despotizm ! Cihata açılan kapı! Said'lerin Bağımsızlık Çağrısı ! Musul Kimin Yurdu ? Ortadoğu Jeopolitiği ve Cepheler Savaşı 11 ayda yedi bin insan öldüren AKP çözüm istiyor! Tarih nasıl çarpıtılır? Otoriteryanizm ve Kürd Sorunu Erdoğan'ın Türkiye'si Nereye Gidiyor? İşgalin Kendisi Terörizmdir! Sabrımızı Taşırmayın! Türkler Kürdlerin katili olmayı redetmelidir Son Altı Ayda Kaç Yüz Kürd Öldürüldü? Kürd Halkının Sesi, Tahir Elçi Susturuldu! Savaş siyaseti yönetemez! 'Nankör IŞİD' Operasyonu ve Kürdler Hdp'in Barış Mitingine Ankara'dan Bomba ! Kürtlere Karşı Etnik Bir Savaş Yürütülüyor 'Kürd Millet Mesajı' Doğru Okunmalıdır Kürd Milleti Bağımsızlığa Yürüyor İran Rejimi Her Saniye Suç İşliyor Kadına Bakış Nasıl Olmalı ? Dünyanın en güzel şeyi bağımsızlıktır. Tanrıları Nasıl Yarattık? Kuzey Kürdistan Kimin İşgali Altındadır? ''İslam'' Faşizmi Kuşatılmışlık Kürd Devletiyle Aşılacaktır ! Ulusal Kazanımlar Devletsız Korunamaz. Hamidiye Alayları (Bejikler) Rojava ve Ulusal Kimlik ! Siyasi Temsilin Anahtarı Ulusal Bağımsızlıktır. Cenevre 2 ye Kürd'ler Neden Çağrılmadı ? Kürdistan ve Önderlik Sorunu !
x