Süleymaniye’den İstanbul’a Bir Kürd Hanedanı Babanzadeler

''Baban Mirliği (Beyliği, Prensliği), uzun süre, Osmanlı Padişahlığı ve İran Şahlığı arasındaki bir bölgede özerk olarak yaşadı. 19. yüzyılın başında Osmanlı’daki merkezileşme politikaları başladığında, ilk karşı çıkış bu beylikten geldi...''

22 Kasım 2025 - 09:22
22 Kasım 2025 - 09:22
 0
Süleymaniye’den İstanbul’a Bir Kürd Hanedanı Babanzadeler

Kürd tarihi, en çok, mir, beg,eşraf, makul, hanedan gibi adlarla adlandırılan büyük ailelerle bilinir. 10. yüzyıldan itibaren, güneyden kuzeye, Soran’dan Serhat’a, çok sayıda Kürd Mirliği (Beyliği) hüküm sürdü. Ancak oluşan bu beylikler, Kürd Bilgesi Ehmedê Xanî’nin, daha 17. yüzyıldaki uyarılarına karşın bir büyük birlik (devlet) oluşturamadılar. Bu mirliklerin çoğu, egemenliklerini, Osmanlıda merkezileşme politikalarının başladığı 19. yüzyılın başlarından itibaren kaybetmeye başladı. Bunlardan biri de Kürdistan coğrafyasının en güneyindeki Baban Mirliği veya prensliğiydi.

Hem ilk Osmanlı belgelerinde hem Şerefname’de, Babanlardan söz edilir. Mirliğin merkezi, 1784 yılına kadar, Kerkük’ün kuzeyindeki Qala Çolan iken daha sonra Süleymaniye, mirliğin merkezi durumuna geldi. Beg, paşa, mîr, mîrê mîran gibi tanımlarla bilinen Babanların kökenleri çok eskilere, hatta Avrupalı bir kadına götüren kaynaklar[1] olsa da Babanzade Süleyman Bey zamanında daha çok tanınır, bilinir hâle geldiler. Süleyman Bey, 1678 yılında, Şehrizor bölgesini kapsayan Süleymaniye ve Kerkük bölgesindeki hakimiyetini Osmanlıya da kabul ettirdi.

Baban Mirliği (Beyliği, Prensliği), uzun süre, Osmanlı Padişahlığı ve İran Şahlığı arasındaki bir bölgede özerk olarak yaşadı.19. yüzyılın başındaOsmanlı’daki merkezileşme politikaları başladığında, ilk karşı çıkış bu beylikten geldi. Baban hanedanı önderlerinden Abdurrahman Paşa, 1806’da Osmanlıya karşı ayaklandı. Ayaklanma birkaç yıl sürdü. 1812’de, aynı aileden Ahmet Paşa önderliğinde başlayan bağımsızlık amaçlı ayaklanma da birkaç yıl içinde bastırıldı. 1851’de, Süleymaniye’ye, dışardan bir Osmanlı valisinin atanmasıyla, Baban Beyliği sona erdi.  

Ayaklanmalardan sonra, aile mensubu pek çok kimse, çeşitli yerlere ve imparatorluk merkezi İstanbul’a sürüldü; kontrolde tutmak için bir kısmına çeşitli devlet görevleri verildi.

19. yy sonlarında, İstanbul’da, Babanzadelerolarak adlandırılan üç büyük aile vardı:  

1-) Mustafa Zihni Paşa Ailesi, Kardeşleri, Yeğenleri  

2-) H(X)andanzadeler 

3-) Yamulkixan (Yamulki) Ailesi 

       1-) MUSTAFA ZİHNİ PAŞA AİLESİ, KARDEŞLERİ VE YEĞENLERİ 

Mustafa Zihni Paşa (1849-1929), II. Abdülhamid ve İttihat-Terakki dönemlerinde, birçok yerde valilik yapmış önemli bir şahsiyettir. Zihni Paşa’nın, Abdülnadir, Davut, Hasan Semih, Ali ve Hamdi adlı beş erkek kardeşi de önemli görevlerde bulunmuş, paşalık unvanı almışlardı.

M. Zihni Paşa’nın, Ahmed Naim (1872-1934), İsmail Hakkı (1876-1913), Mehmet Asım (1878-1914), Süleyman Hikmet (1880-1946), Hüseyin Şükrü (1890-1980) adlı beş oğlu ve Emine adlı bir kızı biliniyor.[2]  Zihni Paşa’nın beş oğlundan sadece Süleyman Hikmet’in çocukları oldu. Darülfünun Hocalığı yapan ve büyük bir İslam alimi olarak tanınan oğlu Ahmed Naim’inçocuğu olmadı.  İsmail Hakkı (1913) ve Mehmet Asım (1914) genç yaşta öldüler. 1980 yılına kadar yaşayan Hüseyin Şükrü ise hiç evlenmedi.

II. Meşrutiyet döneminde Süleymaniye mebusu ve bir süre maarif bakanlığı yapan İsmail Hakkı Baban, İTC’nin yayın organı Tanin gazetesi yazarı ve anayasa profesörüydü. 25 Aralık 1913 günü, sınıfta ders anlatırken öldü. Hetawî Kurd dergisinin Ocak 1914 tarihli 3. sayısının kapağında resmi vardı ve vefat haberi şöyle veriliyordu:

Evet, Hakkı Bey vefat etti. Kürdlüğünden ayrıldı, cüzi fakat ciddi yadigarları, bir cenahı sakat bıraktı; omuzunda taşıdığı ‘ilim ve irfan’ yükünü, yapacağı hizmeti, ziyadesiyle ihtisas sahibi olduğu Kürdlüğü mahrum bıraktı. Daima hasretini çektiği kavminin terakkisini göremedi.”[3] İsmail Hakkı’nın ölümü üzerine, dönemin önemli Kürd aydınlarından Muhammed Mîhrî (Hilav), “Ji bo Smail Hakkı Baban” başlığıyla Kürdçe bir şiir yayımladı.[4]

Kaderin bir cilvesi olarak, Hetawî Kurd dergisinin bir sonraki sayısında, bu kez de İsmail Hakkı’nın kardeşi Mehmet Asım’ın ölüm haberi vardı. Mehmed Asım ağabeyinden 40 gün sonra, 6 Şubat 1914 tarihinde, Şebinkarahisar mutasarrıfı olarak görevdeyken vefat etti.[5] Kadere bakın, iki kardeş, 40 gün arayla, biri derste, biri görev başında, genç yaşata hayata veda ettiler.

Zihni Paşa’nın en küçük oğlu Hüseyin Şükrü Baban hiç evlenmedi. 1918 yılında Kürdistan Teali Cemiyeti kurucuları arasında yer aldı. Ekonomi alanında, Cumhuriyet’in ilk ordinaryüs profesörlerinden biriydi. Bir dönemin önemli gazetelerinden Tercüman’nın baş yazarıydı. 2 Şubat 1980 tarihinde İstanbul’da vefat etti.[6]    

Mustafa Zihni Paşa’nın neslini sürdüren tek oğlu, Meşrutiyet döneminde bir dönem Süleymaniye mebusluğu da yapan ortanca oğlu Süleyman Hikmet’tir. Ayşe Seniha ile evlenen Süleyman Hikmet’in, MustafaCihad, Selim ve Firuze Cemilli adlı üç çocuğu oldu. M. Cihad Baban(1911-1984), Türkiye’de milletvekilliği ve bakanlık yapan tanınmış biriydi. CHP’de politika yaptı. Selim Baban (1921-1987), gazetecilik yaptı, ticaretle uğraştı. Selim Baban’ın kızı Ayşe Semiha (1946),2002 yılında Yaşar Kemal’le evlendi. (Selim Baban’ın annesinin adı Seniha, kızının adı Semiha)

Zihni Paşanın yeğenlerinden Abdülaziz Baban da bilinen biriydi. Jön Türk kongrelerine katıldı, 1913 yılında, HÊVÎ Cemiyeti’nin yayın organı Hetawî Kürd dergisinin imtiyaz sahipliğini yaptı. 1918’de Kürdistan Teali Cemiyeti’nin kâtibi oldu. 1919 yılında, Mevlânzade Rıfat başkanlığında kurulan Radikal Avam Fırkası’na üye oldu. 

        Vali Abbas Recai Nüzhet Bey’in İki Kızının Hikâyesi

Zihni Paşa’nın Ali adlı kardeşinin oğlu Yahya Nüzhet Paşa da İstanbul’da tanınan biriydi. Yahya Nüzhet Paşa’nın oğlu AbbasRecai Nüzhet ise babasının amcası Zihni Paşa gibi valiydi. 1912 yılında, İsviçre’de kurulan Kürd Hêvî cemiyeti şubesinin kurucuları arasında yer aldı, bir Çerkes kızı olan Sare Hanım’la evlendi. Güzellikleriyle, dikkat çeken üç kızları oldu. Ortanca kızları fazla bilinmiyor ama büyük kızları Neslihan ve küçük kızları Diclehan, Türkiye’de bir dönemin dikkat çeken kadınlarıydı.

Diclehan(1934-1978), ellili, altmışlı yıllarda, şarkıcı ve genellikle filmlerdeki kötü kadın rolleriyle bilinen ünlü, sarı saçlı, mavi gözlü bir sinema oyuncusuydu.  Eski bir valinin kızı ve sinema oyuncusu olmasına karşın, yokluklar, bunalımlar içinde yaşadı; üç kez intihar etti, hayata döndürüldü. Hayatı tam bir dramdı. 1978 yılında, genç yaşta kanserden öldü.

Neslihan (1917-1994), İstanbul’un ünlü okullarından Saint Benoit Lisesi mezunu olmasına karşın muhafazakâr şair Necip Fazıl Kısakürek’le evlendi. Neslihan modern bir kadın olmasına karşın Necip Fazıl’la evlenmesi, Necip Fazıl’ın, “yaşamımı tamamen değiştirdi” dediği Van’lı Kürd Nakşibendi Şeyhi Seyyid Abdulhakim Arvasi’nin onayı ile gerçekleşti. Necip Fazıl ve Neslihan’ın beş çocuğu olurken Neslihan hep açık-modern bir kadın olarak kalmaya devam etti ama Necip Fazıl’ın bilinen yapısına rağmen, eşinin arkasında durdu. Vali Abbas Recai Nüzhet Bey’in iki kızı hakkında daha geniş bilgi için Murad Civan’ın yazısına bakılabilir.[7]

       2-) H(X)ANDANZADELER 

Babanların Xandan kolundan Hüseyin Paşa Xanzade’nin (…-1897), Said, Kambur İzzet, Süleyman adlı üç oğlu, Safiye adlı bir kızı vardı. Said, daha sonra Kürd Said Paşa(1834-1907) olarak bilindi; Abdülhamid döneminde Hariciye Nazırlığı ve Şûrayı Devlet Başkanlığı yaptı. Dönemdeki diğer Said Paşalardan ayırmak için, kendisine “Kürd Said Paşa” denirdi. Genellikle İstanbul Nişantaşı’nda oturdu. Oğlu M. Şerif Paşa, daha sonra çok tanınan biri oldu. Hüseyin Paşa’nın, Kürd Said Paşa adlı oğlundan başka, Ahmetİzzet (Kambur İzzet, 1871-1919) adlı oğlu Dahiliye ve Evkaf Nazırlığı yaparken diğer bir oğlu Miralay Süleyman Paşa(…-1919) II. Abdülhamid’in yaveriydi.[8]  

Hüseyin Paşa Xanzade’nin üç oğlu önemli görevlerde bulunurken kızı Safiye Hanım da Baban Mirliği mensuplarından tanınmış biri olan Mustafa Yamulki Paşa ile evlendi. Kürd Said Paşa’nın üç kardeşi (Safiye, Kambur İzzet, Miralay Süleyman) gibi, oğulları Fuad Paşa (…-1954)ve M. Şerif Paşa (1865-1951) da tanınan kişilerdi. 1898-1908 yılları arasında on yıl Osmanlının Stockholm Büyükelçisi olarak görev yapan Şerif Paşa, 1919 yılında başlayan Paris Barış Konferansı’na Kürd delegesi olarak katıldı.

Şerif Paşa, 1890 yılında, Halim Paşa’nın[9] kızı, yani Kavalalı M. Ali Paşa’nın torunu, Prenses Emine Halim Hanım’la (1868-1926) evlendi.[10] 1913-1917 yıllarında, yani İttihat ve Terakki döneminde Osmanlı sadrazamı olan Said Halim Paşa (1864-1921) da Halim Paşa’nın oğlu, yani Emine Hanım’ın ağabeyi olduğu için, aynı zamanda Şerif Paşa’nın kayın biraderiydi.

       3-) YAMULKİXAN (YAMULKİ) AİLESİ 

Kökleri, önemli Kürd aşireti Bilbasilere dayanan ve sonraları Yamulkixanlar diye adlandırılan aile, 17. yy sonlarında, Baban Mirliğinin başında Mir Tîmurxan varken Süleymaniye’nin kuzeyine yerleştiler. Burada aile liderlerinden Mela Mustafa-II, Hawraman Aşireti Reis’inin kızı Yamulkixan’la evlendi. Yamulkixan çok etkin bir kadın olunca, aile sonraları bu adla anıldı.   

Yamulkixan ailesinin ileri gelenlerinden Aziz Yamulki’nin oğlu Mustafa Yamulki, erken dönemde İstanbul’a geldi. Subaylık ve konsolosluk yaptı. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, Mustafa Yamulki Paşa (1866-1936) olarak tanındı. 1888’de, Kürd Said Paşa’nın kızı Safiye Hanım’la (Şerif Paşa’nın halası) evlendi. 1919’da Kürdistan Teali Cemiyeti’nde yer aldı, 1920’de Ermeni katliamlarına karışınlar için kurulan Divan-i Harp’te başkanlık yaptı. Oğlu Abdülaziz Yamulki (1890-1982), kızları, Zehra (1892-…) ve Dr.Encum Esma (1894-1968) de tanınmış kişilerdi. Encum, Avrupa’da öğrenim görmüş uzman bir doktordu. 1919 yılında kurulan Kürd Kadınları Teali Cemiyeti başkanlığı yaptı.

19. ve 20. yüzyılda, Babanzade ailesinden Kürd ulusal mücadelesinde ön plan çıkan bazı önder ve aydınlar şunlardır:

  • Babanzade Abdurrahman Paşa (1770-1813)
  • Babanzade Ahmed Paşa (1795-1847)
  • Kürd Said Paşa (1834-1907)-Şurayı Devlet Başkanı
  • Mustafa Zihni Paşa (1848-1929)-Ünlü vali
  • İsmail Hakkı Baban (1876-1913)-Zihni Paşa’nın oğlu
  • Süleyman Hikmet Baban (1880-1946)-Zihni Paşa’nın oğlu
  • Hüseyin Şükrü Baban (1890-1980)-Zihni Paşa’nın oğlu
  • Şerif Paşa (1865-1951)-Kürd Said Paşa’nın oğlu
  • Fuad Baban (Kürd Said Paşa’nın oğlu)
  • Abdülaziz Baban (İTC’nin önemli isimlerinden)
  • Mustafa Yamulki Paşa (1860-1936)
  • Abdülaziz Yamulki (1890-1982)
  • Dr. Encum Esma Yamulki (1894-1968)

Kürd ulusal mücadele tarihinde, Bedirxanlar, Babanzadeler, Cemilpaşazadeler, Nehriler, Mükriyaniler (Doğu Kürdistan), Barzaniler (Güney Kürdistan) ve Celîl Ailesi (Kafkaslar) gibi aile mensuplarının önemli yerleri vardır.

Bu yazıda konumuz olan Babanzadeler, Kürd ulusal mücadelesinde, Bedirxanlar kadar bilinmiyorlar. Büyük oranda İstanbul’da yaşamak zorunda kalan Baban ailesi mensupları ve ileri gelenleri, diğer ailelere göre daha erken asimile oldular, İstanbul’da eriyip gittiler… [11]

      /CT/

  


[1]  Metin Atmaca, Kürd Tarihi Dergisi, Eylül-Ekim 2025, Sayı: 20, s. 36

[2]  Edip Bukarlı, 19.YY Osmanlı Devlet Adamı Mustafa Zihni Paşa’nın Hayatı ve İlmi Kişiliği, Libra Yayınları, 2019, s. 91

[3]  Hetawî Kurd dergisi, Ocak 1914, Sayı: 3

[4]  Dicle-Fırat dergisi, 6 Ocak 1962, Sayı: 4

[5]  Hetawî Kurd dergisi, Şubat 1914, Sayı: 4

[6]  Musa Anter ve Yaşar Kaya, anılarında ondan uzunca söz ederler.

[7]  Murad Civan blog. 03.07.2017 (Suat Ak, Necip Fazı ve Büyük Doğu, Büyüyenay Yayınları, 2016)

[8]  Rohat Alakom, Şerif Paşa, Bir Kürd Diplomatının Fırtınalı Yılları, Avesta Yayınları, 2011, s. 20

[9]  Halim Paşa (Mehmet Abdülhalim Paşa), Mısır Hidivi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın yedi oğlundan biridir.

[10]  Roma’da ölen Şerif Paşa’nın mezarı, sonradan eşinin yanına Kahire’ye taşındı.

[11] Babanzadeler için bazı kaynaklar:

a) Edip Bukarlı, 19.YY Osmanlı Devlet Adamı Mustafa Zihni Paşa’nın Hayatı ve İlmi Kişiliği, Libra Yayınları, 2019

b) Rohat Alakom, Eski İstanbul Kürdleri, Avesta Yayınları, 2011

c) Rohat Alakom, Şerif Paşa, Bir Kürd Diplomatının Fırtınalı Yılları, Avesta Yayınları, 2011

d) Celâl Temel, İlk ve Orta Kuşak Kürd Aydın ve Önderleri, İsmail Beşikci Vakfı, 2023


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Bu yazı toplam 1 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 09:22:23