Jerusalem Post: ABD, PJAK’ı ‘terör’ listesinden çıkarmalı

Zach D. Huff, İsrail Savunma Dairesi’nde görev yapmış ve 2015’ten bu yana Kürtler ve Kürdistan sorunu hakkında The Jerusalem Post, New York Times, Associated Press gibi birçok uluslararası medya platformunda yazıları yayınlanan bir akademisyendir. Huff makalesinde, 7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e saldırısında İran’ın rolü, bölgedeki vekil güçlerle ilişkisi, Türkiye’nin Hamas’ı “terör” örgütü olarak görmemesinin sonuçları ve ABD’nin İran siyasetindeki tavrını değerlendiriyor.

Çetin Çeko

24.11.2023, Cum | 14:43

Jerusalem Post: ABD, PJAK’ı ‘terör’ listesinden çıkarmalı
Makaleyi Paylaş

İsrail-Hamas savaşının devam ettiği bu günlerde, sağ eğilimli Jerusalem Post gazetesinde 23 Kasım tarihinde Zach D. Huff imzalı, “ABD, İranlı Kürt örgütünü ‘terör’ listesinden çıkarmalı” başlığıyla bir makale yayınlandı.

Zach D. Huff, İsrail Savunma Dairesi’nde görev yapmış ve 2015’ten bu yana Kürtler ve Kürdistan sorunu hakkında The Jerusalem Post, New York Times, Associated Press gibi birçok uluslararası medya platformunda yazıları yayınlanan bir akademisyendir. Huff makalesinde, 7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e saldırısında İran’ın rolü, bölgedeki vekil güçlerle ilişkisi, Türkiye’nin Hamas’ı “terör” örgütü olarak görmemesinin sonuçları ve ABD’nin İran siyasetindeki tavrını değerlendiriyor.

2009’da ABD’de Demokrat Parti’nin başkan adayı Barack Obama’nın seçilmesinden iki hafta sonra, ABD Hazine Bakanlığı, Kürdistan Özgür Yaşam Partisi’ni (PJAK) terör örgütü listesine aldı. Bu kararın yanlış olduğunu belirten Huff, PJAK’ın 2004’te laik bir Kürt örgütü olarak kurulduğunu, sivillere karşı herhangi bir eylemi olmadığını ve despotik İran molla rejimi dışında herhangi bir hedefinin de bulunmadığını ifade ediyor.

Yazıda, Rojava Kürdistanı’nda PYD ve YPG’nin PKK ile olan örgütsel ve ideolojik ilişkisine benzer şekilde PJAK’ın da PKK ile bağlantısına işaret edilmektedir. Ayrıca, Rojava Kürdistanı’nda IŞİD’in büyük ölçüde etkisiz hale getirilmesinde söz konusu Kürt güçlerinin, ABD ve uluslararası Koalisyon ile işbirliği yaparak başarılı bir şekilde faaliyet gösterdikleri belirtilmektedir. ABD’nin aynı zamanda bölgedeki İran tehdidine karşı laik ve seküler Kürt örgütü PJAK ile işbirliği yapılabilme potansiyeline dikkat çekilmektedir.

Hoff, İran’da Tahran rejimine karşı mücadele eden tek gücün PJAK olmadığını belirtmektedir. Aynı zamanda İran Kürdistan Demokrat Partisi, Komala partileri ve Kürdistan Özgürlük Partisi’nin de mücadelenin bir parçaları olduklarını vurgulamaktadır. PJAK’ın “terör” örgütü olarak tanımlanmasının, tüm Kürtlerin ve genel olarak İran muhalefetinin rejime karşı birleşik bir cephe oluşturma kapasitesine zarar verdiği makalede ifade edilmektedir.

Uluslararası toplum, İran muhalefetinin ABD ve Avrupa’da faaliyetine yasal ve meşru zemin yaratmak için 26 Ocak 2009 tarihinde Avrupa Birliği Konseyi, üç yıl aradan sonra da ABD, Halkın Mücahitleri’ni terör örgütü listesinden çıkardı. Bölgedeki ve İran’daki gelişmelere göre PJAK için de benzer bir yolun izlenmesi ihtimal dışı değildir.

Yazıda, Joe Biden yönetiminin İran politikası eleştirilmektedir. ABD’nin İran ile doğrudan gerginliği tırmandırmaktan kaçındığı, bu yaklaşımın İran’ı cesaretlendirdiği ve ABD’nin caydırıcı rolüne zarar verdiği ifade edilmektedir.

Ayrıca, ABD’nin devlet dışı müttefiki vekil güçlere gerekli desteği sağlamadığı, özellikle Irak ve Suriye’de IŞİD’e karşı sahada mücadele eden ve özerk oluşumlar elde eden Kürt güçlerine yönelik, Tahran ve Ankara’nın askeri ve siyasi baskılarına karşı Washington’un yeterli destek sunmaması eleştirilmektedir. Bu durumun, Kürtlerin elde ettikleri özerk oluşumların çöküşe doğru ilerlemesine neden olduğu belirtilmektedir.

Huff, İran bağlantılı vekil güçlerin bölgede daha rahat hareket ettikleri, bileşenleri vasıtasıyla Güney Kürdistan’da bulunan Doğu Kürdistanlı grupları bölgeden çıkarmak ve tasfiye etmek için yoğun baskısına dikkat çekiyor. Doğu Kürdistanlı Kürt grupların İran’a karşı fırsat kolladıkları, ancak Batı’dan gerekli diplomatik ve askeri desteği bulamadıkları için pasif düzeyde kalmaya mecbur bırakıldıkları belirtiliyor.

Huff, PJAK’ın “terör” listesinden çıkarılmasını Ankara açısından ise şöyle değerlendiriyor: “Bu adım, Türkiye’ye herhangi bir tehdit oluşturmadan, ABD’nin ciddiyetinin ve baskısının altını çizmeye yardımcı olabilir. Buna ek olarak, taktiklerini daha da değiştirmek için PKK ile daha güçlü bir Amerikan ilişkisi kurmayı sağlayabilir ve Türkiye-PKK çatışmasını nihai bir sonuca vardırmak için kapıyı aralayabilir.”

Huff’un makalesini yorumlarsak; İsrail’de birçok politik ve askeri çevre, İran, Irak, Türkiye ve Suriye’nin İsrail karşıtı siyasetine cevap vermek için Kürdistanlı güçlere lojistik, ekonomik ve diplomatik destek sağlamayı savunuyor. İsrail, Güney Kürdistan petrolünün yüzde 70’ini satın alarak Kürdistan’a ekonomik destek verdi. Rojava Kürdistanı’na dolaylı yoldan sessiz yardımda bulundu. Ancak İsrail’in bölge siyasetinde tek başına Kürdistan hareketlerine destek vermesi yeterli değil. Bu nedenle İsrail’in ABD’nin ve uluslararası toplumun desteğine ihtiyacı var.

Huff, PKK-İran veya İran-PKK ilişkisine ve ilişkinin derecesine dair yazısında bir belirlemede bulunmamıştır. Bu, makalede önemli bir eksikliktir. Bu nedenle ABD’nin, PKK-İran ilişkisini kesmesi sanıldığı kadar çok kolay bir hamle gözükmemektedir. PKK, pragmatist bir harekettir ve bölgede boşluklardan ve çatlaklardan yararlanmayı ustaca kullanma beceresine sahiptir. ABD’nin bugünkü Ortadoğu siyasetindeki zikzakları da buna eklersek, PKK’nın İran ile ilişkilerini bozmasına ne PKK içindeki İran kanadı ne de İran buna müsaade edecektir. Bu durum, PJAK’ın Tahran’a karşı duruşunu da etkileyecektir.

PKK, Ankara ile masaya oturmada ve ABD veya başka bir aktörün olası arabuluculuğuna itirazı olmaz. Tersine, bunun gerçekleşmesi için tavizler de verebilir. Fakat Ortadoğu bağlamında PKK’nın İran karşıtı, Batı veya ABD yanlısı bir pozisyon ve safta durma ihtimali şuan zayıftır. Bu ihtimali ortadan kaldıracak veya PKK içinde İran taraftarlarının elini zayıflatacak en önemli kart, ABD’nin Rojava Kürdistanı’nda PYD, YPG’ye verdiği desteğin Kürtlerin kazanımları lehine meyvelerini vermesiyle olabilir.

ABD ve uluslararası toplum, Rojava Kürdistanı’ndaki kazanımları korumada ve kalıcı hale getirmede Ankara, Tahran ve Şam’a karşı siyasi güçlendirme yapmadıkça, taraflar arasında karşılıklı güvene dayalı bir ilişki de olmaz. ABD ve İsrail, PKK’yı ancak süzgece konmuş buzun ömrü kadar ellerinde tutabilirler.

Bardağın boş tarafından bakıldığında durumun bu olduğu gözükebilir; ancak dolu tarafından bakıldığında ortaya çıkan bir başka realite vardır: Kudüs'ün Kuzey Kürtlerine yönelik siyaseti, doksanlı ve iki binli yılların başındaki gibi olmadığıdır. PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Şubat 1999'da Ankara'ya teslim edilmesinde İsrail gizli servisi MOSSAD'ın rolü bilinmektedir.

Ankara, Hamas’ın İsrail karşıtı operasyonlarına destek verirken, Kudüs de eli kolu bağlı gelişmeleri izlemedi. İsrail güvenlik uzmanlarının yazdıkları makalelerin satır aralarında PKK’ye karşı savaşta Ankara’ya İHA teknolojisinin transferinin engellenmesi ve Jerusalem Post’un, 27 Kasım 2020’de PKK yöneticilerinden Murat Karayılan ile Kandil’de gerçekleştirdiği röportaj, İsrail’in PKK ‘ilgisine’ işaret ediyor.

Söz konusu röportajda Karayılan, İsrail üzerinden ABD’ye mesaj göndererek, Washington’un PKK ile üçüncü aktörler üzerinden ilişkiye girmesi yerine, doğrudan ilişki kurması ve PKK’nin ‘terör örgütleri’ listesinden çıkarılması talebinde bulunmuştu. Karayılan ayrıca, temas içinde oldukları Rojava ve Doğu Kürdistanlı siyasi hareketleri ABD ile bağlantıya geçmeleri konusunda teşvik ettiklerini ifade etmişti.

İsrail son on yıl içinde Kuzey Kürtleri aleyhine olan dosyasını Kürtler lehine güncelledi. İsrailli siyasetçiler ve karar vericilerin, İran ve Türkiye’nin Hamas’a desteği ve İsrail karşıtlığı siyasetine orantılı, Kürtler ve Kürdistan kartını canlı tutacağını söyleyebiliriz. Söz konusu The Jerusalem Post’da Zach D. Huff’un makalesi de buna işaret ediyor.

X: @cetin_ceko

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

10884 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:01:49:28

Çetin Çeko

Yazarın Önceki Yazıları

ABD’nin İran siyasetinin Ortadoğu ve Kürtlere etkileri ‘Konuş! Sen nerelisin?’ KDP’nin Seçim Boykotu ve Irak Federal Kurumlarından Çekilme Olasılığı ABD’nin Irak’ı Terk Etmesi Durumunda Kürdistan’ın Ödeyeceği Bedel! KDP merkezinin bulunduğu Pirmam'a saldırı ne anlama geliyor? Irak Vilayet Seçimleri; Kürdistanlı güçler birlik olmazsa 'tartışmalı' bölgeler geri alınamaz! Peşmerge’nin ordulaşmasında fırsatlar ve engeller Macron'un Korsika’ya 'tam özerklik' vaadi Kürtler için neden önemli? ABD, Peşmerge'ye yardımı keseriz uyarısında bulundu! Kürdistan petrolünün Bağdat’ın kontrolüne geçmesinden Batı sorumludur! Gazeteci ve yazar Abit Gürses Stockholm’de anıldı 14 Mayıs seçimleri Kürt karşıtlığı üzerine kurgulandı! Güney Kürdistan’da seçimler neden zamanında yapılmıyor? HDP, savunduğu yanlış ve şaşı tarih anlayışıyla yüzleşmelidir. Olası yeni iktidarın Kürt sorununa bakışı, Güney ve Rojava Kürdistanı’na yaklaşımı 'Demokrasi' treninin son vagonu Kürtler! HDP ve 'Kürdistan seçim ittifakı' Roboski saldırısı istihbaratını ABD verdi, Türk F16’ları da vurdu! KYB, Erbil’de üst düzey terörle mücadele görevlisini öldürmekle suçlanıyor! Doğu Kürdistan ve İran’dan çıkaracağımız dersler Kürdistan tarihi, fırsatları yakalamanın ardından kaybetmenin tarihi olmamalıdır! Olası Ankara-Şam yakınlaşmasında Rojava Kürtleri kazanımlarını nasıl koruyabilir? İsveç ve Finlandiya’nın olası NATO üyeliğine sadece Kürt penceresinden bakmak yeterli mi? Erdoğan, NATO krizi ile Kürt sorununu uluslararası platforma taşıdı Abit Gürses’in anısına! Güney Kürdistan doğalgaz projesi yeni bir müzakere süreci başlatır mı? Biden, KDP ve KYB’yi uyardı! Güney Kürdistan’da ifade ve basın özgürlüğü ihlalleri Dava adamı Şerafettin Kaya Bağdat, Kürdistan’ın federal statüsünü sorguluyor Çin, Kürt dosyasını açtı! Türkiye-İsrail yakınlaşması Kudüs’ün Kürt siyasetini nasıl etkiler Türkiye'nin ABD ve Rusya’ya Kobani rüşveti Bir sessizlik tarihi: Mele Mustafa Barzani’nin İsrail ziyaretleri Dünya’nın ilk kadın hahamı Kürdistanlı Osnat Barzani Batı, Güney Kürdistan’ın demokrasi notunu düşürdü! Geçmişle yüzleşmek, tartışma kültürü ve üslubu üzerine Kürdistan petrolünü dünyaya pazarlayan Pakistanlı Murtaza Lakhani 'Kürt Hâkim' kurşunla değil, iğneyle katledildi! ABD, Taliban ile olası barışı, Kürt sorununda Türkiye’ye emsal mi gösterecek? T.C Kürtçeyi yasaklamak için bütün devletlerin ikinci resmi dillerini yasakladı! Güney Kürdistan’da yolsuzluk ve kayıt dışı ekonomi! İsrail’in Rojava Kürdistanı siyaseti İbrahim Barış Anlaşması ve Kürdistan'a etkisi Rusya’nın Kürt kartı, kimin lehine kimin aleyhine? Rusya, S-400 alımı karşılığında Afrin'i Türkiye’ye mi verdi? KDP ve PKK düşmanlığı kime ne kazandırır? Rojava Kürtleri; birlikte başarıp tarih yazabilecekler mi? PYD-ENKS Anlaşmazlığında KDP-KYB Barış Süreci TC’nin Kürt ‘Afları’ Xelîl Ağa, İsmail Beşikçi, Fikret Otyam ve Can Yücel Erdoğan, Enver Paşa ve İttihat Terakki’nin ayak izinden gidiyor ABD, İran, Irak üçgeninde Kürtler Irak’ı Bu Kez Kürtler Değil, Araplar Parçalayabilir Erdoğan’ın Kobani planı Rojava Kürtleri, hem aranan hem de terk edilen aktör oldular 'Barış Koridoru' yazılır, işgal okunur Seçimin bir diğer kaybedeni Öcalan oldu! Olası Basra federasyonu ve Kürdistan’a etkisi Yabancı Gözüyle 'Kürdistanilik' Türkiye modeli güvenli bölge: Kuzuyu kurda emanet etmek ABD’nin Suriye siyasetinde Kürtler ve Türkiye Suriye, siyasi süreç ve Kürtlerin temsili Kürt seçmen davranışı ve 24 Haziran Geçmişi Hatırlamak Kurtuluşun Sırrıdır! Türkiye, Afrin’i almak değil, Diyarbakır'ı kaybetmekten korkuyor! Kürdistan için yeni bir nefes: Rusya! Kürdistan’a yaptırımlar bağımsızlık sürecini hızlandırabilir Referandum ve Kerkük travması Kürdistan’a yaptırımlar Erdoğan’ı iktidardan edebilir Bağdat ikinci kez Kürtlerden kaçıyor Güney Kürdistan bağımsızlık referandumu ve sonrası Federalizmi Irak’a Kürtler getirdi Uluslararası toplum ve Kürtler Kürtlerin sistemi etkileme ve kilitleme gücü Güney ve Kuzey’de ‘Kürdistani’ kavramı Güney Kürdistan Bağımsızlık Referandumu ve Olasılıklar AKP ve KDP Kürtlerde ‘Hayır’ ve ‘Boykot’ Güney Kürdistan’ın bağımsızlığında iki örnek Türkiye’nin YPG ile dolaylı ateşkesi Kürtlerin Seçilmişleri Mebus Değil Mahpus Uluslararası toplum, müttefiklerinin Kürt kamburunu taşımak istemiyor Türkiye, Kürtler için yaptığı kafesin mahkûmu Türkiye’de darbe geleneğinin tarihsel kodları Rusya’nın 'Türkiye, IŞİD'i destekliyor' iddiası ne olacak? HDP, 23 Nisan 1920’yi savunacağına hesaplaşmalıdır AKP medyası Gülen Cemaati’nin asılsız bilgilerini Kürt sivil kurumlarına karşı kullanıyor Sri Lanka-Türkiye, Tamil Kaplanları-PKK benzerlikler ve farklılıklar Kürt sorunu ekseninde Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı Demokratik özerklik neden kalıcı çözüm olamaz?
x