Herkes farklı nedenler ile savaşa karşı çıkıyor. Tepkilerde farklı, kimi yere kola dökerek, kimi İsrail bayrağını yiyerek, bir kısımda barış diyerek... Kimse kimseyi kandırmasın, savaşın nedenleri kaldırılmadan, kaldırılması için mücadele etmeden savaşlar olacak ve devam edecek. Savaşlarda en büyük acıyı kadın ve çocuklar yaşar, bu sadece sonuçtur. Savaşın diğer önemli bir sonucu da en masum insanlar bile savaşta canavar haline getirebilir ve çocuk katili yapabildiği gibi en korkak insanları da kahramanlara dönüştürebilir. Merak edenler için İlyas Erenburg'un yazdığı Paris Düşerken, Fırtına ve Dipten Gelen Dalga kitapları 2.paylaşım savaşının insanları nasıl etkilediğini anlatan okunması gereken kitaplardır.
Savaşlara engel olmak isteyenler önce savaşa neden olan sorunları taraf olmadan önce doğru tespit etmeleri gerekiyor. Savaşa neden olan sorunlardan işine geleni görüp, gelmeyeni görmezden gelmek ile savaşlara engel olunamaz. Din savaşları gibi önyargılar ile değerlendirilen savaşların sonu gelmez.
"ABD'nin Ortadoğu’da ne işi var" demeden önce Saddam Hüseyin'in sadece Enfal adını koyduğu (Savaş ganimeti) katliamda 180.000 Kürdü katlettiğini, canlı canlı Irak çöllerinde gömdüğünü, Rojava'da kendi Ata yurdunda yaşadığı halde vatandaş sayılmadığı için kimliği bile olmadan gayrı insani koşullarda yaşadıklarını, kimliği olanların da eşit vatandaş sayılmadığı ve belli bir program çerçevesinde asimilasyon amaçlı mecburi iskana tabi tutulduğunu bilmek ve bildiğini söylemek gerekiyor. ABD gelmeden önce Ortadoğu çok mu sakindi? Ortadoğu’yu gelip karıştıran ABD derken bundan kimlerin ve neden rahatsız olduklarının da belirtilmesi ve
"Akdeniz'de ABD savaş gemilerinin ne işi var?" demeden önce Akdeniz'in artık Osmanlı'nın eskisi gibi iç denizi olmadığını, kabul etmek gerekiyor.
Gerçek görülmeden, dillendirilmeden savaşlara karşı tavır alınamaz.
Daha önce belirttiğim gibi İsrail ile Filistin arasında yıllardır devam eden savaşın nedeni toprak sorunudur. Yine tekrar etmekte yarar var, Filistin ile İsrail arasındaki sorun iki ayrı devlet olma sorunudur. Filistinliler ayrı devletlerinin olmasını, İsrailliler Arap kuşatması altında olan ülkelerinin geleceğini güvenceye almak istiyor. Netanyahu ve Haniye'nin istediği gibi Musevi ve Müslüman savaşına dönüştürüp birbirinin diğerini yok etmesi ile değil komşu iki devlet olabilmeleri savunmak olması gereken barışın tek yolu.
Önce bu savaş benzer yanlarıyla bana Türkiye'deki Hendek Savaşını (2015) hatırlattığını belirteyim. Sağlıklı değerlendirme yapabilmek için Hamas güç dengesinin aleyhine olduğu ve kazanma şansının en ufak bir ihtimal dahilinde olmadığını bile bile bu topyekün saldırıyı neden başlattığının nedenlerini herkes araştırmalı. Netanyahu'nun Filistin halkına karşı "ne kadar zalim olabileceği" nasıl bilinmez? Bunu anlamak için illa savaşı başlatmak mı gerekiyor? Biliniyorsa Hamas haddini aşan ve sonucu belli bu savaşı neden başlattı? Gazze'de sivil halkın zarar göreceği belli olmasına rağmen bu saldırıyı kimin çıkarı için yaptı?
"Halk adına" yapıldığı iddia edilen her eylemin söylendiği gibi halkın yararına olmayacağı gibi, halka zarar veren her eylemlerin arkasında durmak ta doğru bir tavır değildir.
Terör örgütlerini kendine göre ayrıştırıp işine yarayanları terör örgütü değil diyerek mücahit (inanç uğruna savaşan) yapıp kimse aklayamaz. Amaç ne olursa olsun, hangi kutsal değerler ile süslenirse süslensin sivil insanları hedef alan her eylem terör eylemidir, eylemi yaptıran terör örgütüdür.
Hamas'ın sivil halka yaptığı terör saldırı olduğu gibi Netanyahu'nun Gazze'de sivil insanların ayırımını yapmadan saldırması da devlet terörüdür.
Secim öncesi "Biz düşersek Gazze düşer, biz kaybedersek Filistin kaybeder" denmişti. Filistin halkının sorunu Türkiye'de seçimlerde olduğu gibi iç politikada da kullanılacak malzeme değildir ve olmamalı.
Dış politika "Tavşana kaç, tazıya tut" üzerinden kurgulanamaz. İsrail kurulduğunda (1948) ilk tanıyan ülkenin Türkiye'nin olduğu da unutulmamalı.
Rusya'nın Kırım'ı açıkça isgal edip Ukrayna'ya saldırısına karşı alınan tavırda da ABD karşıtlığı belirleyici oldu. Savaş karşıtı geçinenlerin çoğunluğu ülkesi işgal edilen Ukrayna'nın yanında değil işgalci Rusya'nın yanında tavır aldı. Hamas ile İsrail savaşında da MHP dahil, Türk İslam sentezcileri ve Türk solcuları ortak ABD karşıtı çizgide buluştu. Çünkü hepsinin görüşünde Kemalizm’in etkisi ve Kürd fobisi var. Acaba Türkiye'de Kürd sorunu olmasaydı bu ortak tavır mümkün olabilir miydi?
Belirtmekte yarar var İsrail halkının çoğunluğu ve ülke dışındaki Yahudiler savaş öncesi olduğu gibi bu savaşta da Netanyahu aleyhine ve barıştan yana eylemler yapıyorlar. Gazze'ye yapılacak kara harekatı öncesi askere moral verme gezisine çıkan Netenyahu'ya "Sizin yüzünüzden arkadaşlarım öldü" diyen İsrail askerini televizyonlarda izledik. Türkiye'de evladı ölenler bile bu tepkiyi gösteremez. Gösteren olsa bile yayınlanmaz. Bütün kirli savaşlarda olduğu gibi Netanyahu'yu ve saldırılarını durduracak olan yine kendi halkı ile aydınlarının yaptığı eylemler olacaktır. Aşağıdaki iki farklı ülkede çekilmiş, iki resimdeki benzer yıkımın nedeni kirli savaştır. Birini görüp diğerini görmezden gelmek olmaz.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.