Bir MDD Varmış, Bir Kuzey Yokmuş

Aziz Yağan

15.09.2024, Paz | 11:29

Bir MDD Varmış, Bir Kuzey Yokmuş
Makaleyi Paylaş

Mihri Belli ve diğer Milli Demokratik Devrim (MDD) taraftarları Kürdler konusunda paradigmaya nazaran biraz daha dünyalı ve biraz daha hakkaniyetli idi (https://www.aydinlik.com.tr/koseyazisi/milli-demokratik-devrim-deyince-akla-o-gelir-131992).. Kürd gerçeğini tanıyor, yakın tarihte yapılan haksızlık ve katliamları anıyorlardı. Ancak, kimi Kürdün ayrılıkçı rüya gördüğü söylentilerine karşı eski ve yeni devletin konseptine sıkı sıkıya, tavizsiz bağlıydılar. 

Öcalan ise 1972'de Perinçek liderliğindeki Türkiye İhtilalci Komünist Partisi tarafından yayınlanan Şafak Bildirisini SBF’de dağıtırken gözaltına alındı ve 7 ay Mamak Askeri Cezaevi’nde kaldı. (https://tr.m.wikisource.org/wiki/Öcalan_davası_hakkındaki_savcılık_iddianamesi). Uğur Mumcu, Öcalan’ın Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı askeri savcısı Baki Tuğ’un talebi ile serbest bırakıldığını açıkladı. (https://www.ulkucudunya.com/index.php?page=sizden-gelen-detay&kod=37)

Kuzeyli Kitleye El Koymak!

1980 öncesi MDD güçleri Türkiye’de ağırlıklı bir örgütlenme sağlamış ancak Kuzey’de bunu başaramamıştı. Kuzey’de ve diğer parçalarda bir başka başkentin soluna ya da sağına yer olmadığı, olamayacağı, tutunamayacağı 1970-80 arası süreçte belirginleşmeye ve kesinleşmeye başlamıştı. Kuzey’de bunu başarmanın, sızmanın yolu ‘Kürd vücutlu MDD aklı’ olabilirdi belki, çünkü Kuzeyli örgütler Kuzey’de doğal, kendiliğinden rağbet görüyor ve kitleselleşiyordu. Ancak, Kuzeyli yapıların günceli ve geleceği kavrama yeteneği ve mobilitesi yeterli değildi. Bir yapının yaklaşık 180 kuzeyli peşmergenin katılımı ile Doğu’da kurduğu kamp birkaç ay içinde dağılmıştı.

Şiddet Ardından Siyaset..

Bu ortamda, devletin ahvalini dert edinmiş militarist bir zihne, tarih bilincine, hıza, pratiğe, vicdana sahip MDD, kuzeyde zorun rolüne göre acımasızca pekala yol alabilirdi. Nihayetinde; kendi milleti, kendi geçmişi, zorla da olsa ‘uygarlaşma yolunda aşama kaydettirilmiş’ kendi toplumu değildi; feodaldi, ağaları, melleleri ve beyleri yerle bir edilebilirdi, yerlerinden olabilirlerdi ki bu iyi bir gelişme olurdu ve yüzyıllardır açıktan kullanılmaya karşı kolektif direnç göstermemişlerdi. Yine nihayetinde, amaçlanan ‘sürekli devrim’ meselesiydi ya da karşı devrimi durdurma meselesiydi de ve güçlü siyasal alan açabilmek, elde edebilmek için orduya karşı ‘devrimci’ şiddet uygulanabilirdi. Kürdlerin uğradığı haksızlıklar ve katliamlar da kanıtlıydı ve dramatikti; yani sosyoekonomisi, sosyokültürü farklı kesimlerin desteğine, katılımına ve ilerlemeye açıktı. Tümü yapıldı, legal siyasal alan da açıldı yani başarıldı.

PKK ile

1- Zamanla, zayıf da olsa, Kürd devletleşme riski karşıtına dönüşecek, benim ‘Mekap Devleti, PKK’ adını verdiğim coğrafyadan bağımsız, devletleşmeye karşı ancak devletimsi bir yapı oluşturulabilirdi.

2- MDD aklı, PKK’de cisimleşecek silahlı, silahsız Kürd kuvveti, şiddeti ile Türkiye’ye ayar, yön verecekti. PKK’nin Türkiye’yi yenemeyeceği ama sendeleteceği bu kesimlerden de işitilirdi, yanlış anımsamıyorsam fil ve sinek örneği verilirdi..

3- MDD, tarihsel ilişki (kuruluş ve süreklilik) geçmişinden dolayı BAAS’ın belirleyici olduğu her başkentte PKK için de (dostane patronumsu, talimatımsı) girişimlerde bulunabilir, korunma sağlayabilir, alan açabilir ve kalıcı olabilirdi. 

4- PKK’nin ‘Kürd gücü’ olduğu görüşü, inancı özellikle kendini PKK karşıtı gibi gösteren Kürd yapı ve bireylerince dile getirilirse ve savunulursa her şey rayına girer, meşrulaşırdı. Hele kimin işbirlikçi, kimin hain, kimin objektif ajan, kimin subjektif ajan olduğuna, kimin yoz ilişki kurduğuna dair PKK’nin kararı, beyanı benimsenirse hegemonya kurulabilirdi.

5- En büyük parça ve en büyük nüfusa sahip Kuzeyliler dünyanın her yerinde kriminalize edilirse; örneğin, Filistin’in saygınlığı ve savunulması gibi bir hattan, ciddiyetten, saygıdan ve hafızadan çıkarılabilirdi.

6- Kendini yönetme anlayışı çoğu zihinden silinince yani Gewer’deki bir Kürd Kırıkkale’deki bir Kürdle aynı duygu ve talep  düzeyine ve eşiğine getirilebilirdi. Kuzeyden kitlesel göçlerle Kuzey dışında yerleşik hale gelen toplum bunu bilinçsizce, kendi güvenliği için kendiliğinden sağlayabilirdi.

7- Kuzeylilerin ayrılma fikri, yapılanma ve edimi sonsuza dek kontrol ve yönlendirme yani çok fonksiyonlu bir aparat olarak güvence altına alınabilirdi.

8- Kürdün ortak sembollerine, değer verilen insanlarına ve olaylarına, ortak değerlerine karşı kimi Kuzeyliler yabancılaştırılabilir, düşmanlaştırılabilirdi: Mustafa Kemal ve Mahir Çayan’ı kendileri açısından hakkaniyetle ve özlemle ananların, bu aşkın kat kat nefret haliyle Melle Mustafa’yı, Mesud Barzani’yi anması, Şeyh Said’i kerhen anması; İhsan Nuri’yi anmaması gibi. Süleyman Şah türbesine gösterilen olumlu hassasiyetin ve dayanışmanın benzerinin hendeklerde birçok milliyet, inanç ve kültürün var ettiği değerlere ortaklaşa gösterilmemesi gibi..

9- Kuzeydeki hemen her evden en az bir ölüm, bir tutuklanma, bir sürgün yoluyla geniş kesimler nesiller boyu (terörist eylemler de yapmış olsa, uygar dünyadan dışlanmış da olsa) PKK’ye duygusal olarak bağlanabilirdi: Hiç öcü alınamayacak, ağlaşılacak, sinilecek ama hep diri tutulacak intikam, kayıp ve nefret örgütlemesi.. 

10- Diyarbakır’ın iradeleşme, karar verici gücünün unutturulması, acizleştirilmesi..

11- Diğer parçalarda yaşanacak Kürd kazanımlarına, olumlu gelişmelere müdahale, engelleme, karalama, küçümseme, ortak duygu yaratmama aracı olarak kullanılabilirdi ve bu müdahale, Kürd toplumunda kafa karışıklığının ve bölünmelerin, saflaşmanın nedeni olarak kolayca devam ettirilebilirdi. Örneğin, yaklaşan Güney riskine karşı önlem alınabilirdi. Saddam’ın Enfal katliamı yüzünden bu önlem işe yaramadı, Irak’ı işgalinin en önemli gerekçesi olarak Kürdleri kurtardığını belirten Amerika Güney’i korumasına aldı ve bu nedenle bu hedef günümüzde ‘işbirlikçi, ilkel feodal, aşiretçi, soyguncu Barzani ailesine ve KDP’ye karşı Apocu nefretine’ dönüştürüldü; dahası, Türkiye solu ile ortak nefrete..

12- Sanal bir ‘vatan ortaklaşması’ yoluyla Türkiyelileşme sözleşmesi solcular, demokratlar ve rejimin ılımlılaştırdığı inançlılar arasında geçerli olmalıydı. Ümmetçi, Osmanlıcı kesimlere taviz vermemeliydi. Kuzeyde de toplum bu fazlarda tutulmalı ve faz sınırları öfke ve nefretle korunmalıydı.

13- ..

MDD, askeri ve idari bürokraside taraftarları olan kararlı bir kesimdi. Bu yapı PKK gibi özerk bir iç yapıyı örgütleme aklına, olanağına ve ona alan açma hiyerarşisine ve kolaylaştırıcılığına sahipti. 

MDD’nin günümüz aklını, hareketini acaba kim temsil ediyor!

Amerika’nın ‘bizim çocuklar’ dediği, Türkiye’de desteklediği yapısı 1980’de vahşi, tarihe geçen darbesini yaparak ‘Atatürkçü’ süreci perdelemiş ya da yeni bir ‘karşı’ darbeyi önlemiş ve aktif ‘devrimcileri’ etkisizleştirmişti. ‘Doğu’ ise darbe öncesinde kendini Kürd örgütü sayan ancak ilerleme sağlayamayan hareketli bir ortama sahipti. PKK kadroları, 12 Eylül’ün kazananı olduğunu henüz bilmiyordu (Dilipak'ın iddiası: Öcalan 1972'den beri MİT elemanı; Bahçeli, Baki Tuğ bilmiyor olamaz ). Öncesinde, Behice Boran Siverek’ten seçilerek Meclis’e girebilmişti. MDD kesimleri bu hayati açılardan dikkatlerini Doğu’dan çekmedi.

(Bir zamanlar, ‘Türkeş Diyarbakır’a giremez!’ diyen ya da Özal’ın ‘Federasyonu tartışabiliriz!’ cümlesine pratik ilgiyi, karşılığı göstermeyen ‘yurtsever, ilerici’ seçmen; eskilerden bu yana, coğrafyası ve toplumu ile alakası olmayan Boran’a, Kürkçü’ye, Aydoğan’a, Temelli’ye, Baş’a ve diğerlerine seçim kazandırmaya devam ediyor.)

MDD’nin kurduğu, donanımladığı, örgütlediği, yol açtığı PKK, Kuzeye ait bir başkaldırı, akıl, yetenek, beceri, hamle değildir; yani ona katılan Kürdler öyle sansa da, PKK hızla Türkiye’de Türkiye’nin iç ve dış sorunlarında tespitlere ve çözümlere iştahla (tarihsel tarafı ve bağlarıyla) haklı olarak dahil olmak isteyen silahlı siyasi bir güç olarak gelişti, bölgenin sorunları daha da ağırlaştı ve PKK varlığı hızla Türkiye içi şavaşa, siyasal ve sosyal iç gerilime dönüştü: MDD aklına sahip Kürd kuvveti de öncelikle 1946’dan beri kendilerine göre ‘yeşillendirilmeye’ başlanmış orduya, bürokrasiye ve siyasilere karşıydı ve bunlarla eşzamanlı olarak sonuncu devlet ile başlatılan ‘batıcı ilerlemeyi’ devam ettirecekti. ‘AKP devleti’ ile kastedilen budur. Bunları gerçekleştirmek için PKK ile sergilenen acımasızlık, insafsızlık ve radikal devrimci kararlılık Jön Türklerin ve İttihatçıların deneyimlerinden yani kolektif bilgi ve pratik birikiminden, özellikle Balkan deneyiminden izlenebilir.

Günümüz iktidarı MDD’nin başlattığı, daha sonra çeşitli iç ve dış merkezlerin desteklediği, kullandığı PKK gücüne karşı yönelimde.

İktidar, örneğin, MDD’nin Kuzey’deki legal alanını kırmayı hala deniyor ve birkaç onyıldır izlediğimiz deneme yanılma sürecinden vazgeçmiyor. İktidar, iktidarda kalmayı biliyor ancak belki de bu kesimin kodlarını henüz tam çözüp özümsemediği için ya da belki kullanışlı bulduğu için hızlı görmelere, kararlara ve önlemlere sahip değil.

Demokratik Cumhuriyet

Elbette şiddetsiz, legal yollarla MDD de savunulabilir, MDD için çabalanabilir. Hatta Kuzeyin statüsü ile Türkiye’de MDD gayreti eşzamanlı bile olabilir. Ancak, birini kullanarak diğerine zemin hazırlamak ve o birini başlangıcına, özüne, davasına aykırı hale getirmek doğru değildir, suçtur!

Evet, PKK dava örgütüdür ama Kürdün ve coğrafyasının  davasının değil. PKK, Kürdün canıyla bedel ödedi, ödemeye devam ediyor: Kuzey ve diğer parçaların yararına değil; eski adıyla Milli Demokratik Devrim, güncellenen adıyla ise Milli Demokratik Dönüşüm güçlerinin ihtirası, iddiası, nefreti, kini, varoluş mücadelesi, davası adına.. PKK’nin sebep olduğu tahribat yoluyla da elde edilen MDD kazanımlarından dolaylı ya da doğrudan nasiplenenler de avuçlarındaki bu kazanımı Kuzey ve Kuzeyli hanesine yazamazlar..

Not: Yukarıdaki anlatımda bazı isimler benzer olsa da gerçekle bir ilgisi yoktur, hayal gücüdür; gerçek olsa Kürdler ve Kürd dostları önlem alırdı.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
4507 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:01:14:14

Aziz Yağan

Aziz Yağan

Yazarın Önceki Yazıları

Hüda Par Olaylarıİlk Kim ‘KDP, Barzani İhaneti’ Dedi!Kayyum Ayanasında Görünenleri SeçebilmekRadikal Demokrasi İhraç Eden Kürde Demokrasi Yok mu!Nezihe’siz, Menderes’siz Bölge fakat XYP’li Kürd!Seçimler (IX): Hangi Seçmen HAK-PAR’a Şans Oyu Verebilir?Seçimler (VIII): PAK ve Tevger’in HAK-PAR DesteğiSeçimler (VII): PKK’den Erdoğan’a DestekDemirtaş, HDP, YSP için PKK! Seçimler (VI): HDP ve YSP’siz Millet İttifakı!Seçimler (V): Seçilmişlerin OrtaklığıDeğerler.. Bedeller.. Değerler..Ahmet Türk ve Kürd Halkına Düşman Ahlaksız Kürd!Seçimler (IV): Kötünün İyileştirilmesi mi, İyiye Dokunulmazlık mı?Seçimler (III): HÜDA PAR’la HatırlatılanSeçimler (II): Bizi …’lileşmekten Kim Koruyacak?Bursaspor Stadının İçi ve DışıSeçimler (I): Kürdün Cumhurbaşkanlığı Seçimi Körleşmesi Deprem Bölgesinin Gönüllüleri Partiler Kürdce Anadilinde Eğitim, Kürdler, Cumhurbaşkanı SeçimiParis Kürd Katliamı, PKK ve Kürd PartileriPKK mi, HİZBULLAH mı, JİTEM mi?ASALA’laşan PKKSuçluları ve Suçlarını Öven DevrimcilerLegal Apocuların Demokrasi İttifakı ve ‘Kurdi’ Ayak Legal Apocuların Olası Yeni ‘Bedel Ödeme Zamanı’Bölgenin Yaklaşan Zamanı ve BilincimizKuzeyliliğin Esasları ve PKK’ciliğin EsaslarıPKK’nin, Apocuların, PKK’cilerin Kimyasal Silah Kullanıldığına Dair İddiasıPKK’nin Bölgemize, KBY’ye Savaş Tehdidi ve Kuzey ToplumuAziz Yağan: Kürdce mi, Statü mü, Yoksa İkisi Birden mi?Berlin, Kiev, DiyarbakırKimi Kürdler HDP için Yine KürTleşmenin EşiğindeÇocuklarını Yiyen ve Yedirten Kürd Toplumu (I)Kürdce, KürD Hareketi ve KürT AydınlarıGri Alan, Beyaz Alan, HAK-PAR, Kürd SeçmenKılıçdaroğlu, Bablekan ve İmralıKimi Kürdün Adalet, Eşitlik, Yardım İsteme BiçimiKürdler Öfkeli Türk Kalabalıklarından Nasıl Korunabilir?Orman Yangınları, HDP, Öfkeli Türk Kalabalıkları ve KürdlerManavgat Yangını ve Yaklaşan Şiddet TehlikesiHDP’nin Kürde Kaybettirici, Kutuplaştıcı PolitikasıAfyon ile Kuzey Arasındaki Mekik Kaç Zengin, Kaç Vekil Çıkarır!İğneli Beşik, Mum Söndü, Kuyruklu’dan İlk Gece Hakkı’naEdebiyat Editörü, Yazar, Taşra Gönüllüsü Kürd Yazar (II)Edebiyat Editörü, Yazar, Taşra Gönüllüsü Kürd Yazar (I)Aldatılanı AldatmakCoğrafi Statü ve Kültürel Kimlik AyrımıPKK’den İbrahim Güçlü’ye Bir Tehdit Daha Kürdler ve Ankara İttifaklarıOlası Şengal Katliamını Kürdler DurdurabilmeliHDK ve Kürdistani İttifak ÇalışmasıKürdler Yeni Anayasada Nasıl Yer Alabilir?Ankara’da İstenmeyen HDP’nin Kaderi Kimin Elinde? Kürdce Anadili Kampanyaları ve Sivil AlanKürdlerde ”Şimdi” nin İcadı ve İnşası(*) Trump Kürd Olsaydı Bazı Kürdler O’na Terörist Der miydi!Kürd Reformu Söylentilerindeki EksikKürdistan Bölgesel Yönetimi Ne Yapmalı?PKK’yi Yabancı Bir Örgütten Tanımak, TanımlamakPKK’nin Yeri Neresi?Düşmanları SevindirmeyenlerKBY, PKK için Önlemler AlmalıdırKürdistan Bölgesel Yönetimine ÇağrıEy Dünya, Kötülüğün Kaynağı Bu Kez AhiretsizlerKürdlerin HDP'ye mesafesiLeyla Güven’in Kürdlüğü, Berberoğlu’nun TürklüğüOsman Baydemir Apocu mu, değil mi!KürT aydını ile KürD aydınıÖcalan, Aidan James, PKK PKK’yi Terk Edemeyenler''Benim Ülkem Dilim'': Topraksız ve StatüsüzÇerçeve (I): KangrenKulp’ta Beş Kürd Daha ParçalandıŞeyh Abdulkerim Çevik’i Öldürmeyeceksin!Uygur Türkleri, Kürdlerin Yaklaşımı ve Dünyanın Geri KalanıSıra Kürd Dili ve Kültüründe mi?Tanrı Vardır ve Adı da Petrunya’dırKürd Temsiliyeti de Nesi?Ayrışalım (III) -Rojava Kahramanları-Ayrışalım (II)AyrışalımSUSAMAM, rapçı Miraç, Kürd YanılsamasıKarşılıksız Aşığın Kürd HaliKayyım Atamaları Kime Karşı: KürDlere mi, KürTlere mi, Halklara mı?İyaz bin Ganem’e karşı İlhan Diken!!!Bağlar Belediye Meclisi: Medeni Ölüm 160 TLİstanbul’da Seçmen ve Aday UyumuKürdler İçin de 'Her Şey Çok Güzel Olsun!'Selçuk Mızraklı, Zorbalık, Handan EkiciCumartesi Anneleri ve Sivil Alan24 Haziran’da ne yapmalıyız?HAMLE: Şuursuzluğa KarşıHAMLE: Ciddiyete Davet!Onur Ünlü’den ‘Gerçek Kesit: Manyak’HAMLE: Yerel Seçimleri Kazanmak, ama Nasıl?Afrin’de Siviller Öldükçe Güçlenmek!HAMLE: Peki ama Hangi Partiyle?HAMLE: Reform için Yerel SeçimlerFerdinand: Daima kendiniz olun ve Tres’e ne olduğunu sormayın!Beden ve Ruh: Bağımsız KişiliklerAli Kemal Çınar û GéncoKemal’in ‘Adalet’i ve Kürtlerİşkenceciler Çocuklarını Sevebilir mi?İllegalite ve KürdlerSesi kesilen taşlar ve onların arasında bir şair Sansüre Karşı ‘Zer’Kürdler; Rejim Yanlıları ve Karşıtlarının Fedaisi mi!Aziz Yağan-İrfan Burulday; Parlamentodaki Siyasi Partilere ve Kürd Seçmenlere ÇağrıGeçmişle hesaplaşma, yarına köprü: Geçersiz oyEvet, Hayır, Boykot ve Kürdler için 4’üncü yolBiz O Hendekleri …!Ariel’den Arielle’ya: Küçük Deniz KızıTürkiye, Almanya, Hollanda ve Nefret SöylemiVank’ın Çocukları: Tarihsel Hakikat MücadelesiAziz Yağan: Türkiye’de toplumsal ve bölgesel anlamda Kürtlerin temsiliyeti yokturJale ve Mehmet ElbistanVatandaş Anadilinde Konuş!Kürd Tarafı ve Post-Olgusal SiyasetPrensim, Ömrümün Kalanı Sensin!Derik Kaymakamına SabotajEkşi Elmalar’a ilavetenPKK ile Nereye Doğru?Atatürk’ünü Arayan Ahmet AltanPKK Vekilleri Öldürmeyi Denedi mi!Yılmaz Erdoğan'ın Ekşi Elmalar'ıKürdler Onursuz, Benliksiz, Haysiyetsiz mi!Kürdlerin Acılarıyla Alay!İki Ustadan Kısa Bir Film: Borrowed TimeKalandar Soğuğu: Bi Dur Be Adam!Medeni Ölüm, Alternatif Model, Fahriye AdsaySevimsiz Düşünüşler...Halay, Abdullah Keskin, AvestaKoşun Kürtler, Köşede Kurtlar Şeker Dağıtıyor!Mustafa Kemal'in İçimizdeki AskerleriHaksızlık: 'Madımak: Carina’nın Günlüğü'Küçük PrensKor’u Kor YakarDemirkubuz'un Bulantısını Gözardı Etmemek GerekKuzeyliler Kuzey’e Sabitlendi mi?Kaplumbağa Kabuğu İçindeki 'Yitik Kuşlar'!Heine, Faşizm ve Romansero-BiminiKürdler ve Diğer Milletler Terörist DeğildirHendek Tatbikatı sayesinde Tanrı Türk'ü KoruyacakYas ÖyküsüCizre’de Çıkış Yokmuş, Peki Kuzey’de Var mı?İttifakın İç’ten OlanıHey Sevgilim!.. Yok BişeyLanetli Olan Mekanlar Değil İnsanlarIŞİD Alevilere saldırır mı?İç Savaş KılıftırAcildir! Tüm Kürdlerin Dikkatine!Çocuklarımızı Yedirten ÖzYönetim!Sahte Kül Kedisi Bal Kabağını Yolda YerFİLİZ KORKMAZ’ın anısınaİslami BireylereGünahkar DiyarbakırHay Way Zaman / Dersim'in Kayıp KızlarıAsasız Musa / Musayê Bê AsaHayastanAynı Yıldızın AltındaSen Aydınlatırsın GeceyiBir Dersim HikayesiHalam GeldiGünahın Dokunuşu / A Touch Of SinFare sen aslında...Pieta / Acı – Aziz YağanBir MDD Varmış, Bir Kuzey Yokmuş
x