KDP’nin Seçim Boykotu ve Irak Federal Kurumlarından Çekilme Olasılığı

Eğer bir erteleme olmazsa, 10 Haziran'da gerçekleşecek olan Kürdistan Bölgesi seçimlerine KDP'nin katılması kaçınılmazdır. Kürdistan Bölgesi'nin Bağdat tarafından gasp edilen haklarını geri kazanma ve müzakere masasında daha güçlü bir pozisyon elde etmek için KDP'nin seçimlere katılması ve meşruiyetini Kürdistanlıların oylarıyla yeniden sağlaması gerekmektedir.

Çetin Çeko

24.03.2024, Paz | 13:51 [ Güncellenme: 25.03.2024, Pts | 15:06 ]

KDP’nin Seçim Boykotu ve Irak Federal Kurumlarından Çekilme Olasılığı
Makaleyi Paylaş

Kürdistan Demokrat Partisi (KDP), 18 Mart Pazartesi günü yaptığı açıklamada, 10 Haziran'da yapılması planlanan Kürdistan Bölgesi parlamento seçimlerini boykot edeceğini duyurdu. KDP'nin bu beklenmedik hamlesi, bölgede ve uluslararası siyasi arenada şok etkisi yarattı.

KDP sözcüsünün seçimi boykot etme kararını açıklamasının ardından, Irak Bağımsız Seçim Yüksek Komisyonu (IHEC), seçim hazırlıklarının planlandığı şekilde devam ettiğini ve KDP'den seçimden çekildiklerine dair bildirim veya seçimlerin ertelenmesine dair resmi bir başvuru almadıklarını belirtti.

Başta ABD olmak üzere, Birleşmiş Milletler Irak Yardım Misyonu (UNAMI), Erbil ve Bağdat'taki yabancı misyon temsilcileri konuya ilişkin tavır ve açıklamalarını geciktirmediler. Irak ve Kürdistan Bölgesi'ndeki siyasi durum hakkındaki endişelerini dile getiren yabancı misyon temsilcileri, KDP'nin kendi rolünü üstlenmesi ve seçimle ilgili sorunları ve endişeleri federal kurumlar ve diğer partilerle birlikte çözme çağrısında bulundular.

ABD'nin Irak Büyükelçisi Alina Romanowski, KDP Lideri Mesud Barzani ile bir araya geldi. Görüşmede Barzani, KDP'nin seçimleri ‘boykot’ etmediğini, ancak temiz, şeffaf, güvenli ve dış müdahalelerden uzak bir seçim istediklerini vurguladı. Barzani, seçmenlerin oy kullanma hakkının korunması, demokratik sürecin değersizleştirilmemesi ve bölge yasalarının ihlal edilmemesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

Irak Federal Yüksek Mahkemesi, 2022'den bu yana Kürdistan Bölgesi'nin federal haklarını sınırlayan bir dizi karar verdi. Son kararda, Kürdistan Parlamentosu'nda kota sistemiyle temsil edilen Türkmenler (5), Süryaniler, Asuriler, Keldaniler (5) ve Ermenilere (1) ayrılan 11 milletvekilliğinin anayasaya aykırı olduğuna hükmedildi. Bu kararla Kürdistan Parlamentosu'ndaki sandalye sayısı 111'den 100'e düşürüldü. Mahkeme söz konusu kararda Kürdistan’ı Erbil, Duhok, Süleymaniye ve Halepçe olmak üzere dört seçim bölgesine böldü. Ayrıca seçimleri yerel gözlemciler değil, Bağdat'ın gözlemcileri denetleyecek kararını aldı.

Son genel seçimlerde 111 (şimdi 100) sandalyeli Kürdistan Parlamentosu'nda KDP 45, KYB ise 21 sandalyeye sahipler. KDP, parlamentoda Süryani, Asuri, Keldani, Türkmenler ve Ermenilere ayrılan 11 kotanın tamamının desteğini alıyordu.

Kürdistan Bölgesi Parlamentosu'ndaki kotaların kaldırılması, Türkmen, Süryani, Asuri, Keldani ve Ermeni siyasi partilerin tepkisini çekti. Bu partilerin çoğu, 10 Haziran'da yapılacak seçimleri boykot edeceklerini açıklayarak Federal Mahkemenin kararını protesto ettiler. KDP de bu partileri takip ederek "boykot" kararı aldığını duyurdu.

KYB’nin tavrı
KDP'nin seçimleri boykot etme kararı sonrası, Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin (KYB) nasıl bir tavır alacağı merakla bekleniyordu. KYB Polit Bürosu yaptığı açıklamada, gerekçesi ne olursa olsun, seçimlerin ertelenmesinin demokrasiyi zayıflatacağını ve Kürdistan Bölgesi'ndeki kurumların meşruiyetini zedeleyeceğini vurguladı.

Kürdistan Bölgesi seçim yasasının değişmesi için Federal Yüksek Mahkeme'ye dava açan parti Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB)'dir. KYB'nin dava açma gerekçesi, Kürdistan meclisinde bileşenlere ayrılan 11 milletvekili kotasının Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) tarafından istismar edildiğidir.

Federal Mahkeme, 21 Şubat tarihinde KYB lehine karar vererek, Kürdistan meclisinde bileşenlere ayrılan 11 milletvekili kotasının anayasaya aykırı olduğuna hükmetti. Ancak, mahkemenin kararının arkasında yatan gerçek, KDP'nin parlamentodaki çoğunluğunu yargı yoluyla KYB lehine değiştirmek olduğu aşikardır.

KYB, KDP ile rekabet için Bağdat'a yaslanırken, bu durum Kürdistan'ın federal haklarını tehdit ediyor. Bağdat ve Tahran'a Kürdistan'ın federal haklarını ortadan kaldırma ve Irak'ı merkeziyetçi bir sisteme geri döndürme şartları sunuyor. Böylece Kürdistan Bölgesi'nin statüsü ve siyasi geleceği tehdit altına giriyor.

KYB'nin Bağdat'ın desteğini alarak KDP'yi zayıflatması pek olası değil. KYB'nin Bağdat ile yakınlaşması, KDP'yi zayıflatmak yerine Kürdistan'da bir bölünmeye yol açabilir. Bu durum, Kürtlerin ortak çıkarlarına ve kazanımlarına zarar verir.

KDP’nin Irak federal kurumlarından çekilmesinin işaretleri
KDP'nin Irak federal kurumlarından çekilmesinin ilk işareti 12 Mart'ta gerçekleşti. KDP'ye yakınlığıyla bilinen Federal Yüksek Mahkeme üyesi Hakim Abdurrahman Süleyman Zebari, görevinden ayrıldı. Zebari, 2022'den bu yana Federal Mahkeme'nin aldığı kararların Kürdistan'ın özerkliğini ortadan kaldırmaya yönelik, anayasayı ve federal hakları ihlal eden bir tavır içinde olduğunu gerekçe göstererek istifa ettiğini açıkladı. Zebari, daha önce Duhok Ceza Mahkemesi başkanlığı görevini yürütüyordu. Son üç yıldır da Federal Yüksek Mahkeme üyeliği görevinde bulunuyordu.

KDP ve bazı Kürdistanlı siyasi güçler, Irak Federal Yüksek Mahkemesi'nin anayasaya aykırı bir kurum olduğunu ve lağvedilmesi gerektiğini savunuyor.

Mahkeme, etnik ve dini gruplara ayrılan 11 kota, Kürdistan'ın dört seçim bölgesine bölünmesi ve seçimlerin Bağdat tarafından denetlenmesi kararlarını geri çekmezse, KDP Irak federal kurumlarından aşamalı olarak çekilebilir.

KDP'nin Soran şubesi Başkanı Rebwar Babkayi, basına yaptığı açıklamada, partisinin boykot kararının tüm sonuçlarını göz önünde bulundurduğunu ve gelecekte daha fazla adım atılacağını söyledi. Babkayı: “Kesinlikle, sonraki birkaç adımımızı analiz ettik, ancak gerektiğinde bu adımlar sırasıyla açıklanacak" dedi.

Bu adımlardan birincisi, Federal Yüksek Mahkeme üyesi Kürt hakim Süleyman Zebari'nin istifası,  ikincisi ise KDP'nin seçimleri boykot edeceğini açıklaması oldu.

Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani'nin Özel Kalem Müdür Yardımcısı Aziz Ahmed, X’de (Twitter) yaptığı paylaşımda, "KDP'nin seçimi boykot etmesi ve Irak'taki siyasi süreçten çekilme ihtimali Irak için bir dönüm noktası olur, 2003'te gönüllü kabul ettiğimiz federal Irak modelini tehlikeye atabilir" dedi.

KDP'nin bundan sonra atacağı adımlar ve bu adımların KDP ve Kürdistan'a etkileri neler olabilir?
KDP'nin üçüncü hamlesi, Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'ndaki (IHEC) temsilcisini geri çekmesi olabilir. Bu adım, 10 Haziran'da yapılacak Kürdistan Parlamentosu seçimlerini zorlaştırabilir ve seçimlerin bir kez daha ertelenmesini gündeme getirebilir. KDP'nin seçim boykotunu sürdürmesi ve seçimlerin gerçekleşmesi durumunda ise Erbil ve Duhok'ta katılım düşük olabilir, bu da seçimlerin meşruiyetinin sorgulanmasına yol açabilir.

Irak parlamentosunda 329 sandalye bulunmaktadır ve KDP, 31 milletvekiliyle temsil edilmektedir. KDP, hükümet ortağıdır ve Dışişleri Bakanlığı, Yasama Meclisi Başkan Yardımcılığı gibi üst düzey pozisyonlarda temsil yetkisi KDP'nin elindedir. Ayrıca Irak parlamentosundaki en büyük Kürt partisi olan KDP'nin, Irak parlamentosundan olası çekilmesi, en önemli ve stratejik hamle olarak değerlendirilmektedir.

KDP, 1991'den beri yapılan tüm Kürdistan Bölgesi seçimlerinden birinci parti olarak çıkmıştır. Federal Mahkeme'nin kararlarını kabul etmediğini açıklayan KDP, Kürdistan Bölgesi seçimlerine katılarak meşruiyetini bir kez daha teyit etmelidir. Bu sayede Bağdat'ın Federal Mahkeme aracılığıyla Kürdistan'ın federal haklarını ortadan kaldırma girişimlerine karşı KDP, kitle desteği alarak daha güçlü bir tavır ortaya koyabilir. Irak federal kurumlarından çekilme ise bu aşamadan sonra gündeme gelebilir. Tersi bir tavır, KDP'nin elini zayıflatabilir

KDP, Federal Mahkeme'nin kararlarının İran ve Bağdat'taki müttefikleri tarafından yönetilen kolektif bir komplo olduğuna inanmakta ve bunu açıkça dile getirmektedir. KDP'nin Irak parlamentosu ve hükümetten çekilmesi, Irak siyasi sisteminin istikrarsızlaşmasına ve Kürdistan Bölgesi ile Irak arasındaki siyasi makasın daha da açılmasına neden olacaktır.

Son Irak genel seçimlerinde popülist Şii lider Mukteda es-Sadr'ın grubu seçimlerden birinci parti olarak çıktı ve parlamentoda en fazla milletvekilliğine sahip oldu. Fakat hükümeti kurma çabaları başarısız olunca, es-Sadr'ın grubu parlamentodan ve federal kurumlardan çekildi. Bu durum, İran yanlısı Şii Koordinasyon Çerçevesi için bulunmaz bir fırsat yaratarak İran yanlısı bir hükümet kurmalarına imkan tanıdı.

Kürdistan Demokrat Partisi'nin (KDP) 10 Haziran seçimlerini boykot etmesi durumunda, Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin (KYB) Kürdistan parlamentosunda birinci parti olması ve Kürdistan Bölgesi Başkanlığı ve Başbakanlık başta olmak üzere tüm temsil ve yürütme kurumlarını ağırlıklı olarak ele geçirmesi olasıdır.

KDP'nin bu duruma sessiz kalması beklenmez. 2015 yılında KDP ile Goran Hareketi arasında çıkan krizde, Parlamento Meclis Başkanı ve Goran Hareketi Milletvekili Yusuf Muhammed'in Erbil'e girişine KDP tarafından iki yıl boyunca izin verilmedi. Bu durum Kürdistan Parlamentosu'nun işleyişini felç etti. Benzer gelişmelerin 10 Haziran seçimlerinden sonra yaşanması mümkündür.

KDP'nin 10 Haziran seçimlerini boykot etmesi halinde Kürdistan'daki durum 1991 sonrası parçalanmışlığa benzeyebilir. KDP'nin seçimlere katılıp sadece Irak federal kurumlarındaki temsilcilerini çekmesi ise ikinci bir bağımsızlık referandum sürecine yol açabilir. Bu durum gasp edilen federal hakların geri alınması için Erbil-Bağdat arasında gergin bir mücadeleye neden olabilir.

Uluslararası toplum, Kürdistan'ın federal özerklik haklarının gasp edilmemesi ve Irak'ın katı merkezi mezhepçi bir devlete dönüşmemesi için Bağdat'a baskı uyguluyor. Bu girişimin ne kadar başarılı olacağını zaman gösterecek. Mevcut gidişat, Erbil ve Bağdat arasındaki makasın daha da açılacağını ve bu açığın uluslararası toplum ve yerel arabulucu aktörler tarafından kapatılamayacağını işaret ediyor.

Kürdistan ve halkını zorlu bir dönem bekliyor. Kürdistan'daki memurların Ekim ayından bu yana maaşları ödenemiyor. Kürdistan halkının bu zorlu süreci nasıl göğüsleyeceği üzerinde durulması gereken önemli bir konudur.

Tahran ve Bağdat, Erbil'i abluka altına almaya çalışırken, Ankara da KYB-PKK ilişkisi nedeniyle Süleymaniye üzerinde baskı ve saldırılarını artırıyor. Sonuç olarak Kürdistan hareketinin üç ana aktörü KDP, KYB ve PKK farklı cephelerden, farklı saikler, amaçlar ve hedeflerle Tahran, Bağdat ve Ankara'nın saldırılarına maruz kalmaya başladılar.

KDP, KYB ve PKK arasındaki çekişme, bu üç devletin siyasetine sessiz kalmaları veya yeşil ışık yakmaları ile daha da alevleniyor. Bu durum, Kürdistan'ın kazanımlarını ve elde ettiği statüyü zayıflatıyor.

Kürdistanlı partilerin halkın oylarıyla kazandıkları ve milletvekili çıkardıkları sayıya dayanarak, Kürdistan toplumu ve uluslararası toplum nezdinde meşruiyetlerini yenilemeleri sadece seçim yoluyla mümkündür. Bu yüzden, 10 Haziran 2024'te planlanan seçimlerin şeffaf ve adil bir şekilde gerçekleştirilmesi son derece önemlidir.

KDP'nin "seçimleri boykot" kararı, partinin tüm kanatlarının tam bir uzlaşması ile alınmış gibi görünmemektedir. KDP'nin 10 Haziran seçimlerine katılması gerektiğini savunan parti içi ve dışı çevreler mevcuttur. Bu çevreler, KDP'nin seçimlere katılarak halkın çoğunluğunun desteğini almış birinci parti olarak çıkmasını ve meşruiyetini yeniden tescil etmesini savunmaktadırlar.

KDP'nin önde gelen isimlerinden Hoşyar Zebari, 3 Mart'ta yaptığı açıklamada 10 Haziran seçimlerini "kurumlarımızı yeniden meşrulaştırmanın ve Bağdat'ın Kürtlerin haklarını ihlal ettiği iddialarına karşı koymanın bir yolu" olarak nitelemiştir. Bu açıklama akılcı, gerçekçi ve yapılması gerekeni özetlemektedir.


X: @cetin_ceko

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
1935 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:08:55:37

Çetin Çeko

Yazarın Önceki Yazıları

ABD’nin İran siyasetinin Ortadoğu ve Kürtlere etkileri ‘Konuş! Sen nerelisin?’ ABD’nin Irak’ı Terk Etmesi Durumunda Kürdistan’ın Ödeyeceği Bedel! KDP merkezinin bulunduğu Pirmam'a saldırı ne anlama geliyor? Irak Vilayet Seçimleri; Kürdistanlı güçler birlik olmazsa 'tartışmalı' bölgeler geri alınamaz! Jerusalem Post: ABD, PJAK’ı ‘terör’ listesinden çıkarmalı Peşmerge’nin ordulaşmasında fırsatlar ve engeller Macron'un Korsika’ya 'tam özerklik' vaadi Kürtler için neden önemli? ABD, Peşmerge'ye yardımı keseriz uyarısında bulundu! Kürdistan petrolünün Bağdat’ın kontrolüne geçmesinden Batı sorumludur! Gazeteci ve yazar Abit Gürses Stockholm’de anıldı 14 Mayıs seçimleri Kürt karşıtlığı üzerine kurgulandı! Güney Kürdistan’da seçimler neden zamanında yapılmıyor? HDP, savunduğu yanlış ve şaşı tarih anlayışıyla yüzleşmelidir. Olası yeni iktidarın Kürt sorununa bakışı, Güney ve Rojava Kürdistanı’na yaklaşımı 'Demokrasi' treninin son vagonu Kürtler! HDP ve 'Kürdistan seçim ittifakı' Roboski saldırısı istihbaratını ABD verdi, Türk F16’ları da vurdu! KYB, Erbil’de üst düzey terörle mücadele görevlisini öldürmekle suçlanıyor! Doğu Kürdistan ve İran’dan çıkaracağımız dersler Kürdistan tarihi, fırsatları yakalamanın ardından kaybetmenin tarihi olmamalıdır! Olası Ankara-Şam yakınlaşmasında Rojava Kürtleri kazanımlarını nasıl koruyabilir? İsveç ve Finlandiya’nın olası NATO üyeliğine sadece Kürt penceresinden bakmak yeterli mi? Erdoğan, NATO krizi ile Kürt sorununu uluslararası platforma taşıdı Abit Gürses’in anısına! Güney Kürdistan doğalgaz projesi yeni bir müzakere süreci başlatır mı? Biden, KDP ve KYB’yi uyardı! Güney Kürdistan’da ifade ve basın özgürlüğü ihlalleri Dava adamı Şerafettin Kaya Bağdat, Kürdistan’ın federal statüsünü sorguluyor Çin, Kürt dosyasını açtı! Türkiye-İsrail yakınlaşması Kudüs’ün Kürt siyasetini nasıl etkiler Türkiye'nin ABD ve Rusya’ya Kobani rüşveti Bir sessizlik tarihi: Mele Mustafa Barzani’nin İsrail ziyaretleri Dünya’nın ilk kadın hahamı Kürdistanlı Osnat Barzani Batı, Güney Kürdistan’ın demokrasi notunu düşürdü! Geçmişle yüzleşmek, tartışma kültürü ve üslubu üzerine Kürdistan petrolünü dünyaya pazarlayan Pakistanlı Murtaza Lakhani 'Kürt Hâkim' kurşunla değil, iğneyle katledildi! ABD, Taliban ile olası barışı, Kürt sorununda Türkiye’ye emsal mi gösterecek? T.C Kürtçeyi yasaklamak için bütün devletlerin ikinci resmi dillerini yasakladı! Güney Kürdistan’da yolsuzluk ve kayıt dışı ekonomi! İsrail’in Rojava Kürdistanı siyaseti İbrahim Barış Anlaşması ve Kürdistan'a etkisi Rusya’nın Kürt kartı, kimin lehine kimin aleyhine? Rusya, S-400 alımı karşılığında Afrin'i Türkiye’ye mi verdi? KDP ve PKK düşmanlığı kime ne kazandırır? Rojava Kürtleri; birlikte başarıp tarih yazabilecekler mi? PYD-ENKS Anlaşmazlığında KDP-KYB Barış Süreci TC’nin Kürt ‘Afları’ Xelîl Ağa, İsmail Beşikçi, Fikret Otyam ve Can Yücel Erdoğan, Enver Paşa ve İttihat Terakki’nin ayak izinden gidiyor ABD, İran, Irak üçgeninde Kürtler Irak’ı Bu Kez Kürtler Değil, Araplar Parçalayabilir Erdoğan’ın Kobani planı Rojava Kürtleri, hem aranan hem de terk edilen aktör oldular 'Barış Koridoru' yazılır, işgal okunur Seçimin bir diğer kaybedeni Öcalan oldu! Olası Basra federasyonu ve Kürdistan’a etkisi Yabancı Gözüyle 'Kürdistanilik' Türkiye modeli güvenli bölge: Kuzuyu kurda emanet etmek ABD’nin Suriye siyasetinde Kürtler ve Türkiye Suriye, siyasi süreç ve Kürtlerin temsili Kürt seçmen davranışı ve 24 Haziran Geçmişi Hatırlamak Kurtuluşun Sırrıdır! Türkiye, Afrin’i almak değil, Diyarbakır'ı kaybetmekten korkuyor! Kürdistan için yeni bir nefes: Rusya! Kürdistan’a yaptırımlar bağımsızlık sürecini hızlandırabilir Referandum ve Kerkük travması Kürdistan’a yaptırımlar Erdoğan’ı iktidardan edebilir Bağdat ikinci kez Kürtlerden kaçıyor Güney Kürdistan bağımsızlık referandumu ve sonrası Federalizmi Irak’a Kürtler getirdi Uluslararası toplum ve Kürtler Kürtlerin sistemi etkileme ve kilitleme gücü Güney ve Kuzey’de ‘Kürdistani’ kavramı Güney Kürdistan Bağımsızlık Referandumu ve Olasılıklar AKP ve KDP Kürtlerde ‘Hayır’ ve ‘Boykot’ Güney Kürdistan’ın bağımsızlığında iki örnek Türkiye’nin YPG ile dolaylı ateşkesi Kürtlerin Seçilmişleri Mebus Değil Mahpus Uluslararası toplum, müttefiklerinin Kürt kamburunu taşımak istemiyor Türkiye, Kürtler için yaptığı kafesin mahkûmu Türkiye’de darbe geleneğinin tarihsel kodları Rusya’nın 'Türkiye, IŞİD'i destekliyor' iddiası ne olacak? HDP, 23 Nisan 1920’yi savunacağına hesaplaşmalıdır AKP medyası Gülen Cemaati’nin asılsız bilgilerini Kürt sivil kurumlarına karşı kullanıyor Sri Lanka-Türkiye, Tamil Kaplanları-PKK benzerlikler ve farklılıklar Kürt sorunu ekseninde Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı Demokratik özerklik neden kalıcı çözüm olamaz?
x