Bağdat’ın 2014’de Kürdistan Bölgesi Yönetimi’nin (KBY) payına düşen yüzde 17'lik bütçeyi bloke etmesi ardından, hükümet peşmerge ve memur maaşlarını ödeyemez duruma geldi. Ayrıca IŞİD'in işgal ve saldırıları ile birlikte Suriye ve Irak'tan gelen milyonlarca mültecinin barınma giderleri de KBY'nin üstünde kaldı. Bunun üzerine KBY, Kürdistan petrolünü uluslararası pazarlara satış kararı aldı.
Fakat Kürdistan petrolünün dünya pazarlarına satışı konusunda KBY’nin hiçbir bilgi ve deneyimi yoktu.
KBY’nin tecrübesi, sadece komşu ülkelere karayoluyla tankerler ve boru hattı üzerinden yapılan petrol ihracatıydı. 2014 Mayıs'ında Güney Kürdistan ile Türkiye arasındaki Kerkük-Ceyhan yeni boru hattı tamamlandı ve petrol pompalanmaya başlandı. Ceyhan’a pompalanan petrolün satışı için Kürdistan Bölgesi Hükümeti'nin ayrıca alıcı bulması gerekiyordu. Bu ise Kürdistan’dan pompalanan petrol miktarına göre fiilen iki günde bir, büyük bir petrol tankerinin Ceyhan limanından denize açılması demekti.
Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nde dönemin Doğal Kaynaklar Bakanı Aşti Hawrami, Kürdistan petrolünün küresel pazarlara satışı konusunda Reuters'a verdiği mülakatta, gemicilik ve deniz taşımacılığı hakkında hiçbir şey bilmediklerini belirtir. KBY, deniz ticareti, hukuku ve gemilerin kiralanması konusunda herhangi bir tecrübesi olmaması nedeniyle, bu konularda uzman şirket ve kişiler aramaya başlar.
Tecrübeli bir hammadde ve petrol tüccarı olan Pakistan asıllı Murtaza Lakhani ile KBY kontak kurar. Lakhani, Saddam Hüseyin döneminde 2000'li yıllarda, Birleşmiş Milletler’in (BM) Irak’a uyguladığı ambargoda dünyanın en büyük hammadde satışı yapan İngiliz ve İsviçre ortaklı Glencore şirketi adına petrol karşılığı gıda programı çerçevesinde Irak’ta çalışmıştır. Saddam’ın Irak'ta çalışan aracı firma ve şahıslardan BM'nin kuralları dışında ayrıca komisyon istemesine karşı çıkar ve durumu BM'ye bildirir. Lakhani, elindeki belgeleri BM daha sonra da ABD ile paylaşır.
59 yaşındaki Murtaza Lakhani, Pakistan’ın Karaçi kentinde doğmuş, Kanada ve İngiltere’de büyümüştür. Petrol, hammadde, bakliyat ve benzeri ürünlerin satış ve alışında komisyonculuk yaparak ticari kariyerini yapmıştır. Zorunlu olmadıkça basında yer almaz ve görsel basında sadece birkaç resmine rastlanır.
KBY, Lakhani'nin şirketi ile anlaşma imzalarken, Bağdat, Kürdistan petrolünün dünya pazarlarına satılma planına sert tepki göstererek, satıcılar, alıcılar ve aracılar hakkında “yasal” işlemlere başlayacağını açıklar. Potansiyel alıcılar, Bağdat’ın tehditleri karşısında riski asgari düzeyde tutmak için, KBY’nin kendi kiraladığı kargo gemileriyle petrolü taşımasını satın almada şart koşarlar.
Sonuçta KBY, Kürdistan petrolünün küresel pazarlara satışının lojistik operasyonu için Murtaza Lakhani’nin Kıbrıs Cumhuriyeti'ne kayıtlı şirketi IMMS Pte Ltd. İle anlaşma imzalar.
Anlaşma, Kürdistan ham petrolünün Türkiye'nin Ceyhan limanındaki yükleme programını yönetmek, depolama tanklarını izlemek, Bağdat'ın Kürdistan petrolünün satışını engelleme girişimlerini atlatmak, şirketler, tüccarlar, armatörler, müfettişler ve Türkiye'nin petrol boru hattından sorumlu kurumu Botaş ile Kürdistan Doğal Kaynaklar Bakanlığı arasında irtibatı içerir.
Tüccarları bulmak, Lakhani'nin işi olmakla beraber, sözleşmenin şartları ve imza yetkisi KBY Doğal Kaynaklar Bakanlığına aittir. Aşti Hawrami, Lakhani için “Bizimle kimin ilgilenip kimin ilgilenmeyeceğini tam olarak o biliyordu. Bize kapıları açan ve bizimle çalışmak için istekli olan nakliye şirketlerini belirleyen yine Lakhani oldu" der.
Kürdistan petrolü direk devletler tarafından alınmadı. Ama devletlerin izin verdiği özel şirketler, aracı firma ve tüccarlar Kürdistan petrolünü satın aldılar. Kürdistan petrolünün hangi devletlerin şirketleri ve tüccarları tarafından satın alındığı hiçbir zaman KBY tarafından resmi olarak açıklanmadı. Ancak İsrail başta olmak üzere Rusya, Macaristan, Japonya ve Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 10'un üzerinde ülke Kürdistan petrolünü satın aldı. Bunlardan İsrail, Japonya ve Rusya Kürdistan petrolünü aldıklarına dair çeşitli vesilelerle beyanlarda bulundular. Aşti Hawrami, “Petrol aktımı alıcısını bulur” diyerek, önemli olan petrolü çıkarmak olduğu tespitini yapar.
Kürdistan petrolünün maceralı transferi
KBY ve Murtaza Lakhani için Kürdistan petrolünün deniz yoluyla transferi başlı başına macera filmlerindeki nefes kesen film sahnelerine benzer. Çünkü Irak’ın petrolden sorumlu devlet organı SOMO, Kürdistan petrolünün deniz yoluyla satışını takibe almıştır ve tespit ettiği gemilere el koydurtmak için “yasal” işlem yapmaktadır. Bu yüzden Ceyhan’dan çıkan petrolün birinci durağı İsrail’in Ashkelon limanı olur. Bunun nedeni, nihai alıcıya ulaşmada geminin güzergahının gizlenmesi ve daha kolay rotasını değiştirmesidir. Ayrıca Irak, İsrail’i devlet olarak tanımadığından, “yasal” işlem yapması ve istediği sonuca ulaşması zordur. Buna İsrail'in Kürdistan’a yaklaşım ve desteğini de eklersek neredeyse imkansızdır.
Diğer bir taktik ise dublör diye adlandırılan ikinci boş bir geminin de yola çıkarılmasıdır. İkinci boş petrol gemisi Malta açıklarında beklerken veya uluslararası karasularda göze batacak şekilde seyrederken, petrol yüklü geminin radarlarını kapatarak adrese varıp yükünü boşaltması beklenir. Üçüncü bir taktik ise geminin uluslararası sularda, petrolü diğer bir gemiye boşaltmasıdır.
Yavaş yavaş, şirketler ve tüccarlar Kürdistan petrolünün transferinde kendi gemilerini kullanmaya başlarlar. Bu alıcılar için maliyet açısından daha ucuzdur. Aynı zamanda Bağdat’ın sıkı takibi de devam eder. Bağdat, ABD ve Fas’ta olmak üzere Kürdistan petrolü yüklü iki gemiye el koydurtur. ABD’nin kararı Kürdistan petrolünün küresel piyasalarda satışına olumsuz etki edeceğinden, bir daha Kürdistan petrolü Atlantik’ten öteye gönderilmez. Kürdistan petrolü Yunan denizcilik şirketi Marine Management Services'in gemileriyle transfer edilir. Bağdat, bu nedenle Kürdistan petrolünü taşımak ve ihracata katkı sunmak gerekçesiyle, armatör şirket hakkında dava açar.
KBY’nin uluslararası banka hesaplarından mahrum kalması
Murtaza Lakhani, KBY için başarılı bir iş çıkarır ve her iki taraf da gidişattan memnundur. 2017’ye kadar Kürdistan Bölgesi Yönetimi, petrol gelirlerinin satışından elde edilen gelir için KBY adına kayıtlı iki banka hesabını kullanır. Hesaplardan biri Erbil'de Alman Commerzbank AG ile ilişkisi olan bir banka, diğeri ise Türkiye’deki Halkbank’dır.
ABD, İran'a yönelik yaptırımları deldiği gerekçesiyle Halkbank'ı soruşturmaya başlar ve KBY’nin 200 milyon dolarlık parasını dondurur. Kürdistan Doğal Kaynaklar Bakanlığı'na göre, Commerzbank ise Irak bankacılık sektörüne ilişkin endişeleri nedeniyle, KBY ile iş yapmak istemez.
Kürdistan’da petrol çıkaran, lojistik çalışma yapan firmaların ücretleri ile petrolden elde edilen gelirler söz konusu iki hesapta toplanır ve ödenir. KBY, birdenbire uluslararası piyasalarda bankacılık işlemi yapacak hesaplardan mahrum kalır. Finans ve medya grubu Bloomberg’e göre KBY, Murtaza Lakhani ile anlaşarak, Lakhani’nin şirketi IMMS’nin yabancı bir ülkede kendi adına banka hesabı açarak, sadece KBY’nin bankacılık işlemlerini yapması konusunda mutabakata varırlar. Bu anlaşma, KBY açısından kalıcı bir çözümün bulunmasına kadar geçerli olacaktır.
Lakhani’nin şirketi IMMS, Lübnan merkezli BankMed’de KBY’nin de onay ile hesap açar. BankMed, aynı zamanda Lübnan eski Başbakanlarından Saad Hariri ve ailesine aittir.
Bu arada Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yakın müttefiki Rosneft’in şefi İgor Sechin, Kürdistan petrolünü almak için Şubat 2017’de KBY ile anlaşma imzalar. Anlaşmaya göre Rosneft, Kürdistan petrolü karşılığında KBY’ye 3,5 milyar dolar acil kredi verecek ve beş petrol üretim bloku ile gaz ihracat alt yapısını geliştirecektir. Bu vesileyle KBY'nin dönemin Başbakanı Neçirvan Barzani ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, St. Petersburg’da bir araya gelirler ve daha başka iş birliği olasılıklarını görüşürler.
Anlaşma uyarınca ve KBY’nin onayıyla Rosneft Trading'in, Zürih'teki Gazprombank JSC'deki hesabından 13 Aralık 2017'de Citibank aracılığıyla New York'taki IMMS BankMed hesabına 800 milyon dolarlık ödeme yapar. SWIFT mesajında paranın, "Ham petrol alım ve satışı CNTR REF 2016 / KRG RN001” kapsamında avans ödemesi olduğu notunu düşer. Ayrıca ilgili bankalara, yaptırımlara tamamen uyumlu olduğu konusunda güvence verir.
Zamanla, IMMS’in BankMed’deki hesabına para akışı büyüyerek devam eder. Aralık 2017'den 2019'un sonuna kadar IMMS, Lübnan bankası BankMed’in, New York'taki muhabir bankaları Citibank, JPMorgan Chase & Co. Bank of New York Mellon Corp. ve Standard Chartered Plc. aracılığıyla 6 milyar dolardan fazla bankacılık işlemi gerçekleştirirler.
2019’da Lübnan’da ekonomi ve bankacılık sektöründe yaşanan kriz nedeniyle Murtaza Lakhani, IMMS’nin BankMed’de bulunan mevduatlarını çekmek ister. Fakat banka buna müsaade etmez ve IMMS, BankMed aleyhine dava açar. Davanın açılmasıyla IMMS ile BankMed arasındaki Kürdistan petrolünün satışından gelen ve giden para transferleri de tek tek ortaya çıkar.
Kâğıt üzerinde bloke edilen fonlar, Lakhani'nin IMMS'ye ait paraları gözükse de durum göründüğü gibi değildir. Paralar dondurulunca, KBY de alacaklara ödemeleri karşılayamaz duruma gelir ve ciddi mali krize girer. Bağımsız mali denetleme şirketi Deloitte tarafından Kürdistan'ın petrol gelirleri üzerinde yapılan incelemede, KBY’nin 2019'un sonunda Lübnan'da bir hesapta yaklaşık 318 milyon ABD dolarının bloke edildiği ortaya çıkar.
Bir iddia da Rus petrol ve doğalgaz şirketi Rosneft’ten 17 Aralık 2017’de KBY’ye gelen 800 milyon dolarlık kredinin, iki gün sonra IMMS tarafından KBY ile bağlantılı olmayan bir banka hesabına 725 bin dolar aktarılmasıdır. Lakhani'nin sözcüsü bu iddianın temelsiz ve haksız olduğunu açıklar.
Ayrıca Murtaza Lakhani’nin sözcüsü, “IMMS'nin fonları ile KBY'nin fonları arasında ayrımı sağlamak için yasal bir mali koruma sistemi uyguladıklarını” belirtir. Birçok ekonomist analist KBY’nin sıkıştığından Lakhani’nin milyarlarca dolar para kazandığını iddia eder. KBY ise bu konuda fazla bir yorumda bulunmayarak, "petrol gelirlerinin ödendiği alt hesabın faiz tahakkuk etmeyen bir cari hesap” olduğunu açıklar.
Lakhani’nin şirketi IMMS ile BankMed sulh yoluyla 2020’nin Nisan ayında anlaşırlar ve dava kapanır. Lakhani'nin sözcüsü, IMMS'nin ekonomik eylemlerinin Kürdistan'da mali krize yol açtığını öne sürmenin "tamamen yanlış" olduğunu savunur. Bu arada KBY, 2020’nin başlarında Citibank’ta kendi adına bir hesap açar. Açılan bu hesaba rağmen, bazı ödemelerin hala IMMS üzerinden yapılacağını belirtir.
Güney Kürdistan’ın kendi petrolünü küresel pazarlara satması, eksi ve artısı ile önemli bir deneyimdir. Ayrıca, Kürdistan petrolünün uluslararası pazarlara satışı, bağımsızlık referandumuna giden yolun taşlarını döşeyen önemli bir adımdır.
Tekrardan Bağdat ile iplerin tümüyle kopması durumunda bu çapta bir organizasyon kuşkusuz eskisinden daha organizeli ve profesyonel yapılacaktır. Burada KBY’den beklenen, Kürdistan halkına ve uluslararası kurumlara karşı şeffaflık, hesap verebilirlik ve güvendir.
Yazıda, KBY’nin Kürdistan petrolünün uluslararası piyasalara satış deneyimi yanında, petrol satışından elde ettiği geliri ve yabancı firmalara ödeme yapabilmesi için uluslararası bankacılık sistemi içinde karşılaştığı zorlukları görüyoruz. KBY, 2017-20 arasında üç yıl boyunca kendi adına işlem yapacak uluslararası bir banka hesabı açamamasından dolayı, milyarlarca dolarlık petrolü özel bir şirketin hesabı üzerinden yürütmek zorunda kalmıştır.
KBY, Bağdat’tan bağımsız uluslararası sistem içinde kendi başına hareket ettiğinde, özellikle ABD tarafından el konulan petrolü, hakkında açılan davalar ve uluslararası bankacılık sisteminin dışında kalması olumsuz da olsa önemli deneyimlerdir. Bu açıdan olası benzer durumda KBY’nin söz konusu engel ve zorlukların üstesinden nasıl gelebileceği, 2017 bağımsızlık referandumu sonrası uygulanan yaptırımlar da göz önüne alınarak alternatif çözümler üretmesi gerekir.
-----------
Kaynaklar:
●https://www.reuters.com/article/uk-iraq-kurdistan-oil-idUKKCN0T61HL20151117?edition-redirect=uk
●https://www.bloomberg.com/news/articles/2020-07-16/billion-dollar-broker-how-one-man-managed-a-nation-s-oil-wealth
Bu makale Le Monde Diplomatique Kurdi dergisi Nisan 2021, Sayı 62'de kürtçe yayınlanmıştır.
Twitter: @cetin_ceko
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.