Biz burada yazmış olduğumuz sorunların içinde birebir yaşayan insanlar olarak bazen sorunlarımızın normalleşmesi gibi bir durumla da karşı karşıya kalıyoruz. Sadece evinde oturan ve Şikayet eden koca karı misali yaşamadığımız ise ortadadır. Çünkü gündemi takipten düşmüyor, yaşananları biliyoruz, yaşanacakları ise kavramaya kavratmaya çalışıyoruz. Bu nedendir ki, Kürt örgütlerine çağrılarda bulunuyoruz, eleştiriyoruz. Elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Ama ne yazık ki bizim bu çabalarımız kurşunlarla ve hakaretlerle karşılık buluyor.
Bugün Kürdistan coğrafyası bombalar altında inliyor. Her yer tarumar oluyor. Ama halkın moral düzeyi düşmüş durumda değil aksine Kobanê ve Şengal direnişleri halkı motive etmede çok büyük bir rol oynadı. Ama bunun yanı sıra Gerilla ve Peşmerge ortak cephesi halka dört parçada umut verdi. Bunu inkâr etmenin bir imkânı yoktur. Avrupa’da yaşayan tüm halklar kürdün İslamcı teröristlere karşı olan direnişlerini görmüş ve buna karşı bir hayranlık duymuşlardır. Bu Avrupa devletlerinin PKK’ye olan tavrını da etkilemiştir. Birçok devlet tutuklamalara ara vermiş aşırılaşmayan kadroları tutuklamamaya çalışmış hatta bazılarını bırakmıştır. Hakeza 350 -400 civarında yeni Avrupa katılımı olmuştur. Maddi kampanyalar ve halkın motivasyonu da benzeri bir durumdadır. Peki çözüm süreci, Peşmerge-gerilla birliği, teröre karşı savaş bu kazanımların sebebi değilmidir? O zaman neden son zamanlarda Kürt örgütleri arasında tekrardan bir kutuplaşma yaşanmaktadır? Neden KDP -PKK çıkmazı bu halka yaşatılmaktadır? Siyasi ve pratik anlamda bitmiş olan YNK tutuculuğu nedendir? Özellikle son seçimlerde kaybeden YNK halkın demokratik talebini bile hiçe sayıp koltuk devrimciliği yapar iken PKK nasıl olurda bu demokrasi düşmanlığına tahammül etmektedir? Her şey erzak ve hava yollarımıdır? Yani halkın demokratik taleplerini savunmak nerde kalmıştır? Onun yerine birlik için adım atmak birbirini eleştirmek ama düşmanlaştırmamak daha iyi olmaz mı? Bugün KDP ve PKK çıkmazı bizleri parçalamaktadır. Eski süreçleri hatırlatmaktadır. KDP nin hava saldırılarındaki zayıf tavrı da sadece Türkiye ile olan ticari ilişkileri ile sınırlıysa bu halkımızın bir ticari hacimden daha önemli olduğunu hatırlatmak gerekir diye düşünüyorum.
Yani anlamakta zorlanıyor insan, dün Cuma arkadaşın biz ulusal bir hareketiz, ulusal çıkarlarımıza önem veriyoruz, ulusal ve örgütsel çıkarlar için herkesle görüşürüz sözleri kulaklarımızdadır. Peki ulusal hareket olup ta ülkeyi ve halkı devletleşmekten uzaklaştırmak nedemektir? Kendi ulusundan olan eski yoldaşına tahammül edememek nedemektir? PKK içinde Şahin ve Güvercin ayrımına hiç bir zaman inanmadım ama şunu tahmin etmek zor değildir bazı devletler bazı görüşmelerde bazı arkadaşları daha çok sevmişlerdir. Bunun birçok sebebi olabilir, daha önce Oslo kayıtlarında da buna rastladık eminim bugünde benzeri sorunlar İran -Türkiye ve Güney ilişkileri içinde yaşanmaktadır. Yani diplomatik görüşmelerde örgüt görüşü kadar bireyin enerjisi de çok önemlidir. Yani bireyin PKK içinde varlığını kanıtlamaktadır. Birey olmanın ayakta kalmaktan, irade sahibi olmaktan geçtiğini kanıtlamaktadır.
Peki eski arkadaşlar olarak bizlere yansıyan nedir? Dünde bugünde her zamanda olacağı gibi dağda yada farklı bir sahada irade sahibi olan yoldaşlarımız bugünde sistem içinde ayakta ve dimdik durmaktadırlar, bazı arkadaşlarımız iradeleri zayıflatılmış, hiçleştirilmiş konuma getirilenler ise hâlâ eski alışkanlıkları olan yardakçılık ve ez hulamcılık yapar konuma gelmişlerdir. Buna sebep olan birçok sebep vardır. Ama sistemin arkadaşlarımıza reva gördüğü durumda çok büyük bir sorundur. El pençe durmaya zorlanan, fakirlik pençesinden çıkmak için gece gündüz çalışan, ev bulmakta zorlanan, tek kaldım hadi evleneyime mahkum edilen bir konuma itilmiştir arkadaşlarımız. Çünkü hiçbir hükümet ve parti arkadaşlarımıza emek sahibi olarak yada gazi olarak bakmamaktadırlar. Bizleri kurşun artığı olarak gören bir göz ile izleyip yorumlamaktadırlar. Aman bir şeye karışmasınlar, siyaset yapmasınlar, kimseyi etkilemesinler gibi aşırı korkan ve sınırlayan bir durum açıkça ortadadır. Peki ömrünü siyaset ve devrime adamış bir insanı bir anda nefessiz bırakmak nasıl bir sapmaya sebep olur? Bunun sosyolojik ve psikolojik sonuçlarını hesaplayabiliyor musunuz? Bugün arkadaşlarımız sosyal Projeler yapabilme hakkına sahip olmalıdırlar. En azından Güneyde bunu yapmamız gerekmektedir. Ve Kürt partileri bunu tehlike olarak değil bir kazanım olarak görmelilerdir. PKK-KDP-YNK bunu kabul etmeliler. Bizim suskunluğumuzda birleşmeleri büyük bir acı ve insafsızlıktır.
Tabiî arkadaşlarımızda bu konuda tek yürek olmalılardır, daha önceki yazı dizisinde belirtmiştim; bakın bugün birçok arkadaşımız gerilladan kopmuş ve güneye gelmiştir. Onları sahiplenmek zorundayız. Korkmadan, onlara el uzatmak zorundayız. Saygım var bazı yoldaşlarıma ama demeden olmayacak... Rojava’ya, Şengale yardımlar topladık, ettik. Yazık değil mi kendi arkadaşlarımız için kalacak bir kurumumuzun olmaması? Son model arabalara binen, gerçekten emek sahibi varlıklı arkadaşlarımız var, ilk geldiğiniz günleri ne çabuk unuttunuz? Yoksa hatırlamaktan utanıyor musunuz?
O zaman neden destek olmuyorsunuz?
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.