Burda kısa bir zaman dilimi içerisinde, çok derinlemesine olamasada, pratik sorunlar ağırlıklı olmak ile birlikte On yıllardır arkadaşlarımızın yüz yüze kaldığı belli başlı bazı sorunlarını dile getirmeye çalıştım. Yazılacak hatta haykırılacak daha onlarca sorun ve olayın olduğunun farkındayım. Bu sebepten kaynaklı bu diziyi nasıl ve nekadar uzatmak gerektiği noktasında kararsız kaldığım nokta çok fazla. Şuana kadar herhangi bir olumsuz tepki ile karşılaşmamış olmamı arkadaşların bir teşviki, mütevazilikleri olarak görüyorum.
Ama acı bir gerçeklik var ki, bizlerin ve yaşadıklarımızın bir yazı dizisinde tek kalemden anlatılması sürekli bir eksik bakışıda beraberinde getirecektir. Çünkü her arkadaşımızın karşılaştığı durumlar özü itibari ile bir olsada pratik durum çok farklı ilerleyebiliyor.
Bu yazı dizisinde anlatmak istediğim bir diğer esas nokta da Devrimci Örgütlere, bizi görmemezlikten gelmeye kalkışmayın, bizleri hiçleştiremezsiniz, biz buradayız varlığımız ile gurur duyun mesajını taşımaktı. Çünkü bizler karşılıksız iman ile Kürdistan mücadelesine katıldık, ülke özgürlüğünü her şeyden önde tuttuk, saçma sapan, kuşa börtü böceğe değil kürt toprağının ve insanının varlık ve şerefine inandık, iki kuruş para yada rütbe, Mevki derdinde Kürdistan Mücadelesine katılmadık. Ama birileri hangi örgüt yada parti olursa olsun bizlere hak ettiğimiz değeri vermek zorundadırlar. Bu da Saygıdır.
Diğer önemli bir nokta ise birbiri arasında tartıştıkları sorunları artık arkadaşlarımız medya üzerinden halkımıza duyurmak durumundadırlar. Halkımızın, PKK gibi bizim varlığımızı bir tehdit olarak değil aksine gazilik olarak görmesini sağlamamız çok önemlidir. Güneydekiler sanki kardeş savaşını bizler başlatıp sadece bizler yaratmışız gibi bakıyorlarsa, her bizimle tanışan Şerê birakoji de neredeydin gibi saçma soruları sormaması için bizler belli bir konuma alınmak zorundayız. Ki bu son dönemde PKK propagandası altında kalan birçok sosyetik, köşe başı, güneyli aydın arkadaşlarımıza kaçkın demektedirler. Bunlara en iyi cevabı nasıl vereceğiz, bu baba parası yiye yiye şişmiş, çayhane süprüntülerine nasıl cevap olunur, bunları birlik ile sağlamamız gerektiğini elimden geldiğince iletmeye çalıştım. Kuzeydeki halkımızın içindeki eski çeteleri nasıl yönetimlerde yer alıyor, eski yurtseverler nasıl gerilere atılıyor bunları halkımıza anlatmak ile yükümlüyüz.
Bakın bugün Yaşar arkadaşımız Duhok ta yaşamını yitirdi. Cenazesine yetişemeyen biri olarak, kızayım mı, küfür mü edeyim, üzüleyim mi bilemiyorum. Bütün arkadaşların hazır olduğu bir cenazeyi kim istemez? Ama internet dışında ortak bir yerimiz yok, ortak bir irademiz yaratılamıyor, bir kurumlaşmaya gidemiyoruz herkes bize karşı, biz bize karşı olmayayım demek istedim en başından beri. Ama interneti açıp okuyana kadar bir bakıyoruz arkadaşın cenazesi bile kaldırılmış oluyor. Yarın saat dörtte taziyede buluşacağız ama genede bir çınar gitti derken bile kendi dertlerimizde boğulacağız. Eğer bir kurumumuz olsa idi, bütün üyeler aranıp haberdar edilseydi, o arkadaşlarda başka arkadaşları arasaydı iki yüz, üç yüz arkadaş cenazede olsaydık, herbirimiz On dolar yardım verseydik ailesi derin bir nefes alırdı ama neyazıkki her biraraya gelmek isteyişimizde, PKK silah ile KDP ve YNK bürokrasi ile karşımıza dikiliyor. Şimdi çok daha açıktır ki bir kurumlaşma yaratmak zorundayız, şimdi çok açıktır ki bizim bizden başka kimsemiz yoktur ve olmayacaktır.
Güney Hükümeti ;Araplara Evler yapar, yerler verir, PKK ;Türkler ile kardeş olur, eski çeteleri militan ilan eder yurtseverleri ajanlık ile suçlar.... YNK - GORAN - YEKGURTI - İSLAMİ bahsetmeye gerek yok hepsi aynı tas aynı hamam..... Peki biz kendimize yapılan bu yaklaşımın neresindeyiz? Hep başkasına yapılıyormuş gibi uzaktan izleyen, susan, sindirilen.... Velhasıl hevallerim umarım maksadımı aşmamışımdır, ama niyetim bellidir. Ortak vatan isteyen herkes ile aynıdır.
Yazımı bitireceğim burda, diziyide. Yarın, eminim ki cenazede bir araya geldiğimizde bunları birbirimize bakarak düşünürüz, dile getiririz unutmayalım ki bugün Birimiz daha göçtük, gittik. Ama daha nicelerimiz aynı yolda olduğumuzu da unutmayalım, yarın çocuklarımız ve yoldaşlarımız ile aynı şeyleri yaşamamak ve yaşatmamak için umarım kurumlaşma yolunda bu yazı birazcık da olsa destek olur...
Arafta Kalanlar yazı dizisinin önceki makaleleri
Fırat Uzun: Arafta kalanlar - 7
Fırat Uzun: Arafta kalanlar - 6
Fırat Uzun: Arafta kalanlar - 5
Fırat Uzun: Arafta kalanlar - 4
Fırat Uzun: Arafta kalanlar - 3
Fırat Uzun: Arafta kalanlar - 2
Fırat Uzun: Arafta kalanlar - 1 Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.