Arafta Kalanlar - 6

Aç kaldık, ama düşmana teslim olmadık savaştık, arkadaşlarımız yaralandı omuzlarda günlerce taşıdık, şehitlerimizi şıvlardan sedye yaptık üç gün taşıdık iki arkadaş, kolumu yitirdim kör testere ile kangren olmasın diye hevallerim kesmek zorunda kaldılar, benden daha çok ağladılar, mayına bastım evladım küçük topuk mayını yol yoktu ilaç yoktu beni sırtlarına aldılar bende daha önce bir çoğunu sırtlamıştım şimdi sıra onlardaydı beni hastaneye yetiştirdiler ama onca emeğe rağmen doktor dizaltından kesti bacağımı...

Fırat Uzun

23.06.2015, Sal | 15:19

Arafta Kalanlar - 6
Makaleyi Paylaş
Kuşkusuz bizdeki bu sessizlik korkudan yada kaygıdan değil, gerçek devrimci kültürün vermiş olduğu mücadeleye zarar vermeme anlayışının bir bütünen bizlerde kavranmış olmasından kaynaklıdır.

Bugün Kürdistan\' da yada değişik ülkelerde yerleşmiş bulunan arkadaşlarımız noktasında da değinilecek bir çok nokta bulunmaktadır. Burada içinden gelmiş olduğumuz yapıya, şuan ki bize olan yaklaşımlara yönelik belli şeyleri dile getirmeye çalıştım ama en önemli noktalardan biri şu ki, biz nasılız? Tabii bunu eleştirmek yada sorgulamak amacında değilim ama neden ve niçinini sormak bir görev gibi karşımızda dikilmektedir.

Sistem yaşamına giriş yapan bir çok arkadaşımız eski arkadaşların kısmi de olsa desteğini almış yada almamışsa bile bunun özlemini yaşamıştır. Fakat geldikten sonraki değişimi kaçımız fark etmiş, kaçımız sorgulamışızdır? Bugün bir araya geldiğimizde hükümetleri, parti yaşamını eleştiren yada küçümseyen bir çok yaklaşım, buna karşın bir araya gelmede neden bu kadar atıl konuma düşmektedir? Bizde ki bu kopukluk ileride neleri doğuracaktır farkında mıyız acaba? Kürdistani değerler için kolunu bacağını, hayatlarını feda eden bizler bugün güney Kürdistan da bile şu dağlarda bir gece piknik yapmaktan çekinir hâle getirilmeye çalışılıyorsak, avaşinden - zaptan koparılıyorsak, metinadan - gareden ayak çektiriliyorsak bunu soramayan bir devrimci olabilir mi? Artık devrimci değilim diyen sesler kulağıma geliyor gibi ama bu büyük bir yalan! Devrimcilik istifa edilebilecek bir olgu değildir. Devrime adım atan kişi yaşamında ve hayatın her anında bu sorumluluklardan kurtulamaz, sen istesen bile devrim seni bırakmaz... O zaman şunu kabul etmemiz gerekmektedir, yarın çocuklarımıza kim olduğumuzu nasıl anlatacağız?

Anne - Baba biz kuzeyli isek neden şimdi Güneyde yaşıyoruz? Bu sorular şimdiden gelmiyor mu kulağınıza? Yoksa biz xainiz, parti haklı ihanet ettik kaçtık mı diyeceksiniz? Gerçekleştirilen bunca emeği anlatmayacak mısınız, bizde vardık, bizde yaptık demeyecek misiniz? Aç kaldık, ama düşmana teslim olmadık savaştık, arkadaşlarımız yaralandı omuzlarda günlerce taşıdık, şehitlerimizi şıvlardan sedye yaptık üç gün taşıdık iki arkadaş, kolumu yitirdim kör testere ile kangren olmasın diye hevallerim kesmek zorunda kaldılar, benden daha çok ağladılar, mayına bastım evladım küçük topuk mayını yol yoktu ilaç yoktu beni sırtlarına aldılar bende daha önce bir çoğunu sırtlamıştım şimdi sıra onlardaydı beni hastaneye yetiştirdiler ama onca emeğe rağmen doktor dizaltından kesti bacağımı...

Yani emek verdim evladım, pişman olmadım çünkü biliyordum iki türlü pişmanlık vardır hayatta, biri yaptıklarımız için diğeri yapamadıklarımız içindir, çok şükür pişman değilim diyebilecek miyiz? Bunları diyebilmek için bir arada olmak zorunda değil miyiz? Bakın bugün Yaşar Türk arkadaşımız hastanede kanser ile boğuşuyor. Bu arkadaşımızdan öncede birçok arkadaş için bir araya geldik yardımcı olmaya çalıştık ama bu yardımlar hep bireysel çabalar ile sınırlı kaldı, çünkü örgütsüz, birbirinden kopan koparılan bir durum ile karşı karşıyayız, bu hepimizin sorunu, hepimizin geleceği... Bizler tanışmış olsak ta olmasak ta O Biz - Bizde O’yuz...

Eğer geçmişimizden gelene sahip çıkmazsak gelecekte utanır hâle geliriz, bizden sadece Bizler birşeyler isteyebiliriz, çünkü başkaları bizden birçok şeyi aldılar. Onun için bizlerinde hataları çok zenginden zengin olmuş arkadaşlarımız var, komutandan Komutanıda var içimizde... Ne mutlu ki yardımcılar birçok arkadaşa ama yetersizler, protezleri parçalanmış seramik döşeyen tek kol arkadaşlarımız var, evsiz olan yeni gelenlerimiz var... Daha fazla yardım etmelisiniz, bu arkadaşlarımıza eğer hükümet yada UN birşeyler yapmıyor ise sizler yapmak zorundasınız, yoksa utanacak konuma düşersiniz... Elinizde olan maddi imkânları değil, arkadaşlık ve Güney\'deki dostluk İlişkileriniz ile bir kurumun kurulmasını sağlamalısınız. Sizler yolunuzu almış olabilirsiniz ama bir çok arkadaşımız daha yolun başında onlarıda ayağa kaldırmak ile sorumluyuz biz.

Yani sadece PKK yada KDP sorunu değil bu, bizler ile de alakalı bir durum, eğer sinmiş, tırsmış isek, yada iseniz YUH olsun bize, Size....

Bugün Şakiro,Kavis Axa , Ciwan Haco , Ayşe Şan ve daha niceleri içimizde birşeyleri uyandırıyor ise demek ki bizde iş bitmemiş hâlâ yapacak çok iş, söyleyecek çok sözümüz var demektir.....

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Uluslararası Ekonomik Forumu’ndan Barzani’ye davet M. Hüseyin Zana: Uluslararası Ekonomik Forumu’ndan Barzani’ye davet
8553 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:22:29:20

Fırat Uzun

Yazarın Önceki Yazıları

Savaş Lordu Ortadoğu arenasında... Dilene Dilene Kardeşlik Arayanlar Selpakçı Cinci Hoca... Ülkesizlik savaşları.... Serkeftin ile serxwebûn Elleriniz kırılsın Kürd'ü Kürd'e gazlayan uyduruklar Kürdistan'da Can Yücel olsaydım ... Dipsiz Kuyular... İçimizde dışımızda diktatörsüz yarınlara ve Charles Chaplin '1940' Ahhh Kürdistan ahhh... Arka sokakların alçaklaşan NRT medyası Anamız klam ile babamız ab-ı hayat ile uğurladı Berxwedan'ı Kan akar ülkemin nehirleri, bize ise Berxwedan düşer... Kürt halkının yılmaz dostu, Tarık Akan Şehit Kara Ömer'den Rojava karşıtlığına.... Qamışlo için komplo teorileri ile Kürde saldırılmamalıdır Türkiye'de darbe girişimi, Kürdistan'da Türk seviciler! Kürdistan aydın insiyatifi çalışmaları için.. Kürdistan'da Ramazanlı azınlıklar... Güney Kürdistan referandumu galibi Messi mi? Ronaldo mu? Çele'de Kobra, Dersim'de Anıtkabir olmak.... Tık tık tık... Pornocu Partiler ile İttifaka Umut Bağlayanlar Kaldı mı? Bizi neden sevmediler? Birlik için bir adım; İNSİYATİF... PKK Kürdistanı'nda yurtseverleşen ağalar ve kaçışan köylüler... Ankara'da Avaşin olmak... Kürdün birliğinin düşmanı, kurtlaşmış Kürt medyasıdır.... Halep'e pirinç almaya giderken Ankara'da ki bulgurdan olmak.... Kürdistan'da koalisyonlar ve ittifaklar Muhalifleri Sevmeyen, Muhalif Hareket Kaymakam Sedat Enteller danteller, Kürdistan'ı görmezler... Türkiye'de diplomasi, Kürdistan'da sidik yarışları... Satılmış Öğretmen, Kürdistan'dan Kaçıyor musun? Vah Kürdistan Kürdistan Kendi ile Barışamayan Barışçı... Kürdistan 'da Demokrasi Kürdistan'dan Fransa'ya Selo candır, yedirmeyiz… HDP Bozgunu ve Şengal Katliamı Tik tak ve HDP Bombası Türk ve Arabın kardeş kalleşliği 2016 Zafer Yılı ve Umutlarımız Peşmerge Çıkmazı ve Kongrelerimiz Tiranlar, Titanlar ve Devrim yolunda top atanlar Ölsünler mi? Kanlı barışın sessiz çığlıkları Kurşun ve Şarap - 6 Kurşun ve Şarap - 5 Kurşun ve Şarap - 4 Kurşun ve Şarap - 3 Kurşun ve Şarap - 2 (Pazardan Cumaya) Kurşun ve Şarap - 1 Arafta kalanlar - 8 (Son) Arafta kalanlar - 7 Arafta kalanlar - 5 Arafta kalanlar - 4 Arafta kalanlar - 3 Arafta kalanlar - 2 Arafta kalanlar - 1
x