Kürdistan için hani bazıları şiirler yazar, kimisi eskiden bu yana klamlar ile aşklarını dile getirirler, hatta kimisi şikayet eder halinden, hep te Kürdistan\'a söyler, O\'na yazarlar. Ama Dünya gerçekliğinin tam tersi olarak bizde yazılanda unutulur.
Derler ya söz uçar yazı kalır yahu bizde bu bile tutmaz. Kemal Sunal\'ın sahte kabadayı filminde bir karakter var belki kiminiz hatırlarsınız dikiş tutmaz Sabri, bizim yazılarda sözlerde dikiş tutmuyor. Kimse dikkate almıyor sanki. Birde daralınca utanmadan ahh Kürdistan ahh diye iç çekeriz.
İlginç ama ayarı kaçmış bir şekilde bazı şeyler içimizde gelişiyor. Yaptığımız ve verdiğimiz emekleri boşa çıkaran tavır ve duruşları gene kendi ellerimizle yaratıyoruz. Ve kimse hatasını kabul etmiyor.
Burda sürekli Rojava devrimi ile ilgili görüşlerimi yazarak destek verdiğimi, kendilerinin hatalar yapmalarının işin doğası gereği olduğunu ve hataların en alt seviyeye çekilmesi için elde var olan ve yarı devlet veya yönetim tecrübesi olan Güney Kürdistan yönetiminden dostça destek alınması gerektiğini hep belirttim.
Çünkü Şuan Rojava\'da yönetimde olan insanlar bu konularda bilinçsiz ve tecrübesizler. Tecrübeli olan diğer Kürt parçasından destek istemek çok daha mantıklı bir davranış olacaktı.
Ama olmadı ve eminim ki ne yazık ki olmayacakta...
Peki neden olmuyor bu yardımlaşma, bunun üzerine düşündüğümde aklımda sadece bir nokta açık olarak önüme çıkıyor o da iktidar hırsı. Ve o kadar kitaplar yazıp, eğitimler yapılmasına rağmen aslında PKK yönetimi iktidar ve koltuk hırsı ile kendi çizgisinde çarpık çurpuk bir anlayış geliştirmiş durumda. Tabii aynı hırs güneyde ki partiler için de geçerli. Hele güneyde ki iktidar hastalığı artık haddini aşmış durumda.
Ama güneydeki bütün partiler zaten parlamentoda iktidar olmak için uğraşıyorlar, yani hepsi açık açık iktidar olmak istediklerini belirtiyorlar. Peki bizim PKK\'ye ne oluyor ?
Kardeşim sen iktidar hastalıktır demiyor muydun?
Ma kardeşim sen hasta mı oldun?
Karşı olduğun bir olguya nasıl olurda böyle tutulursun? İnsanın aklı almıyor gerçekten. O zaman 1999 sonrası yazılan, İmralı süreci sonrası kitapları teker teker okuman gerekmektedir. Öcalan mesela Kürdistan bayrağı ile ilgili görüşme notlarında neler belirtmiş bunu tekrardan kafana kazıman gerekmektedir. Yada Öcalan Güney Kürdistan Halkı ile ilgili ne yönlü bir proje sunmuş iyice hatırlaman lâzım. Başta Bradosti aşireti olmak üzere tüm sınır hattı ile ilgili projesi nelerdi kafana sokman gerekir. Hani Rojava ile ilgili belirttiklerini de sizler daha iyi hatırlarsınız. Tabii burada amacım kimseyi sorgulamak değil ama birilerinin bazı olaylara ciddi yaklaşmaları gerekiyor.
Bakın bir olay anlatayım. Kongra Gel kongresinde Kürdistan bayrağı asıldığında ortalık karışmıştı, özellikle Avrupa çalışanları ve kitlesi \"yahu biz bunu hep yakıyoruz, bu kongrede ne arıyor\" demişlerdi. Çünkü haklılardı, o bayrağı o kadar yakmışlardı ki o bayrağın Kürdistan bayrağı olabileceği ihtimali bile akıllarından silinmişti. Onlar ve bizler için O bayrak ihanetçilerin bayrağı idi. Ve bu kafa ile Kongra Gel kongresinden sonra da Şiwan Perwer\'in konserinde de önce o bayrağa müdahale edildi.
Ama bu dediklerimi bizler 12 sene önce yaptık yahu o dönemden bu güne her şey değişti, sen hangi kafa ile Rojava\'da Kürdistan bayrağını yaktın anlaşılması yok, kelimeler cevap için yok...
Hadi devam edelim bakalım Öcalan\'ın Güneydeki halk ile ilişkilenmeleri noktasında bizim arkadaşlarımız ne yapmışlar. Geçen beş altı ay önce spora meraklı bazı genç arkadaşlar kendi ilçelerinin tepesinden, dağ yamacı sporu denilen bir sporu icra ediyorlardı. Yanılmıyorsam yamaç paraşütü deniliyor. Velhasıl bizim gençler Duhok\'a bağlı Amediye ilçesinde yaşıyorlar aslen oralılar da. Velhasıl çıkıyorlar köylerinin tepesine paraşütler hazır, yamacın tepesinden hooop bırakıyorlar kendilerini. Bu arada bu spor Kürdistan’da yok denecek kadar az kişinin yaptığı bir spor. Çok uzatmayayım bizim genç hooop diye kanatlanı veriyor, bizim hevallerden biri bir bakıyor Hazarfan Ahmet Çalabi’nin modern versiyonu havalarda süzülüyor. Bizim heval durur mu? yoook duramaz hemen mermiyi sürüyor namluya takır takır saydırıyor bizim Hazarfan’e... Tabii sonuç malum bizim ki yaralı karga misali yere düşüyor. Hevaller gidiyor sen ajanmısın, kim seni yolladı diye adamı bir güzel sıkıştırıyorlar... Yahu bu kadar akılsızlık olur mu? Düşmanın Heronları, keşif uçakları var, manyak mıdır bu düşman yamaçtan atlasın seni keşfetmek için. Birde adam kendi köyünde rahat olamayacaksa senin orada işin nedir?
Bırak halk seni sevsin, sana bağlansın amma nerdeeee...
Daha bu olay unutulmadan dünde Metina\'ya çıkan beş gence ateş açılıyor askeri alandır denilerekten bir genç öldürülüyor. Gene üç genç te yakalanıyor siz ajan mısınız diye sorgulanıyorlar... PKK ne yapıyor bir türlü anlamak mümkün değil. Acaba PKK içinde yeni bir klik mi oluştu? Öcalan ve Bayık arası farklı bir akım mı var? Tabii böyle bir akım varsa bile tutumları bu olamazdı.
Aklımdan neler geçiyor neler ama başta dedim ya ahh Kürdistan ahhh, sen anamızdın ağlattılar, bacımızdın başına gelmeyen kalmadı, babamızdın hamal ettiler... Yazık oldu bize yazık...
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.